Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Kurâân ve siyer dersleri
Okullara 5. sınıftan itibaren seçmeli olarak Kurâân ve meali ile siyer derslerinin konulması, yıllardır resmî müfredatta çocuklarının yeterli din eğitimi alamadığından yakınan büyük çoğunluğu memnun etti.
4+4+4 teklifi Meclis Genel Kurulunda görüşülürken AKP ve MHP oylarıyla kabul edilerek yasaya eklenen düzenlemeye göre, bundan böyle ikinci ve üçüncü 4 yıllık kademelerde okuyan öğrenciler, haftada ikişer saat Kurâân ve siyer dersleri alabilecekler. Böylece Kurâân okumayı, anlamını ve Peygamberimizin (a.s.m.) hayatını, okul sıralarında öğrenme imkânı bulabilecekler.
Başbakan bu düzenlemeyi, Menderesâin ezanı özgürlüğüne kavuşturması ile eşdeğer görüyor.
Bir cihetiyle öyle de bakılabilir belki.
Ama ders müfredatının muhteva ve yöntemi ile bilhassa Kurâân derslerini verecek kadroların yeterliliğine dair konuların çözülmesi şartıyla.
Önemli olan, uygulamanın sağlıklı yürümesi.
Bu husus Kurâân kurslarında verilegelen eğitimler için de geçerli. Marmara İlâhiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Faruk Bayraktarâın yıllar önce bu konuda çok önemli ve dikkate değer bir çalışma yaptığını hatırlıyoruz.
Bu çalışmanın güncellenmesi ve Kurâân kurslarının masaya yatırılıp incelenmesi gerekiyor.
Çocuklar Kurâân okumayı da, anlamını da öğrenmeli. Ama sadece âdüz mealâ Kurâânâı anlamak için yetmiyor. Tefsirlerine de ihtiyaç var.
Ve buradan, Kurâânâın çağımız insanına yönelik mesajlarının yorumlandığı Risale-i Nurâun esas alındığı müfredat programlarına geliyoruz.
Aynı şey, Peygamberimizin hayatının anlatıldığı siyer dersleri için de geçerli. Yani, Resulullahâın manevî şahsiyetini, ahlâkını, insanlığa getirdiği mesajları vurgulayan bir müfredat lâzım.
İnşaallah bu hususlar dikkate alınır ve ilâveten, resmî ideoloji bu derslere de bulaştırılmaz.
***
Kurâân dersleriyle ilgili olarak magazinleştirilen bir konu da, yer yer provokatif üslûplarla gündeme getirildi. âBu derslerde abdest alınacak mı ve kızlar başlarını örtecek mi?â sualleri ekseninde şekillenen bu gündem çerçevesinde epeyce ilâhiyatçı âEfendim, abdeste de, örtünmeye de gerek yokâ gibisinden âkolaylaştırıcıâ fetvalar verdiler.
Belki niyetleri, laikçi cenahtan yükselen tepkileri yatıştırmaktı ve muhtemelen, en azından bir kısmının sözleri çarpıtılarak aktarıldı, ama neticede ortaya çıkan tablo, âKurâân abdestsiz ve baş açık okunabilirâ gibi genelleyici fetvalara dayalı olarak biçimlendi. Peki, bu doğru mu? Söz konusu fetvalar ergenlik çağına girmeyen çocuklar için geçerli olabilir, ama artık genç kız olma yaşına gelenler için de geçerli mi?
Kurâân okurken abdestli olma ve örtünme uygulaması, fıkhî yönü bir tarafa, mukaddes kitabımıza gösterilen hürmetin getirdiği bir örf olarak hayatımıza yerleşmişken, bu hassasiyeti aşındırıp törpüleyebilecek fetvaları yadırgıyoruz.
Bu fetvaların, ikinci 4âteki başörtüsü yasağını eleştirmek ve kaldırmak yerine, Kurâân dersinin dahi yasak cenderesinde, o yasağa uyularak verilmesini onaylamak anlamındaki tavizleri ifade ediyor olması da işin bir başka önemli boyutu.
***
4+4+4 sürecinde gözlerden kaçan önemli bir konu da, ilk 4âte din eğitiminden hiç bahis açılmayışı. 5-9 yaş grubunun da bu eğitime ihtiyacı yok mu? Olmaz olur mu? Hattâ eğitimcilere göre, insanın kişiliğinin oluşması sürecinde son derece önemli olan bu yaşlarda, temel dinî ve ahlâkî değerlerle pratiklerinin, seviyelerine uygun üslûp ve yöntemlerle çocuklara anlatılması lâzım.
Ama bakıyoruz, bunca tartışma arasında işin bu tarafına eğilen kimse yok. Dahası, mevcut uygulamada 6 yaş ve öncesi çocuklara bu eğitimi vermeye çalışan kreş ve yuvalar, yeni kanunla okula başlama yaşının öne çekilmesinden olumsuz etkilenecek ve çocuklar 60. aydan itibaren resmî zorunlu eğitim çarkına sokulacak. Böyle bir uygulamanın tasvibi mümkün mü?