Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Sâliha Kadınlar, İtaatkâr Olanlardır!



Kıymetli Kardeşlerim! Allahu Teâlâ fermân-ı İlâhîsinde: “Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir, onların reisidirler. (…) Sâliha kadınlar, itaatkar olanlardır.” (Nisâ, 4/34) buyurmaktadır. Aile içinde huzurlu olmanın en önemli şartı, kadının kocasına itaat etmesidir. Kur’an’ımız sâliha hanım olabilmenin şartını kocaya itaatkar olmaya bağlamıştır. Kocası kendinden razı olan kadın, cennet nimetine erişir, cennete gider. Fakat kadın namazını kılmaz, orucunu gıybetlerle eritirse; namusunu muhafaza etmez, nâmahrem erkeklerle konuşur ve görüşürse; sokağa çıkarken kokular sürüp tesettürüne riayet etmezse; kocasına itaat etmeyip onu mesrur ve memnun etmezse; yedi cehennemin kapısı açılır, “Buyurun! Siz layık değilsiniz sekiz cennete, denilir.”

İki cihân güneşi Muhammed Mustafa (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Mirâca çıktığımda bana cenneti gösterdiler, ehlinin ekserisinin fukara-i sâbirin olduğunu gördüm. Ben nâr-ı cahîme de kesb-i vukûf eyledim bu sefer ehlinin ekserisini kadınlardan gördüm.” (Tirmizî)

Kocaya itaat etmeyi daha güzel açıklayacak bir olay nakledeyim sizlere. Fâtımatü’z-zehra validemiz (r.anhâ) ile Hz. Ali (k.v.) Efendimiz arasında “itaat meselesi”nden dolayı küçük bir kırgınlık olur. Fâtıma annemiz:

“Ya Ali! Ben sana latife etmiştim, anlamadın mı?” der.

Hz. Ali Efendimiz ise “Yok, sana kırıldım. Ben senden böyle sözler ummazdım.” şeklinde karşılık verir.

Bunun üzerine Hz. Fâtıma, kendisini affettirmek için Hz. Ali Efendimizin etrafında yedi defa Kabe’yi tavaf eder gibi, döner, döner, döner… Ve ekler: “Sen kırgın olursan, ben ehl-i nârdan olurum ya Ali, bana hakkını haram etme.” “Bin defa helal olsun.” der Hz. Ali ve onu bağışlar.

Fakat yine de Hz. Fâtıma’nın kalbi mutmain olmaz; indallah mesul oldum mu acaba, diye, Peygamberimize sormak için koşar. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.)’e yolda rastlar. Efendimiz onun bu telaşeli halini görünce sorar: “Ne oldu Fâtıma?”

Hz. Fâtıma, eşiyle arasında geçenleri bir bir Peygamber Efendimize anlatır. Onunla helalleştiğini söyler: “Fakat yine de indallah, onun hakkı tamam mı? Allah’ı razı edebildim mi? Daha hakkı bende kaldı mı? diye sormak için geldim ya Rasûlallah!”

En çok sevdiği ve “Kim Fâtıma’yı üzerse Beni üzer.” dediği kızı Fâtıma’ya hitaben şöyle söyler Muhammed Mustafa: “Hakkın helal olmuş ya Fâtıma. Tamam, korkma! Ama eğer kocan sana kırgın olsaydı ve sen buraya gelirken de emr-i Hak vaki olup yolda ölseydin, senin cenaze namazını kılmazdım.” “Kadın beş vakit namazını kılar, orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse cennete girer.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned) buyuruyor Efendimiz (s.a.v.).

Bakınız şimdi ise hanım kardeşlerimize müjdeler veriyorum. Zevci kendisinden razı olduğu halde bir kadın vefat ederse, kocası da “Ben ondan razıyım, Allah da ondan razı olsun.” diye, öldükten sonra arkasından güzel sözler ederse, “Hiç incitmezdi, güler yüzlüydü, tatlı dilliydi, kocasına süslenir, nâmahremden kendini korurdu.” derse böyle bir kadın kocasını razı etmiş, razı ederek de vefat etmiş. İşte böyle bir kadın cennete dahil olur, buyuruyor Peygamberimiz (sav).

Kadınlarımız kızmasın, ben terazi koydum, ölçüyü gösterdim, ağır söylemedim. Sözlerimi yegâne ölçü olan Kur’an-ı Kerim ve Rasûlullah’ın (s.a.v.) hadisiyle tarta tarta söyledim. Bu hadis-i şerifteki cennet müjdesinin, günah-ı kebâirden uzak olan hanımlara olduğu aşikardır.

Cenâb-ı Mevlâ cümlenizi ve cümlemizi, ahlaklı koca, ahlaklı aile eylesin. Gönlü Allah’a bağlı ve Allah’tan ayrılmayan zümreye bizleri ilhak eylesin. (Âmîn)

Ve selâmün ale’l-mürselîn, Ve’l-hamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn.

-Yeni Dünya Dergisi-


İslam ve Kadın

MollaCami.Com