Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Başörtülü kızlar da okula!
Hâl ve gidişe bakılırsa; Türkiyeânin çelişkileri bitmek bilmeyecek gibi. Bir yandan âHerkes okula koşsun, okumayan kalmasınâ deniliyor; bir yandan da okula koşan bazı öğrenciler kapıdan geri çevriliyor. Bu da yetmezmiş gibi okul kapısından geri çevrilen bu öğrencilerin velileri mahkemeler yoluyla cezalandırılıyor.
Yıllardan beri, başta üniversiteler olmak üzere âkamusal alanâda devam eden başörtüsü yasağının sona ermesi gerektiğini ifade ettik. Yasakçılar direndi, her türlü yolu denedi ve neticede üniversitelerdeki başörtüsü yasağı büyük ölçüde sona erdi. Kötü mü oldu? Sınırlı bir azınlık hariç, bu gelişmeyi ekseriyet memnuniyetle karşıladı. Her ne kadar problem tam olarak çözülmemişse de, âYetmez, ama evetâ durumuyla karşı karşıyayız. Başörtüsü yasağının mağdur ettiği kişilerin maddî ve manevî hakları da iâde edilinceye kadar gerçekleri ifade etmeye devam etmeliyiz.
Gaziantepâte yaşanan bir hadise, başörtüsü yasağının anlamsızlığını bir defa daha hatırlattı. Gaziantep Şehit Kâmil İMKB İlköğretim Okulunda okuyan bir öğrencinin annesine, âkızının başörtülü bir şekilde okula devam etmesi talebinde ısrarlı davrandığı içinâ hapis cezası verilmiş.
Yargılanan anne, çocuğunun eğitiminin engellenmesinin yanında, ayrıca 2 yıl 10 ay hapis cezasına da çarptırılmış.
Bu uygulama ve bu ceza, âHaydi kızlar okulaâ kampanyasını açanların samimî olmadığını göstermez mi? Yani, okula giden öğrencilerin illâ ki başlarının açık olması mı lâzım? Maksat kız öğrencilerin okuması ise, âNe olursan ol, okula gelâ demek gerekmez mi? Böyle denildiğinde, âİyi de okulun da bir kuralı var. Başörtülüler gelirse, âbaşkaâ kıyafetlerle ya da âkıyafetsizâ gelenler de olur. Onlara ne diyeceğiz?â diye itiraz edenler çıkıyor.
Bu tam anlamıyla bir mugalata, aldatmaca ve demagojidir. En basit ve yalın cevabı üniversitelerde verebiliriz: Yıllardan beri devam eden başörtüsü yasağı kısmen de olsa sona erince, üniversiteye gelen âbaşkaâ öğrenci tipleri mi ortaya çıktı? Ya da âOnlar başörtülü geliyorsa ben de âayakkabısızâ geleceğimâ deyip serbestiyeti, yasağın sona ermesini protesto edenler mi çıktı? Hayır, aksine başı açık olan da, başı kapalı olan da el ele, kol kola aynı sınıfta, aynı sırada ders almaya devam ediyor. Tıpkı yasak uygulanmayan darbe öncesi yıllardaki gibi...
Hiç kimse, âKocaman Türkiyeâde bir ildeki uygulamayı gündeme getirmeye ne gerek var. Böyle bir talep yok kiâ demesin. Bu hadiseye âBir kişinin, bir velinin talebiâ olarak bakılamaz. Velev ki bir öğrenci, velev ki bir veli olsun. Haklı bir talep ise o dahi karşılanmalı. Ki, böyle bir talep bir kişinin değil, milyonlarca kişinin talebidir. Merak edenler varsa, kız çocukları okula giden velilere sorsun: âKızlarınızı başörtüleriyle mi okula yollamak istersiniz?â Bakalım nasıl bir cevap alacaklar?
Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağına itiraz ediyoruz da, ilköğretimde uygulanan yasağa niçin itiraz etmeyelim? Elbette burada bir âölçüâ vardır, ama bu ölçüyü idareciler koyamaz. âBunlar küçüktür, büyüyünce başlarını örtsünlerâ demek idarecilerin işi değil. Öğrenci ya da veli isterse, istediği yaşta başörtüsünü takabilir ve takmalı. Türkiyeâyi idare edenlerin vazifesi, öğrencilere okuma imkân ve şartlarını sağlamaktır.
Şu sorunun cevabını veremeyenler bu yasağı savunmasın: Meselâ, Almanyaâda yaşayan bir gurbetçimizin ilkokula devam eden kızı başını örtebiliyor da, aynı yaşlardaki arkadaşı ya da kardeşi Türkiyeâdeki ilköğretim okuluna giderken niçin başını örtemesin?
Başörtüsü yasağı ilk okuldan son okula kadar ve âkamusal alanâ da dahil her kademede sona ermelidir, vesselâm...
Faruk ÇAKIR