Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


SİZİ belalardan kurtaracak bir HİKAYE

Okyanus adlı dev lügati arapçadan türkçeye çeviren Asım Efendi bir öğrencilik hatırasını şöyle anlatır:Tahsilim zamanında bizim medreseye en yakın fırıncıda ekmek alırdım.Senelerce bu fırının müşteri olmaya devam ettim.Bir sabah yine bu fırına geldiğimde fırında calışşan işçinin haksızlığına maruz kaldım .Herkese ekmek veriyor sıram gelip geçtiği halde bir türlü beni görmüyordu adamı ikaz edince bana ters cevap verdi.Artık canım burnuma gelmişti .Fırının yanında ayakaltında duran bir taşı kaptığım gibi adamın üzerine yürümeye karar verdim.Ama tam o sırada aklıma geldi: Bu adam bir belaya müstehak hale gelmişse NEDEN BUNU BENİM ELİMDEN BULSUN?Bende onu belaya atan adam suçunu yükleneyim?Sabredeyim mutlakabunun içinde bi hayır vardır! dedim.En nihayet herkes ekmeğini alıp gittikten sonra banada isteğimi verdi dershaneme geri döndüm .Bir gün sonra fırına gittiğimde adamın yerinde olmadığını gördüm.Sordum, dediler ki: O işçi dün aniden hastalandı su anda ölümle burun burunadır.Fakat bir türlü ölemiyor, can çekişip duruyor HEMEN aklıma geldi ona vurmaya niyet ettiğim taşı alıp ziyaretine gittim.Taşı alnına değdirip yorganın üstüne koydum.Az sonra adam kolayca son nefesini verdi.Çünkü bu taşla onun eceli gelecekti.Bununla ömrü bitecekti.Fakat sabrım sebebiyle o taşı ona vuran BEN OLMAKTAN KURTULMUŞTUM.

paylasim icin sagolun...

buna benzer bir hikayeyide bir tanidigimdan dinlemistim...
söyleydi , kendi köylerinde iki yasli kisi sehire yürüyerek gidiyorlarmis, yolda aralarinda tartisma cikmis is kavgaya kadar varmis, biri egilmiski yerde tasi alip adama atsin, tasa iyice yaklastigi an tas eline sicramis... adam neye ugradigini sasirmis ancak bu tasi adama atmak yerine saklamayi tercih etmis... bir müddet sonra adam hastalanmis bir türlü ölemedigini buna söylemisler, bunun aklina o tas gelmis getirmis adamin üstüne koymus ve adam vefaat etmis...

Allahualem...

Bana çok ilginçgeldi sağol kardeşim okuyan gözlerine sağlık. :)

çok ibretli..
emeğinize sağlık...

Çok güzeldi kardeşim.Ellerinize sağlık.

Çok enteresan yani ölecektide ille o taşmı öldürecekti onu?
gerçek olduğu tartışılır

Yorumlarınız için ben teşekkür ederim arkadaşlar. :) Sevgili ayfer kardeşim boşunamı demişler ölüm gelmiş cihana baş ağrısı bahane yüce yaradanım hiçbir şeyi sebepsiz yaratmadığı gibi ölümüde sebepsiz vermedi .Biri öldüğünde demezmiyiz neden ölmüş nesi vardı diye işte buda onun sebebi olacakmış ama adam nefsine yenilmemiş sabretmiş.Bu tarz olaylar (mucizevi) geçmişte çok yaşanırmış aslında eskisi yenisi yok görmek isteyene kalbi mühürlü olmayana mucize her daim yanı başında.

Allah hepimizi kalbi mühürlü olmaktan muhafaza etsin kardeşim. :)
Ecel geldimi bir saniye geri kalmadığını biliyoruz.
Kader konusunda bir anlaşmazlık olabilir.
Tartışmaya çevirmek istemiyorum bu konuyu ama o taşı adam alıp diğerinin ölümüne de sebeb olabilirdi
yani tam tersi de olabilirdi. Bence taşı vurusa ölürmüydü ölmezmiydi mechul.
Selametle

biz biliyoruzki sadaka kazayi belayi def eder ömrü uzatir... demekki ecelin bazi vesilelerle tehir edilmeside sözkonusu...

Bazı kimseler Resul-i Ekrem Efendimizin(SAV) “Sadaka belayı def eder ve ömrü uzatır” hadis-i şerifini ileri sürerek, ömrün uzayabileceğini ve dolayısıyla da ecelin değişebileceğini iddia ederler. Evvela şunu belirtelim ki, sadakanın ömrü uzatmasının hakikati ne olursa olsun, neticede insanın ölümü söz konusudur ve bu ise ezeli ilmiyle Allah’ın malumudur. Bu noktadan, onun ölüm vakti ve dolayısıyla da ömür müddeti Allah tarafından takdir edilmiş olup bunun değişmesi de mümkün değildir. Mesela, bir kimsenin verdiği bir sadaka ile ömrünün verdiği bir sadaka ile ömrünün iki yıl uzadığını farz edelim. Bu şahsın, ecel-i muallak dediğimiz, şarta bağlı eceli, eğer sadaka verirse ömrü elli sene, vermezse kırk sekiz sene, şeklinde olsun. Cenab-ı Hak o şahsın söz konusu sadakayı vereceğini bildiği için ömrünü elli sene olarak takdir etmiştir.







Yukarıda takdim ettiğimiz hadis-i şerif ile Peygamber Efendimiz(SAV) müminleri hayra teşvik etmekte ve aralarındaki sevgi bağlarını sadaka ile perçinlenmektedir. Sadakanın belayı def etmesi Allah’u Zülcelal’in lütfu ve atâsıdır. Verdiğimiz sadakaların ne gibi belaların def’ine vesile olduğu ise, bizim meçhulümüzdür. Verdiğimiz sadakalarla ve yaptığımız hizmetlerle başımıza gelecek bir çok belaların def’ine sebeb olmaktayız. Vücuda gelmediği için bilemediğimiz bu belaların def’i, bizim için ayrı bir nimettir ve bu nimet menfi nimet şeklinde ifade edilmektedir. Sadakanın müspet nimet olması ciheti ise müminlere hayır ve hasenat kazandırmasıdır.







Sadakanın ömrü uzatmasını kelam ilminin büyük alimlerinden Sad-ı Taftezani Hazretleri Şerh-i Akaid adlı eserinde çeşitli yönleri ile izah etmiştir.







Taftezani hazretlerine göre; Ömrün uzamasından maksat ömrün bereketlenmesidir. Ahirete hayır ve hasenat için verilmiş bir sermaye olan insan ömrünün uzaması, bu sermaye ile daha çok kâr elde etmek manasınadır.Buna göre ömrün müddetinde bir değişme olmasa da, sadaka yoluyla mahsulünde bir artma olması ömrün uzaması demektir. Bunu bir misal ile açıklamaya çalışalım. Bir ağacın her baharda dört bin meyve verdiğini ve ömrünün on sene olduğunu farz ediniz. Cenab-ı Hakkın ağaca lütuf ve ihsanıyla baharlardan birinde dört bin yerine sekiz bin meyve verdirmesi halinde ağacın ömrü manen bir yıl uzamış demektir. İşte sadaka da insan ömrünün verimini artıran güzel bir vasıtadır. Ve bu manada ömrü uzamaktadır.







Yukarıdaki hakikati Taftezani Hazretleri de şu şekilde ifade etmiştir:



“Sadaka, ömürden en önemli gaye olan şeyi artırıyor. O da Salih amellerle kemale ermektir. Çünkü insanlar nefislerini kemale ve iki dünya saadetine salih amellerle getirebilir.”







Sadakanın ömrü uzatmasının diğer bir manası, rızkta berekete ve ömrün huzur ve sürur ile geçmesine vesile olmasıdır.







Başka bir mana da ömrün uzaması, ölümden sonra hayır ve hasenat defterinin kapanmamasıdır. Bilindiği gibi, sadaka mal yanında ilim ve irfan ile de olmaktadır. Müminlere faydalı bir eser neşreden bir âlimin sevap defteri ölümüyle kapanmaz. Bu ise onun ömrünün uzaması demektir. Zira, ömür uzadıkça hayır ve hasenatına devam edecek olan zat aynı işi ölümden sonra da yapabildiğine göre manen hayattadır demektir.





Mehmed Kırkıncı- Kader Nedir-s:132-135-Zafer yayınları-İst-2003

aminn.kader konusunda benimde çokdüşündüğüm şeyler olmuştur.Ayrıca paylaşım içinde teşekkürler bilgilendirici. sadakanın gücüne çok inanalardanım. :)

elinize emeğinize sağlık..

Okuyan gözlerinize sağlık.

bu konuya birde su acidan bakabiliriz, ecelin zamani bizce mechul ancak kesin...buna ragmen o tasin ecel ile bir ilintisi vardir, söyleki eger o kisi tasi karsidaki kisye atsaydi, ille hemen ölmezde , o tasin sebebiyle eceli gelinceye kadar sürünebilirdi...

Evet sevgili aladin,kanser hastalarını düşünürsek kimi senelerce cekiyor kimi ise 1 ay içerisinde göçüyo o zaman verdiğimiz sadakalar ömrümüzü uzatmak yerine çekeceğimiz sıkıntı ve musibetleri almış yada azaltmış oluyor yani o taşım acısıyla sürünüp ölümü beklemek yerine belkide verdiği sadaka hürmetine acı çekmeden fakat taş sebebiyle ölmüş oluyor.
Yorumun için çok teşekkür ederim kardeşim. :)

Allah razi olsun kardbir hikaye idiesim ibretlik


Tarihi, Ibretli Hikayeler

MollaCami.Com