Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Hatırlatmakta fayda var
Gerek 12 Eylül 1980 darbesi ve gerekse 28 Şubat 1997 âpost-modern darbeâsiyle ilgili olarak devam eden bir yargı safhası var. Bir taraftan bu safhalar devam ederken, diğer yandan yeni ve gerçek anlamda bir sivil anayasa ihtiyacı da her geçen gün kendisini hissettiriyor.
Yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacını hemen herkes dile getiriyor, ama bu anayasanın nasıl olacağı noktasında henüz bir netlik yok. En tartışmalı konulardan biri de, 12 Eylül 1982 anayasasında yer alan âdeğişmez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddelerâ meselesidir. Siyaset kurumu bu hususta çok az konuşurken, sivil toplum kuruluşları ve anayasa uzmanları çok önemli bir noktaya dikkat çekiyorlar. Onların ifadesine göre, eğer bu maddeler olduğu gibi yerinde kalırsa ortaya çıkacak âyeni anayasaânın sadece adı ve sanı âyeniâ olur!
Bu noktada başından beri ısrarlı şekilde hatırlatmalar yapan isimlerden biri de Prof. Dr. Ergun Özbudun. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfıânın (SETA) Antalyaâda düzenlediği sempozyumda konuşan Özbudun, anayasadaki ilk üç maddeyi değiştirilmez kılan iradenin halkın değil darbe konseyinin iradesi olduğunu belirterek, 30 yıl sonra bu maddelere bu derece kutsiyet atfedilmesinin anlamsız olduğunu hatırlatmış.
1982 darbe anayasasında şimdiye kadar çok sayıda olumlu değişiklik yapıldığına da işaret eden Özbudun, bu değişikliklerin anayasadaki âvesayetçi, devletçi ve yasakçı ruhunâ ortadan kaldırılmasına yetmediğini söylemiş.
Mevcut darbe anayasasını savunanlara göre, TBMM yeni bir anayasa bile yapamaz. Niçin? Çünkü, onlara göre ancak âdarbecilerâ anayasa yaparbilir! Mevcut darbe anayasasını savunurken de zaten bunu açıkça ifade ediyorlar. Tabii ki yasakçıların, darbecilerin ve onları destekleyenlerin istekleri de olabilir. Fakat önemli olan milletin ne istediği değil midir? Millet, mevcut darbe anayasasını reddediyor, yeni ve sivil bir anayasa istiyor.
Bunu da her imkân ve fırsatta dile getiriyor. O halde yeni anayasa yapma için yola çıkanların en önce dikkate alması gereken talepler, bu haklı talepler olmalı. Ne yazık ki hâlâ darbeleri ve darbecileri destekleyen hukukçulara bile rastlanıyor.
Türkiyeânin her konuda menfaati, gerçek anlamda hür, demokrat ve sivil bir anayasa yapmaktadır. Mevcut anayasa ile birikmiş problemleri çözmek mümkün değil. Zaten böyle bir imkân olsaydı, problemlerimiz bu kadar birikir miydi?
1982 anayasasındaki âdeğişmez maddelerâi oraya yerleştirenler, darbe ile idareyi ele alan ve hayatta olanların bugün yargı önüne çıkarıldığı kişiler değil mi? Darbeciler bugün için başka ithamlarla yargılanıyor, ama yarın bir gün millete nefes aldırmayan bir anayasa hazırlayıp, zorla kabul ettirdikleri için de yargılanma ihtimalleri vardır.
Her fırsatta tekrarlamakta fayda var ki, 1982 anayasası millet nezdinde kabul görmemiş anayasadır. âİyi de yüzde 92 oyu kim verdi?â sorusu sadece bir aldatmacadır. Elbette âdarbe anayasasıâ referandumda yüzde 92 nisbetinde âevetâ oyu almıştır, ama bu durum darbe anayasasına meşruiyet kazandırmaz. Çünkü hür ve adil bir referandum yapılamamıştır, darbeciler buna izin vermemiştir.
âEvetâ demenin serbest, âhayırâ demenin yasaktan da öte âsuçâ olduğu bir referandum, bir seçim adil kabul edilebilir mi?
Yeni ve sivil bir anayasa yapmak için yola çıktığını ilan eden ve bu hususta yapılan teklifleri de toplayıp değerlendirenlere bir defa daha hatırlatmak isteriz ki, yapılacak yeni anayasada 12 Eylülâün izleri, özleri ve anlayışı olmasın. Aksi halde, sadece ismi değişmiş, anlayışı değişmemiş bir anayasa ortaya çıkar ki bu da Türkiyeânin muhtaç olduğu bir anayasa olmaz.
Mümkün olduğunca geniş kitlerin tasvibini alan, 74 milyonun içine sinen, sahipleneceği bir anayasa yapılsın, vesselam...