Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


"Verilen Resim Hakkında Düşüncelerini Yaz" Yarışamsı Kazananı Cepni..

Selamün aleyküm arkadaşlar..
"Verilen Resim Hakkında Düşüncelerini Yaz" yarışmasının sonucu belli oldu.. Kazanan güzel bir yazı olan KÜÇÜK YAŞTA ÖĞRENDİM - ile cepni kardeşimiz oldu.. Kendisini tebrik ederiz..;)
Ayrıca gene büyük emek göstererek İNSAN CAM MİSALİ BÜYÜK EMEKLERİN NETİCESİNDE İŞLENEREK İNCE BELLİ BİR BARDAK OLUR.. ile yarışmaya katışan vahit koç kardeşimizi de tebrik ederiz, onun da yazısı çok güzeldi, zaten 1 oyla kaybetti..

Ayrıca Yazısını birazcık geciktirdiği için yarışmaya alamadığımız, ancak yazısını çok beğendiğimiz zümrüd-ü anka kardeşimizi de tebrik edelim.. Yazısını birazdan aşağıda paylaşacağım..;)

Bu 3 kardeşimizle beraber, diğer tüm üyelerimizin paylaşımlarının devamını bekliyoruz..

Tebrikleri buradan alalım ;)

İkisi de güzeldi :) Tebrikler kardeşim.

Cepni kardeşimizi ve vahit koç kardeşimizi öncelikle güzel yazıları için ,sonrasında kazandıkları ve ihyaya kazandırdıkları için teşekkür ediyoruz..arada 1 oy fark olması oy vermenin ne kadar zor oldugunu gösteriyor aslında..2 yazıda çok güzeldi..
Öyle ki bundan sonra 1 bardak çay ile simit yerken yazılar hatrımızdan çıkmayacak..birçogumuz için her resim farklı anlamlar ifade etsede,baktıgımız resimlerde başkasının bakış açısını hislerini okumak, duymak anlamında yarışma gerçekten güzel bir yarışma oldu..ilk yarışma olması hasebiyle aksaklık ve gecikmeler olsada bundan sonrakilerin daha çok katılım ve yazı ile gecegini ümid ediyoruz..ve heyecanla bir sonraki resmi ve yazıları bekliyoruz :)

Tabiki herkes ödülü de merak ediyor :) buda süpriz olsun en kısa sürede ödüller katılan ve kazanan kardeşimize takdim edilecek ;)

Zümrüd-ü Anka Kardeşimizin yazısı..

O BÜYÜLÜ ŞEHİR...

Bu resim bende neyi çağrıştırıyor?

Resmi görür görmez içimden aah ettim… Şimdi orada olmak vardı…
Neyleyeyim çayı, simidi… Neyleyeyim güneşi… Bana İstanbul gerek…
O şehir, o manzara, o tarih kokan kaldırımlar, camiler, minareler açlığımı unutturur.

Çünkü ben iflah olmaz bir İstanbul aşığıyım. Öyle böyle değil. Bu büyülü şehre karşı normal üstü bir tutkum var.
Dünyevi aşktan bahis açmak gerekse, - mümin dünyayı sevmemeli ama elimde değil- bu şehir en büyük aşkım.
Bugün şartlar uygun olsa hemen kalkıp gider, ömrümü o şehirde tamamlamak için İstanbul’a yerleşirdim.
Ama hayat, çevre, aile şartları herkesi yaşadığı yere bağlıyor.

İstanbul, benim için Mekke-Medine ve Kudüs’ten sonra en kıymetli toprak.
Mekke-Medine ve Kudüs’ün değeri tartışılmaz. Kutsal denilince akla gelen ilk yerler.

Ve İstanbul… Bu iki kıymetli bölgeden sonra en kıymetli İslam toprağı İstanbul’dur. Nasıl olmasın?
Rasulullah s.a.v. bu beldeye dua buyurmuş! Allah en kıymetli dostlarını buradan seçmiş…
Varis-i Rasul’e hizmet mahalli yapmış, o mübareklerin her yerde ayağının tozu var! Nasıl sevmem…

Bu şehirde öyle bir Ecdad yaşamış ki, kıymetini anlatmaya kitaplar yetmez!
Hazret-i Fatih Sultan Muhammed Han’ın emaneti bu şehir bana! Nasıl sevmem…
Sevmezsem bana hesabını sormaz mı ecdadım? Yarın ahirette yüzlerine nasıl bakarım…

Diyorlar ki, trafiği berbat… Diyorlar ki, her tarafını bar-disko yaptılar, İstanbul eski İstanbul değil…

Onların bir önemi yok! Onlar kıymetli bala konan pis sinekler… Sineği kovalarsan gider!
Kovalamayı bilmek lazım… Sahip çıkmak lazım… Gerçek İstanbul’u öksüz bırakmamak lazım…
Sonra bizden hesap soracaklar!
Hazret-i Fatih sormayacak mı:
“Rasulullah’ın övgü ve duasına mazhar olan bu şehri küffarın elinden savaşla alıp size verdim, siz bu şehri savaştığım küffarın şehirlerine neden benzettiniz?
Neden mirasıma sahip çıkmadınız? Neden Ayasofya’yı müze yaptınız?”

Demeyecek mi? Diyecek. Cevapsız kalmamak için –en azından şahsımız adına- sahip çıkmak lazım.
Mücadele etmek lazım, hiçbir şey yapamıyorsan sevgin de mi yok? Sevmek lazım…

Her istediğimde çıkıp gidemiyorum belki, ama kalbim aklım ruhum hep o şehirde. Gözümün biri hep oraya bakıyor.
Bir yerde İstanbul konusu geçse hemen dikkat kesiliyorum.
Haberlerde İstanbul’un ara sokaklarını gösteren sıradan bir görüntü bile görsem, içimde bir şey kımıldanıyor…
Sevgiliyi gören aşık gibi heyecanlanıyorum, gülümsüyorum… Sonra hüzünleniyorum…
Ben burada, sevgilim orada… Ölmeden kavuşur muyum acep bir daha o şehre?
Kolay iş değil İstanbul’a kavuşmak! Liyakat meselesi… Belki de layık değilim sevgiliye…
Olsun ben onda olamasam da o bende…

Ne demiş çağ kapatıp çağ açan, namı dillere destan Hazret-i Sultan?

“İstanbul'u niçin fethettin? “

“Önce o benim gönlümü fethettiği için!”

İşte Hazret-i Fatih’in gönlünü fetheden o şehir, benim de gönlümü fethetti.


Geçen sene ziyaret ettim sevgilimi… Öyle mutluydum ki, kelimelerle anlatılamaz.



Boğaz kenarında manzarayı seyre daldım. Gözümü kapayıp tarih yüklü deniz kokusunu doya doya içime çektim.
Ve dedim ki kendi kendime: “Kavuştum ya sevgilime, işte bugün burada bu manzara karşısında ölebilirim.”

Gerçekten o an Azrail gelse sesim çıkmazdı. Dünyaya doyduğum hissine kapılmıştım.
Buraya geldim, bu şehri gezdim ve havasını içime çektim! Her türlü hırs dert ve kederden arındım.
Öyle ki hepsi göze görünmez oldu! İstanbul’a ve ona yüklediğim manaya kavuştum çünkü.
Hayattan başka ne isterim?

O an büyülü bir andı. Gerçek hayata dönünce tabi bu his ister istemez kayboldu.
Ama yine özledim. Özledikçe aklıma doluyor İstanbul…
Bu nasıl büyülü bir şehir böyle? Hazret-i Fatih’i de esir etmişti kendine.
Yine çağırıyor beni nazlı sevgilim. Yol yakındır…

Zümrüd-ü anka,mecelle ve selman-i pak teşekkür ederim nezaketiniz için....

bende tek oyla kendimi kazanmış saymıyorum mecelle ...

vahit koçla berabere diyelim... zira hakediyor....

yarışmanın devam etmesini ve katılımın hem yazan hem oylayan açısından daha fazla olmasını dilerim....

Cepni kardeşim tebrik ediyorum seni gerçekten mükemmel bir yazı emeğine sağlık

Zümrüd-ü anka kardeşimizi de tebrik ediyorum keşke oda katıla bilseymiş ,

bir daha kine inşallah

sn. vahit koç ne ödül alacağız sizce...!

boğazda simit, çay derlermiş :)

peynir,domates olmazsa kabul etmeyelim ...!

sn. vahit koç ne ödül alacağız sizce...!

boğazda simit, çay derlermiş :)

peynir,domates olmazsa kabul etmeyelim ...!


Esasında çok iyi olur du :=D:

ilğililere duyuruluuuuur

Yoğunluktan bir türlü ödülleri veremedik kusurumuza bakmayın arkadaşlar :o
ödül tabiki çay ve simit cepni kardeşim daha ne olsun :)

Ödül olarak yarışmaya katılan tüm yarışmacılarımıza 100 puan ,ilaveten 1. olan kardeşimize de 1.cilik madalyası veriyoruz hayırlı olsun

normalde katılım çok oldugunda 2.ve 3. yarışmacılara digerlerinden biraz daha fazla ödül veriyorduk ama katılım 2 kişi oldu..
yarışmalarımız henüz ilk oldugundan ödülde bu şekilde başlasın ilerleyen zamanlarda yarışmaların çeşitlerine ve duruma göre ödüller değişebilir

Bu arada yazısını hazırlayıp süre bitmeden gönderemeyen zümrüdü anka kardeşimizin yazısıda oldukça güzel ..kendisine teşekkür ederiz oylamada da olmasını arzu ederdik ama kısmet..
Cepni kardeşim merak etmeyin hep söylediğimiz gibi yarışmada en çok kazanan yarışmacılar kadar bizler olduk ihya mız ve kardeşlik kazandı..bu yarışma da bir kez daha gördük ki ihyamızda gerçekten tam teşekküllü yazarlara taş çıkartan yazarlarımız kardeşlerimiz var..bu bizi ayrıca sevindirdi..
degerli kardeşlerimizin gönlünden yüreginden kaleminden satırlara yansıyan 3 mükemmel yazı okuduk istifade ettik ..hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz..başarılarının devamını diliyoruz..bundan sonraki yarışmalarda da diger kardeşlerimizin de yazılarını bekliyoruz


Ödül olarak yarışmaya katılan tüm yarışmacılarımıza 100 puan ,ilaveten 1. olan kardeşimize de 1.cilik madalyası veriyoruz hayırlı olsun



iyide ben anlamam
sn. vahit koç ne ödül alacağız sizce...!

boğazda simit, çay derlermiş :)

peynir,domates olmazsa kabul etmeyelim ...!


cepni ile bogazda cay simit yemek isterim
yok sa birdaha da yazmam :;-D:

madalya töreni ne zaman :)

kıyafet diktiricem yetişmez belki ....!

latife bir tarafa teşekkür ederim şahsım adına...

islamın son devleti


Yarışmalar

MollaCami.Com