Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim

Alevilik din ise; peygamberi kim, kutsal kitabı ne?

Alevilik din ise; peygamberi kim, kutsal kitabı ne?

Camileri kışlaya çevirmekle.. Dahası var; hayvan barınağına çevirmekle sabıkalı CHP'nin Tunceli milletvekili var..

Geçtiğimiz aylarda, Dersim katliamı ile ilgili bir-iki çıkış yaptı. Hemşehrisi olan genel başkandan dersini aldı, kesti sesini oturdu.
Şimdi, o Hüseyin Aygün, TBMM'de cemevi istemiş!

"Aleviliğin zaten İslam içinde bir mezhep olduğu, dolayısı ile ortak ibadethane olan caminin yeterli olduğu" cevabını alınca da "Alevilik bir dindir, ibadeti cemdir, ibadethanesi cemevidir" diye karşılık vermiş.
Bazı dindarların ağzı açık okuduğu, bazı dindarların/tesettürlülerin de, köşe yazılarını yayınlatınca, büyük bir iş başardıklarını sandıkları Taraf gazetesi de, manşetine yerleştirmiş: "Alevilik dindir, ibadeti cemdir."
Hüseyin efendinin de, Taraf'ın ateistlerinin de boylarından çok büyük laflar bunlar..
Hani sorsa birisi, "Alevilik din ise, peygamberi kim?"

Devam etse sorusuna: "İbadeti cem ise, bunun yazılı olduğu kitabı ne?"
Bir daha sorsa: "İbadethanesi cemevi ise, ibadetin yapıldığı vakit ne?"
Soruları daha fazla çoğaltabiliriz de.. Özeti bunlar..
Öyle ya..
Aleviliği, İslam'ın içinde bir mezhep olarak görmüyorsanız, ayrı bağımsız bir din olarak görüyorsanız, bir peygamberiniz olmalı!?
Kim o peygamber?
Söyleyin, çekinmeyin..
Aleviliği ateizme alet edenler, kestirmeden Marksistliklerini ilan etmiştiler zaten. Onlar, Marks'ın izinden gidiyorlar.. Kimse de onları Alevi saymıyor zaten..
Ateizm ile, Alevinin ne işi olabilir ki?
Peki marksizmi reddederek; "ibadet", "din", "ibadethane" kavramlarını kullanan bir kişi, Aleviliği İslam'dan ayrı göstermeye kalkışıyorsa ona ne demeli?
Çok basit..
"Alevilikte, İslam'ın vazgeçilmezlerinin yerinde ne var?" diye sormalı.
Yaratıcı olarak kim kabul ediliyor?
Peygamber olarak kim kabul ediliyor?
Kutsal kitap olarak, ne kabul ediliyor?
…
Bunların hiçbirisinde, İslam'dakinden farklı bir kavram yok mu?
Biz de onu söylüyoruz işte..
Alevi de Hz. Muhammed(sav)'i peygamber kabul ediyor... Allah'ı tek yaratıcı kabul ediyor.. Kur'an-ı Kerim'i kutsal kitap olarak kabul ediyorsa.. Sadece bazı tali noktalarda farklı iddialar varsa..
İslam'ın içinde, bir mezhep işte..
Yine mi anlamadınız? Yine mi işi yokuşa sürmek istiyorsunuz?
O zaman sorayım, hem Dersimli Hüseyin'e.
Hem de ateistlerin Taraf'ına..
Diyelim TBMM'de bir cemevi açıldı.
Bu hangi ihtiyaca cevap verecek?
Hemen atlayacaklar: "Cami hangi ihtiyaca cevap veriyorsa, o ihtiyaca cevap verecek!"
Kafaları bu kadar çalışır çünkü..
Sosyolog geçinirler, sosyolojinin 'S'sini bilmezler.
"Din bilimi okuduk" derler, dinin 'D'sini bilmezler.
Hemen cevaplayalım..
Cami; 5 vakit namaz kılınma ihtiyacına cevap verir. Vakit namazlarının camide kılınması farz değildir ama, günün değişik beş vaktine yayıldığı için, zaten mutlaka bir yer tahsisi gerektiğinden, o yer cami olarak kabul görüyor.
Çalışma günü içindeki Cuma namazının cemaatle kılınması zorunlu olduğundan, iş alanları içinde cami kesin bir ihtiyaç.
Belli zaman diliminde, belli bir ibadetin yapılması gerektiğinden, cami çok kesin bir ihtiyaç.
Peki, cemevi böyle mi?
Diyelim TBMM'ye cemevini açtık.
Söyleyin bakalım, hangi ay, hangi gün, hangi saatte, cemevinde hangi ibadeti yapacaksınız?
Var mı bunun bir kuralı?
"Yok, biz istediğimiz zaman cemevinde cem yapacağız" mı diyeceksiniz?
O zaman ben de size derim ki, "İstediğiniz zaman olabilecek bir ibadetse bu, TBMM'de niye açıyorsunuz ki?"
Öyle ya..
Bir zorunluluğu yok. İstediğiniz herhangi bir zaman diliminde cem yapabilirmişsiniz..
Hafta içinde de olur, hafta sonunda da.
Sabah da olur, akşam da..
Siz de, TBMM çalışmaları dışında belirlersiniz "cem"inizi, olur biter.
Nasıl olsa, zorunlu bir kural yok!
Namaz öyle mi?
Cuma namazı öyle mi?
Mutlaka, belli bir vakitte yapılması zorunlu..
Dolayısı ile, cami ile cemevini kıyaslama yerine, biraz daha din bilgisi tahsil etseniz, daha iyi edersiniz ağalar..
Hem Dersimli Hüseyin ağa.
Hem de, ateist Taraf'çı ağalar..

Ali Karahasanoğlu

Yazarlardan