Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
İlm-i Kelam Sahipleri Lütfen Yardım
Lütfen dikkatle okuyun ve yardımcı olun. İkinci paragrafın başından itibaren (İmam-ı Azam Hazretleri “aklı nakilden asıl” tutarak)yazıyor. Bu ne anlama geliyor. Bu metin bir osmanlı paşasının meşhur eserinden alınmıştır. Tercümesiyle meşgulüm.
İlm-i usûl-i fıkıh, kitap, sünnet, icmâ‛ edille-i selâsesinden kavâid-i mahsûsa-i mazbûta ile ahkâm-ı ilâhîye istinbât ve bu ahkâm ile furû‛-i mesâil-i fıkhiyye istihrâc etmekten ve “ilm-i fıkıh” dahi her bir nefis kendini ve kendi aleyhinde olan şeyleri bilmekten ibaret olup mesâil-i müstahriceye taalluk eden marifete vukûfu olan ulemâya “fukahâ” denir.
Ecille-i fukahâ: Irâkî ve Hicâzî olarak iki fırka olup Irâkî fırkasının muktedâsı İmam-ı Azam Ebu Hanife Numan bin Sâbitel-Kûfî ve Hicaz fırkasının pişvâsı İmam Mâlik bin Enes el-Medenî ile İmam Muhammed bin İdris el-Muttalibî eş-Şâfi‛i Hazretleridir.
İmam-ı Şâfi‛î’den sonra İmam Ahmet bin Hanbel dahi bir meslek-i diğer ittihâzıyla mezâhib-i erba‛a eimmesinin dördüncüsü olmuştur.
İmam-ı Azam Hazretleri “aklı nakilden asıl” tutarak ve İmam-ı Mâlik Hazretleri “nakli aslü’l-esâs” ittihâz ederek ve İmam-ı Şâfi Hazretleri “akıl ile nakli” müsâvî add ü itibar eyleyerek ictihâd etmiş ve İmam-ı Ahmet bin Hanbel Hazretleri “nusûsu her şeye esas” ittihâz ile merâtib-i ictihâdın dördüncü mertebesine irtikâ edip fakat mezhebini pek az kimseler taklit eylemiştir.
İmam-ı Mâlik’in zuhurundan bir müddet sonra “Mezheb-i Zâhirî” nâmıyla bir mezheb daha zâhir olup bu mezhebi taklit edenler kıyasla ahkâm-ı şer‛iyye iktibâsına itiraz ederek o yolda ameli terk ve iptal ettiler ve onları müte‛âkib bir de “Mezheb-i Fıkh-ı Ehl-i Beyt” ihdâs edilip fakat gulüvv ve ifrâtı cihetle mezâhib-i ehl-i cumhura muhalif olduğundan imamlarının irtihali ve mezâhib-i hakka mukallidleri ulemâsının red ve inkârı üzerine münderis olmuştur.
Bu arada paşa hazretleri Ehl-i Beyt mezhebi ile ilgili bir de not düşmüş. Meraklıları için ekliyorum.
[*] Ehl-i Beyt cümlesi karînesiyle mezheb-i mezkûrun mezâhib-i hakka cümlesinden olması hatıra gelir ise de mezâhib-i bâtıla cümlesinden olduğu tarih nazarında müsbettir.
Tanıdık geldi değil mi?
ilginç bir bakış açısı sunmuş. bizim alıştıgımızın dışında bir izah getirmiş.
> Hanefiler : (Nakiller arasında tercihte) "naklin kaynağı kadar" Akıl da ön planda..
> Malikiler : Nakil (de naklin kaynağı esas alınmış sanırım)
> Şafilerde : nakil ile akıl
> Hanbelilerde : (yanlış anlamadımsa) Naslar esaslı
ehli beyt mezhebinden kasıt nedir? caferi ve şiiler mi? yoksa farklı mezhep mi?
(Nakiller arasında tercihte) "naklin kaynağı kadar" Akıl da ön planda..
Bu cümleniz bana nasıl rahat bir nefes aldırdı bilseniz. Çok teşekkür ediyorum. Günlerdir içinden çıkamamıştım.
ilgilendiğiniz için bilhassa teşekkür ediyorum. Daha eklemek istedikleriniz olursa lütfen bu kitap basıldığı zaman
okuyacak olanların itikadi selameti için ilave edin.
Ehl-i Beyt Mezhebi düşündüğünüz gibi Şia malesef. İslamoğlu'nun sık sık gündeme getirdiği mezheb.
Burada kastedilen akıl akl-ı meadmış. Bir büyüğüme sordum. Yoksa akl-ı meaş olsa Aristodan farkımız kalmazmış.
İyi ki büyüklerimiz , hocalarımız var. Hepsini çooooooooooook seviyorum. Seve seve bitiremedim. Allah hepsinden razı olsun.
Aslında bu satırlar bir gerçeği de ortaya çıkarıyor..
Bugün aslından tercüme edilmiş, sadeleştirilmiş ya da günümüz türkçesine çevrilmiş bir çok eser, o eseri ortaya koyanın anlatmak istediğinin dışına çıkılarak çeviricinin kendi dünya görüşü ile şekillenebilmekte..
Sadece dini eserlerde değil tarihi kaynaklarda da bu çok sık rastlanmakta..
- Bu yüzden dördüncü murat serhoş ilan edilmekte..
- Hürrem Sultan vatan haini gösterilmekte..
- Osmanlı oldugundan cok farklı konuma sokulmakta..
Dini konularda ise insanların yanlış çeviriler sonrası hadisleri inkar etmesine neden olunmakta.. Ayetler farklı yorumlanmakta. Bir çok islam alimi yanlış çevirilerin ürünü olarak bidatçı vs olarak gösterilmekte vs. vs.
rabbim sonumuzu hayreylesin