Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Türkçemiz hakkında

Türkler tarihin en eşsiz milletidir, onu biliyoruz, tamam, peki, güzel.
De, siz Türklerin şu eşsiz yönünü bilir miydiniz?
Tarihte sekiz ayrı alfabeyle yazılan yegâne dil Türkçedir. Bu rekora yaklaşan bir tek Farsça var, dörtte kalmış. Üçüncülük payesini paylaşan dillerin hepsi ikişer alfabede durmuşlar. Üç yapanı hatırlamıyorum.
Türkçeyi 8. yüzyılda ilk yazıya döktüklerinde Köktürk yazısını kullanmışlar, ki dilin yapısına tastamam uyan home-made bir alfabedir. Aradan yüz yıl geçmemiş Uygurlar Soğd yazısını adapte edip onunla yazmaya başlamışlar. Derken Türklerin yarısı Budist olunca Hindistan’dan ithal Brahmi yazısı revaç bulmuş. 11. yüzyılda Müslümanlığın gereğidir diye Arap yazısı benimsenip 800 küsur yıl onda karar kılınmış. 20. yüzyılda Türk milletlerinin yarısı Latin alfabesini, yarısı Kiril alfabesini seçti veya seçmek zorunda kaldı.
Ayrıca ta 14. yüzyıldan itibaren Ermeni ve Rum yazılarıyla yazılan hayli zengin bir Türkçe literatür de var.
Şimdi bana bu hadisenin ANLAMINI söyler misiniz? Alfabe sonuçta pratik bir iletişim aracı, bir sinyal sistemi, evet. Ama aynı zamanda bir kültür ve medeniyet alanının en temel, en tanımlayıcı ögesi, bir bakıma dinden ve dilden daha derin ortak paydası. Yunan alfabesi 2800 seneden beri Yunanlılığın herhalde tek değişmez unsuru olmuş. İbrani yazısı 2600 senedir değişmemiş, ulusal kimlikle özdeşleşmiş. Latin alfabesi 2400 yıldan beri Roma imparatorluğunun ve onun devamı olan Batı Avrupa medeniyetinin temel direğidir. Arap yazısı da öyle. Çin yazısı, Hint yazıları, Habeş yazısı, Ermeni yazısı keza.
Peki Türklerin çorap değiştirir gibi ikide bir yazı değiştirmesini neye yoracağız?
Hem bakın, düşündükçe neler geliyor akla. Tarihte dört büyük dine –Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm, İslam- topluca bağlanan tek ulus var, o da Türkler. Yıllar önce bir sohbette Cemal Kafadar söylemişti de üstünde pek durmamıştım. Şimdi düşünüyorum, hakikaten fevkalade ilginç bir durum.

Sevan Nişanyan Harf Devrimi


Türkler tarihin en eşsiz milletidir, onu biliyoruz, tamam, peki, güzel.
De, siz Türklerin şu eşsiz yönünü bilir miydiniz?
Tarihte sekiz ayrı alfabeyle yazılan yegâne dil Türkçedir. Bu rekora yaklaşan bir tek Farsça var, dörtte kalmış. Üçüncülük payesini paylaşan dillerin hepsi ikişer alfabede durmuşlar. Üç yapanı hatırlamıyorum.
Türkçeyi 8. yüzyılda ilk yazıya döktüklerinde Köktürk yazısını kullanmışlar, ki dilin yapısına tastamam uyan home-made bir alfabedir. Aradan yüz yıl geçmemiş Uygurlar Soğd yazısını adapte edip onunla yazmaya başlamışlar. Derken Türklerin yarısı Budist olunca Hindistan’dan ithal Brahmi yazısı revaç bulmuş. 11. yüzyılda Müslümanlığın gereğidir diye Arap yazısı benimsenip 800 küsur yıl onda karar kılınmış. 20. yüzyılda Türk milletlerinin yarısı Latin alfabesini, yarısı Kiril alfabesini seçti veya seçmek zorunda kaldı.
Ayrıca ta 14. yüzyıldan itibaren Ermeni ve Rum yazılarıyla yazılan hayli zengin bir Türkçe literatür de var.
Şimdi bana bu hadisenin ANLAMINI söyler misiniz? Alfabe sonuçta pratik bir iletişim aracı, bir sinyal sistemi, evet. Ama aynı zamanda bir kültür ve medeniyet alanının en temel, en tanımlayıcı ögesi, bir bakıma dinden ve dilden daha derin ortak paydası. Yunan alfabesi 2800 seneden beri Yunanlılığın herhalde tek değişmez unsuru olmuş. İbrani yazısı 2600 senedir değişmemiş, ulusal kimlikle özdeşleşmiş. Latin alfabesi 2400 yıldan beri Roma imparatorluğunun ve onun devamı olan Batı Avrupa medeniyetinin temel direğidir. Arap yazısı da öyle. Çin yazısı, Hint yazıları, Habeş yazısı, Ermeni yazısı keza.
Peki Türklerin çorap değiştirir gibi ikide bir yazı değiştirmesini neye yoracağız?
Hem bakın, düşündükçe neler geliyor akla. Tarihte dört büyük dine –Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm, İslam- topluca bağlanan tek ulus var, o da Türkler. Yıllar önce bir sohbette Cemal Kafadar söylemişti de üstünde pek durmamıştım. Şimdi düşünüyorum, hakikaten fevkalade ilginç bir durum.

Sevan Nişanyan Harf Devrimi

Yanilmiyorsam merhum bir hocaefendi sohbetlerinde ifade etmisti... " her gelen hükümet türkcemizde degisiklik yapti ".
Garp = bati,
sark = dogu,
simal = kuzey,
cenup = güney oldu!
Osmanlidan bu yana türkce ne kadar degisti.
Tabir caizse dilimizi mahvettiler...

Batı, doğu, kuzey, güney mahvetmedi, tersine Türkçemizi yok olmasını önlemek için atılmış küçük veya büyük adımdan biridir.


Türkçe Dil Bilgisi ve Diğer Diller ile İlgili Çalışmalar

MollaCami.Com