Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


"Tesettür de oruç gibi Allah'ın emri"

Tesettüre Çağrı Platformu (TESÇAĞ), mübarek Ramazan ayı münasebetiyle bir basın açıklaması yaparak, tüm İslam Âlemi'nin Ramazan'ı tebrik edildi. Açıklamada, Ramazan-ı şerif' İslam'ın ve Kuran-ı Kerim'in ayetleriyle farz olduğu hatırlatılarak, oruç, nasıl Allah'ın bir emriyse tesettüründe aynen Allah'ın emri olduğu vurgusu yapıldı.

Tesettüre Çağrı Platformu adına basın açıklamasını okuyan platform sözcülerinden Mehmet Duyu, Ramazan'ın bir fırsat olduğu ve insanın eline her zaman geçilmediğini belirterek, bizlerin, bu seneki Ramazan ayına erişmemizin, gelecek sene de erişeceğimizin bir garantinin olmadığını belirtti.

Zihnimiz ve Tefekkürümüzle Oruçlu Olmalıyız

Duyu, bu mübarek ayda gereği gibi istifade etmek gerektiğini açıklayarak, bazı tavsiyelerde bulundu. Kur'an-ı Kerim'in bu ayda nazil olduğu için, bu hidayet rehberinin her gün düzenli olarak mukabele şeklinde okunması gerektiğini söyleyerek, Ramazan tavsiyelerine şöyle devam etti:

- Gerçek manada tövbe ve istiğfar etmeli ve küçük büyük tüm günah ve masiyetlerden ellerimizi çekmeliyiz.

- Bedenlerimize açlık ve susuzluğu tattırmakla, bir nebze nefsimize galebe çalmış ve şeytanımızı kahretme yoluna girmiş bulunuyorken, diğer taraftan uzuvlarımızla Şeytan'ı ve nefsimizi memnun etmeyelim. Yani her şeyimizle; kulak, el ayak ve gözlerimizle hatta mümkün ise zihnimizle tefekkürümüzle oruçlu olmalıyız.

Oruç Sosyal Bir İbadettir

- Yoksul ve kimsesizleri gözeterek, sadakalar vererek orucun aynı zamanda bir sosyal ibadet olduğunu hatırlamaya çalışmalıyız.

- Komşularımızı iftar yemeklerine davet ederek, zayıflamış olan toplumsal ilişkileri canlandırmalı ve Ramazan-ı Şerif'i ibadetle zikir ve salavatlarla süslemeye gayret göstermeliyiz.

- Kadir gecesini yakalamak adına her gecesini değerlendirmeli ve son on günde i'tikafa girmeye çalışmalıyız.

Tesettürsüzlük Hastalığına Karşı Bütün Müslümanlar Daha Fazla Duyarlı Olmalı

Duyu, yaptığı basın açıklamasında oruç, nasıl Allah'ın bir emriyse tesettüründe aynen Allah'ın emirlerinden bir emir olduğuna vurgu yaparak, toplumu yaygın bir şekilde kuşatmış olan tesettürsüzlük veya çıplaklık hastalığına karşı bütün Müslümanları daha fazla duyarlı olmaya davet etti.

Duyu, Müslümanların Allah'ın diğer emirlerine sarıldıkları gibi tesettür emrine de ilk başta kendi ailelerinden başlamak üzere bütün çevrelerinde bu hassasiyeti taşımalıdır diyerek, basın açıklamasını şöyle sürdürdü: "Ey cennetin ayaklarının altında olduğu müjdesine mazhar olan bacılarımız! Nesillerimizin ve toplumumuzun dünya ve ahiret selameti sizlerin Allah'ın emirlerine karşı hassasiyetinize bağlıdır. Kur'an'ın inmeye başladığı bu mübarek ayı başlangıç kılarak Tesettürlü olan bacılarımızın tesettürlerine daha sıkı riayet etmelerini, şimdiye kadar tesettüre bürünmeyen bacılarımızın da Allah'ın tesettür emrini yerine getirmeye davet ediyoruz."

Duyu açıklamasının sonunda, Ramazan'ın İslam Ümmet'i için hayır, bereket ve kurtuluşlar getirmesi temennisinde bulunarak açıklamasının bitirdi.

(Haber: Osman İçli-İLKHA)

Ramazan-ı şerif' İslam'ın ve Kuran-ı Kerim'in ayetleriyle farz olduğu hatırlatılarak, oruç, nasıl Allah'ın bir emriyse tesettüründe aynen Allah'ın emri olduğu vurgusu yapıldı.



Ne yaman çelişki değil mi?

Oruç farziyetini yerine getirenler acaba tesettür, faiz, Namaz ve bilumum farziyetleri neden yerine getirmezler? Yoksa onlar kitabın bir kısmına inanıp da bir kısmını inkar mı ediyorlar? Bakara 85

Bir kısmını inkar; Hakikatin üzerini bile bile örtme/gizleme anlamına gelen küfür kavramında her zaman "bilinç/kasıt" vardır. Allah'ın bir emrine, farz olan bir emre sürekli muhalefet etmek insanı küfre götürür. Mesela Namaz gibi

Dikkat edin bu tipler Orucu tutarlar çünkü sürekli değil. Vakit namazını kılmazlar ama Cumayı kaçırmazlar çünkü Cuma kısa ve sürekli değil. Meal ya da tefsir okumazlar çünkü okurlarsa sorumlulukları artacak onun yerine Arapçasını kutsuyorlar, Sünnete bakmazlar onun yerine bir mezhebi her yönüyle taklit ederler ( bu taklit bilinçli bir taklit değildir, delili bilmezler sadece başkalarının aktardıklarına kafa sallarlar) zira bu daha kolaydır diğer şekilde Sünnen kitaplarını ve alimlerin içtihatlarını açıp bakmak ve araştırmak zorunda kalırlar ki işlerine gelmez, meşakkatlidir vs.

http://www.ihyaforum.com/sizin-makaleleriniz/35792-aldananlar-aldattiklarina-inananlar.html

Herşey ortada aslında zaten Kur'an bize bunu anlatıyor. Anlamak isteyen bu vahyın ışığında görür.

İnsanlar oruç tutarken acaba gerçektende Orucun hakkını vererek mı tutuyor açlık orucu mu tutuyor? Hep uyutulduk susturulduk oruç tutup namazını kılmayan birine namazını kıl deyınce başkaları kılmasın orucunu tutuyor ya! dedi.

oruç tutup başı açık kılık kıyafeti uygunsuz insanlara tuttukları oruç için madalyalar takıldı.!!!
Sadece ramazanda oruç tutup namaz kılanlar mümin ilan edildi cahil müslümanlarca!!!!

Bir bayan kotun, kısa penye bluzlerin üzerine eşarp takınca başörtülü kimliği verildi! tebrik edildi....


Bütün bunları yapanlar yaptıranlar, bu insanlara alkış tutanlar tevhidi imanı bilmeyen cahillerdir.


RedveKabul kardeşimizin yazdığı ayet çok açık,

"Yoksa onlar kitabın bir kısmına inanıp da bir kısmını inkar mı ediyorlar? Bakara 85"


Allah ın emir ve yasakları bir bütündür.İşimize geleni hayatımıza alır işimize geleni terk ederek inananlardan olamayız. İman kavramı tüm ayetleri içine alır.

Allahın emrettiği gibi kapanmayanlar, daracık pantolon, kısacık etek......... boşuna kafalarında eşarp taşımasın kendilerini kandırmasınlar. Allah'ı kandıramazlar.

http://www.ihyaforum.com/sizin-makaleleriniz/35792-aldananlar-aldattiklarina-inananlar.html

Herşey ortada aslında zaten Kur'an bize bunu anlatıyor. Anlamak isteyen bu vahyın ışığında görür.

İnsanlar oruç tutarken acaba gerçektende Orucun hakkını vererek mı tutuyor açlık orucu mu tutuyor? Hep uyutulduk susturulduk oruç tutup namazını kılmayan birine namazını kıl deyınce başkaları kılmasın orucunu tutuyor ya! dedi.

oruç tutup başı açık kılık kıyafeti uygunsuz insanlara tuttukları oruç için madalyalar takıldı.!!!
Sadece ramazanda oruç tutup namaz kılanlar mümin ilan edildi cahil müslümanlarca!!!!

Bir bayan kotun, kısa penye bluzlerin üzerine eşarp takınca başörtülü kimliği verildi! tebrik edildi....


Bütün bunları yapanlar yaptıranlar, bu insanlara alkış tutanlar tevhidi imanı bilmeyen cahillerdir.


RedveKabul kardeşimizin yazdığı ayet çok açık,

"Yoksa onlar kitabın bir kısmına inanıp da bir kısmını inkar mı ediyorlar? Bakara 85"


Allah ın emir ve yasakları bir bütündür.İşimize geleni hayatımıza alır işimize geleni terk ederek inananlardan olamayız. İman kavramı tüm ayetleri içine alır.

Allahın emrettiği gibi kapanmayanlar, daracık pantolon, kısacık etek......... boşuna kafalarında eşarp taşımasın kendilerini kandırmasınlar. Allah'ı kandıramazlar.


Allah razı olsun içimden geçenleri aynen dile getirmişsiniz.

Yoksa onlar kitabın bir kısmına inanıp da bir kısmını inkar mı ediyorlar? Bakara 85


bir insan dil ile inkar etmediği sürece, yapmıyor diye inkar ettiğini söyleyemezsiniz. Yorumlayarak kişiyi küfürle itham edemezsiniz.

Bir kısmını inkar; Hakikatin üzerini bile bile örtme/gizleme anlamına gelen küfür kavramında her zaman "bilinç/kasıt" vardır. Allah'ın bir emrine, farz olan bir emre sürekli muhalefet etmek insanı küfre götürür.


işte ısrarla bunu size söylüyoruz. Kendi ellerinizle yazıyorsunuz kardeşim. yaptığın sizi küfre götürmekte..

Meal ya da tefsir okumazlar çünkü okurlarsa sorumlulukları artacak onun yerine Arapçasını kutsuyorlar,

Neyin kutsaması? sen kendini ne sanıyorsun.. senin beynin daha bazı şeyleri ŞARZ etmezken internetin en kapsamlı meal sistemini sunduk..

Senin atomların henüz düşündüğünü sanma yeteneğini sana aşılamazken internette hadis arama motoru geliştirk. meal ve hadis üzerine bir çok siteler oluşturduk.

Eminim ki burada ahkam kesip meal okumuyorsunuz diye yapıştırdıgın mealleri de bizim kurdugum sitelerden aktarıyorsundur..!

Meal okuyarak adam olunsa idi, yaşar nuri öztürk adam olurdu.. Edip yüksel adam olurdu. Adamlar okumakla kalmıyor bir de insanlara ingilizcesinden çevirip okuyun diyorlar.. ama işte senin gibi topla fitne ve fesat sokmakla meşguller..

Arapçasını kutsuyorlar,


ingilizce, fransızca, almanca öğren ama arapçadan beri ol.. oh nerede o yogurdun bollugu.. Madem kuran üzerine emek vereceksin önce adam ol git arapçasını öğren. dökme su ile değirmen döndürerek mide bulandırmaya devam etme..

yerine bir mezhebi her yönüyle taklit ederler ( bu taklit bilinçli bir taklit değildir, delili bilmezler sadece başkalarının aktardıklarına kafa sallarlar) zira bu daha kolaydır diğer şekilde Sünnen kitaplarını ve alimlerin içtihatlarını açıp bakmak ve araştırmak zorunda kalırlar ki işlerine gelmez, meşakkatlidir vs.


Mezhepler, peygamber efendimizin islamiyeti yaşama biçimidir. Ve o yaşama biçiminin dosdogru şekilde günümeze aktarılmasıdır. Senin gibilere karşı koruyucu bir kaledir..


zira bu daha kolaydır


meal meal diye bağırır herşeyi yok kolayına geldi yok bilmem neyine geldi deyip ahkam keserler.. ama cihad ayetlerini görünce müslümana kılınç sallamak sanırlar. Kolaylarına gelirler kendi cep telefonlarını üretmezler, giderler satın alırlar gevurdan.. kolaylarına gelir kendi pclerini üretmezler satın alırlar gevurdan vs. vs. vs. gevurun verdiği tüm imkanları kullanıp sonrada burada mealcilik oynarlar. ahkam keserler. zor gelmek ha.. yapılmışı bozmak kolaydır. bugün müslümanlar üzerine kendi teknolojilerini geliştirmek farzdır. fitne fesat çıkarmak değil.. Ama senin gibilere bu tür bakış açısı teğet bile geçmez. bunları algılyabilmeniz bile zordur

neyse..

bir insan dil ile inkar etmediği sürece, yapmıyor diye inkar ettiğini söyleyemezsiniz. Yorumlayarak kişiyi küfürle itham edemezsiniz.

işte ısrarla bunu size söylüyoruz. Kendi ellerinizle yazıyorsunuz kardeşim. yaptığın sizi küfre götürmekte..





Cevabımı gayet sakin bir şekilde vermek isterdim ancak sizleri ta baştan "saygılı olun, edepli olun, sataşmayın" diye uyarmıştım ama siz ısrarla her fırsatta "sapık, vehhabi, mutezile, hadis inkarcısı" ithamlarınıza devam ettiniz. Bende sizin anladığınız dilden cevap vereceğim. Hatta sizi uyarmıştım, diğer konularda olduğu gibi bu konuda da "elime su dökemezsiniz" demiştim.

: ))

Şimdi sorsak ve desek ki; Aciz bunu neye göre söylüyorsun? El-cevap; "Ehi Sünnet inancı" diye cevap verecek.

Bir insan "La İlahe İllallah" diyor ve Allah'ın emirlerinin hiç birini de inkar etmiyor. Ama bununla beraber Namaz'da kılmıyor, başını da örtmüyor, faiz'in haram olduğunu biliyor ama faiz alıyor vs vs. Aciz ve avanelerinin iddiaları şu; Bu kişi hala Müslüman zira inkar etmiyor. Yani inkar şartını ileri sürüyorlar.

Deliliniz nedir diye sorsam, vallahi Kuran'dan tek bir ayet getiremezler. Getirebilecekleri sadece darb-ı mesel olan İmam Ebu Hanife'nin yanlış içtihadı olan "Amel imandan bir cüz değildir" sözüdür. İmamın Murcii diye itham edilmesinin sebebi de bu yanlış içtihadıdır.

Sizin gibi atalarının dinlerini ve taklidi kutsamış olanların kolayına geldiği için araştırma gereği duymadan sırf Ebu Hanife'ye mensup olmanız yani takım tutar gibi mezhep holigancılığı ve taassubu yapmanız nedeniyle bu yanlış içtihadı sahipleniyor ve bunu Ehl-i Sünnet adı altında canla başla savunmaya başlıyorsunuz.

Halbuki bakın Rabbimiz ne buyuruyor; (biliyorum bu ayetler sizin imanınızı değil ancak küfrünüzü artıracak ama olsun ben yine de vereyim belki akledenler istifade ederler)

Daha öncede burada söyledik ama görüyoruz ki kopyala yapıştır yapıp kenara çekiliyor muhatabınızın yazısını dahi okumuyor yada bir başka yerlerinizle okuyorsunuz. [COLOR="#0000CD"]İslam dininde, İman ve Salih amel iki ayrı kavram olmalarına rağmen, birinin yokluğu halinde diğeri de geçersiz olur. Örneğin: Kişi İman etmiş olmasına rağmen iyi amelleri yoksa Ahirette kurtuluşa eremeyeceği gibi. İyi amelleri olmasına rağmen iman etmemişse, iyi amelleri geçersiz olup yine kurtuluşa eremez. [/COLOR]

"Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabb’inin gelmesini yahut Rabb’inin bazı alâmetlerinin gelmesini bekliyorlar. Rabb’inin bazı alâmetleri geldiği gün, önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin, şüphesiz bizde beklemekteyiz! " En’am -158

At gözlüklerinizi çıkarın ve ayeti iyi okuyun, öyle biz anlamazuk kolaycılığını da bırakın, kıvırmayın. Ayet mealinde görüldüğü gibi, iman etmiş olmasına rağmen, imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye imanı fayda vermez. Şimdi bir yanda Allah'ın bu sözü diğer yanda İmam Ebu Hanife'nin büyük bir hatası. Hangisini tercih edeceksiniz? Bir Müslüman hangisini tercih edeceği noktasında tereddüt dahi etmez ama ben biliyorum ki sizi Allah'ın sözlerini haşa kaaleye dahi almayıp İmam'ı tercih edeceksiniz. İşte mezhepte taassup ve meşrepte cehalet sizin en büyük hastalığınız. Bu da sizi İslam dairesinden çıkarıyor. Zira bir yanda Allah'ın ayeti/sözleri diğer yanda sizin tercihe daha layık gördüğünüz alimlerinizin iddaları ve zanlarınız.

Devam edelim, İman amelden değildir batıl sözünü izah etmeye. Bizim beynimiz daha bazı şeyleri şarz etmezken internetin en kapsamlı meal sistemini kurmuşsunuz ama kendiniz okumayı unutmuşsunuz. İşte kopyala-yapıştır zihniyetiyle ilim elde ettiklerini zanneden senin gibi çömezler kendilerini böyle ele veriyorlar. Biz senin gibileri çok iyi tanıyoruz merak etme. Sen internette öne kendine değil başkalarına hizmet için gayret gösterirken, biz başkalarından önce kendimiz okuyor, araştırıyor, fıkh ediyor ve sonra da en önemlisi hayatımıza tatbik etmeye gayret ediyorduk. Yani bizim hayatımız sizinki gibi nifak ve fitne dolu değil. Klavye başında ne yazıyorsak, reel hayatımızda da aynısını ifade ediyoruz.

Üslubumdan dolayı herkesden özür diliyorum ama konuya vakıf olmayanlar daha önce bana yapılan itham ve hakaretleri bilmediklerinden yadırgayabilirler.

Neyse konumuza dönelim;

"Erkek veya kadın kim mümin olarak salih amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz. " Nahl-97

Yukarıdaki ayet mealinde İman ve Salih amelin, kurtuluş için birlikte olması gerektiği çok açık ve net bir şekilde görülüyor.

"(İblis) dedi: “Senin izzet ve şerefine and olsun ki, onların tümünü azdıracağım.”
“Yalnız onlardan hâlis, (ihlâs sahibi) kulların hariç."

Sözde iman var ama amel yok, pekala ayette buyrulan "ihlas sahibi kullar" amel olmadan ihlası nasıl sağlayacaklar? Bir başka şekilde soralım; Allah'ın ihlas sahibi kulları, yalnız iman eden kimseler midir, yoksa iman etmekle beraber, iyi ameller işleyen ve fuhuş ile kötülüklerden korunan kimseler midirler? Size göre bir kişinin kelime-i şehadet getirmesi yetiyor, inkar etmediği müddetçe ibadet de etmese, farzları da yerine getirmese Müslümandır, akibeti cehennemden sonra cennettir.

Ohhh ne ala memleket "nasılsa eninde sonunda cennete girecem artık dilediğimi yaparım".

İşte sizin gibilerin "iman ve ameli ayırması" yüzünden Türkiye de ucube Müslümanlar ve Ebu Talip vari bir Müslümanlık türedi. Ne yardan geçerim ne serden şeklinde kompleksli bir Müslümanlık (!). Hem Allah'a inanırım hem de küfür işlerim. Oruç tutarım ama Namaz kılmam, Namaz kılmam ama Cuma'ya giderim, tesettüre riayet etmem ama kalbim temiz vs.

Yalnız iman edipte bu imanlarıyla hayır kazanmamış olanlar hakkında bakınız Rabbim ne buyuruyor;

"Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabb’inin gelmesini yahut Rabb’inin bazı alâmetlerinin
gelmesini bekliyorlar. Rabb’inin bazı alâmetleri geldiği gün, önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin, şüphesiz bizde beklemekteyiz!"
En'am 158

Okuyorsunuz değil mi? imanla hayır kazanmak şarttır, yoksa yalnız başına iman, iman etmiş olan kimseye fayda vermez. Nasıl olur ki bir şahıs iman etmiş olurda, hiçbir hayır kazanmaz ve kötülükleri işleyip durur, böylece günahlarının çokluğundan amel tartısı hafif basar yahu. Bu mudur yani? Hayır ihlaslı olmak bu değildir. Kim, Allah'ın affına güvendirerek "inkar şartını" (iyi oku Aciz) ileri sürerse o ancak İblisin çığırtkanlığını yapmış olur. Lafı ortaya söyledim, herkes hissesine düşeni alacaktır.

Allah swt Kuran'da iyiyi ve kötüyü detaylı bir şekilde göstermiştir, iyiliğin ve kötülüğün kurtuluş için etkisi yoktur iman etmek yeterlidir demek bunları hiçe saymak demektir. Böyle bir iddia da küfrün ta kendisidir.

Son olarak kalbinde zerre imanı olan cennete girecektir şeklinde değişik varyantları olan hadislerin hepsi Kuran'a aykırıdır.


Sizi ne güzel karikatürize etmişler :;DD:


Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com