Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


EBCED HESABI???

Mukallid kardeşim, tartışma ortamı oluşturmak istemem fakat; şahsıma ait delilli açıklama yapmışsınız. Eh ben de yazmadan edemem :)

İlk altını çizdiğiniz "gelecek" kaydı ile ilgili şunları söyleyebilirim; öncelikle dikkatimden kaçmış, yoksa mevzusunu bile etmezdim...

Sonra, "Beldetün tayyibetün" lafzının ebced hesabı ile hesaplanarak İstanbul'un fethine dayandırılması, İstanbul'un fethinden sonra olmuştur. Yani Said Nursi 1453 yılından evvel doğmamıştır ki; hesap yaparak, gelecekten haber veren, İstanbul'un fethini kitabına alsın.

Ayrıca gelecekten haber verdiği düşünülmüş olsaydı Eba Eyyüb'el Ensari hz. taaa memleketi Medine'den kalkıp müjdelenen asker olmak adına İstanbul'da şehit olmazdı...

Sahabeler hesaplayıp; "Ha bu fetih 1453 tarihinde oluyormuş, bizim savaşmamıza gerek yok, işimize bakalım" derler, fetih için, müjdelenmek için; Mekke'lerden, Medine'lerden gelip Bizans'ı kuşatmayı göze almazlardı.

Eğer gelecekten haber veren bir hesap olsaydı bu ebced hesabı, Osmanlı padişahları oturur 1453'ü beklerdi. İstanbulu kuşatıp mağlüp olma riskini almazdı.

Ve diğerleri; Emeviler, Abbasiler, Macarlar, Venedikliler, Cenevizliler, ... savaş için göz karartılmazdı.

Yani diyorum ki; evvelden bilinseydi, Belde-i Tayyibe 22 kez kuşatılmazdı!...

Bir kez daha düşüncemi yenilemek isterim; ancak ve ancak geçmiş zaman ve şimdiki hal için kullanılabilecek bir işlemdir ebced hesabı...

Demem o ki; geleceği haber veremiyormuş.

~~~

Geleyim 2. ve 3. kırmızı ve altı çizili cümleye...
GKN nickli üye şahsen tanıdığım bir üye. Sözü geçen arşiv ise ebcedin harici daha faydalı mevzular. Paylaşmasını arzu ettiğim konular da bunlar-dı-... Yeni olduğunuz için bilmiyor olabilirsiniz; hoş görü ile karşılıyorum...

Tüm samimiyetim ve saygılarımla...


Sonra, "Beldetün tayyibetün" lafzının ebced hesabı ile hesaplanarak İstanbul'un fethine dayandırılması, İstanbul'un fethinden sonra olmuştur. Yani Said Nursi 1453 yılından evvel doğmamıştır ki; hesap yaparak, gelecekten haber veren, İstanbul'un fethini kitabına alsın.



''Beldetün tayyibetün'' lafzından ebced hesabı yapan müellif;ismini zikrettiğiniz alim değildir.Molla Cami Hazretleridir.
Bir nükte şeklinde bunu belirtmiştim...

Hicri 857 tarihini hesab etmiştir.Miladi olarak 1453'e tekabül etmektedir.

Hesabı yapan Molla Cami Hazretleri ise;1414-1492 Miladi yılları arasında hayat sürmüştür.

Tartışma ortamının oluşmasını sizden daha çok istemem.
Ancak;hakkı bulmak adına da sessiz kalmam mümkün değildir.Şundan emin olun ki;insanların hür iradelerine karışmak gibi bir niyetim yoktur.
Tek amacım;insanların hür iradelerini kullanmalarına engel teşkil eden
ilmi dejenerasyonun önüne geçebilmektir.

İlmi dejenerasyon ise;Kur'an,Hadis,İcma ve Kıyas'ın dışında bir yol tutmaktır.Meselelere;şahsi ve indi görüşlerle yaklaşmaktır.

Saygılarımla...

''Elif Lam Mim'' Huruf-u Mukatta(kesik harfli) ayetleri Peygamber Efendimizden(asm) işiten Yahudi alimlerinden Ebu Yasir bin Ahtab, kardeşi Hüveylid ve bir kısım bilginler, ona giderek, ''Sana Elif, Lam, Mim diye bir ayet indi mi?'' diye sorar. Evet! cevabını alınca, ''Senin ümmetinin ömrü kısa!'' (bunların Ebced karşılığı rakamlarını söyleyerek) ''Ey Yahudiler, ümmetinin ömrü 71 sene olan bir peygamberin ümmeti olur musunuz?'' der ve Peygamberimize (asm) döner: ''Yanında bundan başka var mı?'' Elif, lam, Mim, Sad! ''Başka!'' Elif, Lam, Ra. ''Başka.'' Elif, Lam, Mim, Ra. Mümkündür.Bu bütün bu rakamların toplamı Muhammed`e verilmiş olsun. Bunların tamamı ise 743 yıldır.

Kaynakça:
(Tefsir-i İbn-i Cerir, 1/68-71; Tefsir Ed-Dürr-ür Mansur-İmam-ı Suyuti, 2/22; Tefsir-i İbn-i Kesir, 1/37)


''Beldetün tayyibetün'' lafzından ebced hesabı yapan müellif;ismini zikrettiğiniz alim değildir.Molla Cami Hazretleridir.
Bir nükte şeklinde bunu belirtmiştim...

Hicri 857 tarihini hesab etmiştir.Miladi olarak 1453'e tekabül etmektedir.

Hesabı yapan Molla Cami Hazretleri ise;1414-1492 Miladi yılları arasında hayat sürmüştür.


Bilgiler için çok teşekkür ederim. Tamam, Molla Cami Hazretleri hesaplamış.

Ben öyle düşünüyorum ki; İstanbul'un fethinden sonra hesaplamıştır. Çünkü yaşadığı tarihlere bakarsak eğer, İstanbulun fethedildiği yıl 39 yaşlarında oluyor. Daha sonraları oturur, düşünür, taşınır; Peygamber efendimizin "Beldetün Tayyibetün" diyerek fetih yılını işaret eden kelimeleri telaffuz ettiğini söyleyebilir. Kitabına yazabilir. Bir başka alim de kendi kitabında yer verebilir. vs. vs. vs.

Ee bunda bir terslik görmüyorum. Çünkü yaşadığı tarihler benim bahsettiğim mevzuyu yanlışlar nitelikte değil.

İddia ediyorum ki; bu hesaplama işlemleri geleceği haber v e r e m e z, vermez...

Eğer geleceği haber veriyor olsaydı, Peygamber Efendimiz bunları çözer ve Sahabesine onların tahtında bizlere açıkça söylerdi...

Hz. Peygamber (asm), Bedir Harbi'nden bir gün önce, ''Düşmanla karşılaşacaksınız, onlara yardım edilmeyecek, onlara galip geleceksiniz'' mealindeki hadisiyle cifir ve ebcede işaret ettiği kayıtlıdır.

Kaynakça:
Ebu Davud, Cihad, 71; Müsned-i Ahmed 4/65, 289; 5, 377;

Hür iradenize karşamam... Neye inanıp,neye inanmayacağınızı söyleyemem...
Hür iradenizin önündeki engelleri aşamadıktan sonra;yapılacak pek bir şey olmadığını düşünüyorum...
Saygılarımla...

Rasülümüz kendi zamanında, kendi cümleleriyle, kendi açıklamasıyla; bizzat kendisi söylemiştir. O zamanlarda dahi saptırmak isteyenler varken, şu zamanda biz acizler önemli mevzuları bırakıp hesap işiyle mi uğraşalım yani?


Neyse öyle diyorsanız öyledir kardeşim. Siz daha iyi biliyormuşsunuz.

Dediğiniz gibi ben de hür irademle kendi önümü kapamış oluyorum maalesef. Ne yapayım artık, seçmişim bir kere ;)

yaaaaa...bi araya giriyim...benim ismimide hesaplayalımmı.. :)


yaaaaa...bi araya giriyim...benim ismimide hesaplayalımmı.. :)


Gel, gel. Hoş gelebildin :D

Onu hesaplamayı bilenlere sormak lazım. Ben bilmiyorum kiii :-\

teşekkürler kardelen can....
sabahtan beri burdayım...yorumları okuyorum...
konu hakkında hiç bi fikrim yok...
ama merak ettim ismimi :)


Dini Sorular ve Cevaplar

MollaCami.Com