Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


“Mutlu Aile” suça karşı




Emniyet Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile belediyeler ortak bir projeye imza attı. “Mutlu Aile Güvenli Gelecek” adlı proje ile çocukları suça bulaşmış ailelere yardım ediliyor.

Suçu “Mutlu Aile”lerle önleyecekler

Emniyet Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile belediyeler ortak bir projeye imza attı. “Mutlu Aile Güvenli Gelecek” adlı proje ile çocukları suça bulaşmış ailelere yardım ediliyor. Uzmanların ailelere yaptığı ziyaretlerde çocukların bulaşmış olduğu ya da bulaşma ihtimali bulunan terör, uyuşturucu kaçakçılığı, hırsızlık ve dolandırıcılık başta olmak üzere onlarca suç türüne karşı bilgiler veriliyor. Başlatılan yeni projeden aileler de memnun.

Geçen yıl Edirne Babaeski’de terör örgütü propagandası yapmaktan tutuklanan 5 kişiye destek vermek amacıyla bekleyen grubun arasında bulunan 22 yaşındaki Muammer Kaya’nın annesi, televizyonda görüntülerini izledikten sonra çocuğunu gelip eylemcilerin elinden almıştı. İzmir’de ise 17 yaşındaki lise öğrencisi oğlunun DHKP-C’nin gençlik yapılanması Dev-Genç’in eylemlerine katıldığını öğrenen bir baba, çocuğunu kurtarmak için uzun süre mücadele vermişti.

Yetkililer, bu hadiselerin bir daha yaşanmaması için harekete geçti. Emniyet Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile belediyeler, “Mutlu Aile Güvenli Gelecek” isimli proje başlattı. Tek tek ailelerin kapısını çalan üç kurumun uzmanları, suça karışmış çocukların kurtarılması için anne ve babaya yardım ediyor.

Görüşmelerde özellikle çocuklar için ailenin önemi üzerinde duruluyor.

Ankara, Adana başta olmak üzere Türkiye genelinde birçok ilde başlatılan proje kapsamında, ailelere çocukların nasıl suça karıştıkları anlatılıyor, son durumları hakkında bilgi veriliyor. İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde 9 Şubat’ta eyleme giderken üzerindeki patlayıcıların infilak etmesi sonucu ölen MLKP üyesi Yasemin Çiftçi’nin ibretlik hayatı da ailelere ders olması açısından anlatılıyor. Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı Yasemin Çiftçi hakkında ailesinin olaydan 1.5 ay önce kayıp müracaatında bulunduğu ortaya çıkmıştı.

PROJEDEN AİLELER MEMNUN

“Çocukları terör başta olmak üzere suç örgütlerinin tuzaklarına karşı korumak sadece güvenlik güçlerinin vazifesi değil, ana babalardan, öğretmenlere, ilgili bütün kurumların görevidir” düşüncesinden hareketle başlatılan projeden aileler de memnun kaldı. Proje kapsamında ziyaret edilen aileler, memnuniyetlerini uzmanlara ifade ediyor.

Edinilen bilgilere göre bazı aileler, çocuklarının suça bulaştığını proje sayesinde öğrendi. Kimi aileler ise çocuklarının okulda ya da dershanede olduğunu bildiğini; ancak daha sonra örgütsel faaliyetlere katıldıklarını öğrendiklerini ifade ediyor. Proje sayesinde çocuklarla nasıl iletişime geçebildiklerini öğrendiklerini dile getiren aileler, verilen ipuçlarıyla çocuklarının suça bulaşıp bulaşmadığını da anlayabildiklerini belirtiyor.
Emniyet yetkilileri, projenin amacının çocukların ve gençlerin suça bulaşmalarının önlenmesi, bulaşmış iseler de onların suç bataklığından kurtarılması olduğunu belirtiyor.

SUÇ ÖRGÜTLERİNİN İNSAN KAZANMA YÖNTEMLERİ
Türkiye’de faaliyet yürüten suç örgütleri, eleman kazanmak için bir takım psikolojik süreçler uyguluyor. Şahısları grup ve grup dinamiği sürecinden geçiren örgütler, ilköğretim lise ve üniversitelerde kazanmayı planladıkları kişilerin aile yapısı, zaafları, irtibatta olduğu arkadaşları, ekonomik düzeyi hakkında istihbarat topluyor. Bazen gerekli diyaloğun sağlanması için bir çay, sinema, tiyatro ve konser dâveti, ekonomik sıkıntıda olan öğrencilere burs ve kalacak yer temini yeterli oluyor.

Çoğu zaman hedef haline gelen bireyler, kendi düşünce, duygu ve davranışlarında meydana gelen değişikliklerin farkına bile varamıyor. İnsan psikolojisinden istifadeyle grubun içine çekilen bireye gruptaki militanlarca örgüte ait kitap, gazete ve dergiler okutulmaya başlanıyor. Çünkü, kitap, gazete ve dergiler beyin yıkamanın ve şartlandırmanın en etkili araçları. Örgütün idealleri ve amaçlarından başka herhangi bir şey düşünmeleri önleniyor. Sol örgütlerin yayınlarında yer alan ‘devrimcinin şahsî hayatı olmaz’ sözü buna çok iyi bir örnek.

Bir insanın ‘algılama dünyası’nı psikolojik süreçler vasıtasıyla eline geçiren örgütler, o insanı bir robot haline getirip istedikleri her şeyi çok rahatlıkla yaptırabiliyorlar. Bir gencin örgüte gelene kadar ailesinden ve çevresinden aldığı kimlik ve kişilik silinerek yerine yeni bir kimlik ve kişilik kazandırılıyor. Bundan sonra bir militan, işlediği cinayetlerden dolayı vicdanî bir sıkıntı çekmiyor.

Yeni Asya Gazetesi


Haberler

MollaCami.Com