Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Mektubat-ı İmam-ı Rabbani'den şiirler
Mektubat-ı İmam-ı Rabbani'den şiirler
Nice seyredenler hep uçup yürüdüler;
Dönüşte elleri cepleri boş döndüler.
Gezersen sarhoşlarla gelir sana örfleri;
Bu dahi olmasa, yeter sana niyetleri.
O ki, tasdik etmez sünneti, kitabı;
Susmak, konuşmamaktır onun cevabı.
Gösterdim sana hazinenin yolunu;
Ben eremedim, sen yetişip bul onu.
Padişah çalarsa kapısını koca karının;
Sırrına şaşma ey delikanlı bu alçalmanın.
Söylüyorum sana ulaşması şart olanı;
Yorsa da al ondan halis nasihat olanı.
Her erkek gelen, olur mu merd-i meydan;
Her mülkü olan da, olur mu Süleyman..?
Sakın süslü şeylere aldanmayasınız;
Çabuk değişir, faydasını bulamazsınız.
Koşsa bir zerre ömrü boyunca talep ederek;
Hayır veya şer, kendinde bulur giderek.
Bir gece anıyorum saf, hoş mehtabı var;
Sana anlatacağım tatlı masallar var...
Bundan ötesinin beyanı ince;
Gizlemek pek hoş, pek de güzel bence.
Şaşırtıcı bir güzellik var şunda;
Din ve dünyanın birlik oluşunda...
Sırların açılmasında olmaz hiç yarar;
Güneş gibi zahir olsa bize ne sağlar.
Bir kimse bulmazsa Mevlası yolunda fena;
Nasibi olmaz onun beka Rabbi yolunda.
Dostum, boşuna değildir bunların hiçbiri;
Eşi bulunmaz acip garip sözdür her biri.
Bir kimsenin, haberi yoktur kendinden;
Gücü yeter mi söz etsin öteden beriden.
O ki, bilmez hal-i kiram, anlamaz meram;
Kısa kes sözleri, sukut eyle vesselam.