Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


>>padişahın işi ne....!>>

bir arkadaşım gönderdi,çok beğenip paylaşmak istedim,

Sultan III. Murad Han rüya gördüğü günün sabahı, bir anlam veremediği bu rüya dolayısıyla tuhaf bir hal içindedir. Vezir- i âzam Siyavuş Paşa padişahın bu halini görünce merak eder ve sorar:
Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?
Padişah:Akşam garip bir rüya gördüm,
Vezir:Hayırdır inşaallah efendim!?
Sultan Murad Han:Hayır mı, şerr mi öğreneceğiz inşaallah!
Vezir:Nasıl yani? diye sorar.
Padişah vezire:Hazırlan, dışarı çıkıyoruz der veTebdil-i kıyafet ederek iki molla kılığında yola çıkarlar

Sultan Murad hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir,kararlı adımlarla Beyazıta çıkar, döner Vefaya, Zeyrekten aşağıya inip Unkapanı civarında durur. Etrafına dikkatle bakınır.

İşte tam o sırada yerde yatan bir ceset gözlerine batar. Tebdil-i kıyafet içindeki Padişah oradakilere sorar,
Kimdir bu yerde yatan?
Ahali:Aman hocam hiç bulaşma, ayyaşın sefilin biri iste!
Padişah:Nerden biliyorsunuz öyle olduğunu?
Ahaliden biri atılır:Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuzdu.

Bir başkası:aslında iyi sanatkârdı. Nalının hasını yapardı. Ancak kazandıklarını içkiye, fuhşa harcardı. Hem şişe şişe şarap taşırdı evine...Hem de nerde namlı, mimli kadın varsa takardı peşine ve evine götürürdü.

Ahali içinde yaşlı biri söze karışır:İsterseniz komşulara sorun bakalım, onu bir cemaatte gören olmuş mu?

Bunları anlattıktan sonra mahalleli döner ardını çekip gider. Bizim tebdil-i kıyafet mollalar kalırlar cenazenin başında...
Tam vezir de toparlanıyordur ki, Sultan Murad onun yolunu keser:Dur vezir nereye
Vezir Siyavuş Paşa:Bu adamdan uzak durmak istersiniz diye düşündüm Sultanım.
Padişah:Hayır olmaz öyle şey! Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem. Ama biz gidemeyiz, rüyamın bir hikmeti olmalı.. Hem şöyle veya böyle halkımızdır. Defin işini tamamlamak gerek,der.
Veziri:saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden der.
Padişah vezirine itiraz eder:Olmaz vezir, rüyadaki hikmeti çözemedik daha...
Peki ne yapmamı emir buyurursunuz? diye sorar vezir..
Padişah:Mollalığa devam edeceğiz. Cenazeyi kaldırmalıyız.der.
Vezir şaşkınlık içinde:Aman efendim, nasıl kaldırırız?diye sorar.
Padişah:Basbayağı kaldırırız işte!diye çıkışır

Vezir bunun çok zor olacağı konusunda Sultan Muradı ikna etmeye çalışır:

Yapmayın, etmeyin Sultanım, bunun yıkanması, paklanması var. Kefenlenmesi, gömülmesi falan...
Padişah vezirin sözünü keser ve:Merak etme, ben hallederim hepsini...der.
Vezir bakar ki Padişah kararlı:Şurada bir mahalle mescidi var ama, bilmem ki?!diye kararsız düşünürken
Padişah:Fatih Caminde kılacağız namazını der.

Çünkü rüyasında böyle denmiştir kendisine... Ve gelirler camiye... Vezir sağa sola koşturur. Kefen, tabut bulur. Padişah bakır kazanları vurur ocağa... Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar, ki nâş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur, aydınlanır alnında. Yüzü sarhoşlara benzemez. Hem mânâlı bir tebessüm okunur dudaklarında. Sultan Muradın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin de tabii ki. . .
Böylece meçhul ayakkabıcıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar, namazını kılarlar. Sıra gelir defin işlemine...
Vezir sorar:Sultanım, nereye defnedeceğiz?
Padişah:Evinin bahçesine.. Sen bir koşu gidip adresini araştır, öğren gel; der...

Vezir sorar soruşturur ve evin adresi öğrenilir. Cenazeyi yüklenip giderler. Eskimiş küçük bir ahşap evin kapısını çalarlar. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Kadına kocasının öldüğünü alıştırarak haber verirler. Kadın sanki bu vefatı bekler gibidir. Ama yine de gözyaşlarını tutamaz.

Neden sonra Padişaha:Hakkını helâl et evladım. Belli ki çok yorulmuşsun.der.
Padişah:Helal olsun.. Ama bahçenizde bu cenazeyi defnecek yer var mı? diye sorar...
Yaşlı kadın:Evet, bizim bey mezarını kazıp hazırlamıştı. Beni buraya defnetsinler hanım demişti.
Bunun üzerine Padişah ve veziri cenazeyi bahçede kazılan yere defnederler.

Defin işlemi bitince Padişah yaşlı kadına:Bana biraz rahmetliden söz eder misiniz?der.
Yaşlı kadın tabii dercesine hüzünle sallar başını ve anlatmaya başlar:
Evladım, rahmetli bizim efendi bir âlemdi, vesselâm... Akşamlara kadar ayakkabı yapardı. Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip helâya dökerdi.
Niye? diye sorar Padişah...
Yaşlı kadın:Müslümanlar içmesin diye. . .
Padişah şaşkınlık içindedir,
Yaşlı kadın devam eder.
Aaa oğul bu da bir şey mi? Başka tuhaf şeyler de yapardı
Padişah merakla:Ne gibi? der,
Yaşlı kadın:Nerede yola düşmüş kadınlardan bulsa, hemen ücretlerini öder, eve getirirdi. Ben sizin zamanınızı satın aldım mı? Aldım. Öyleyse şimdi dinlemeniz gerek.... deyip, bana da onlara dinimizin gereklerini anlatmamı tembih eder ve evden çekip giderdi. Sabaha kadar o kadınlara dinimizin vecibelerini anlatırdım.
Sultan Murad Han iyice şaşkınlık içinde kalmıştır.

Bak sen! Millet ne sanıyor halbuki..der....
Yaşlı kadın:Evladım, milletin ne sandığı umurunda değildi ki onun... Zaten namazı da mahalleliyle kılmaz, uzak mescidlere giderdi.Öyle bir imamın arkasında durmalı, ki Tekbir alırken Kâbei Muazzamayı görmeli derdi...
Sultan Murad Han rüyasının hikmetini yavaş yavaş anlamaya başlamıştır, yaşlı kadının sözünü kesmez.

Kadın devam eder:Hatta bir gün ona;Bana bakasın efendi! Sen böyle yapıyorsun, ama dedikodular aldı başını gidiyor. Komşular kötü belleyecek seni, inan cenazen kalacak ortada demiştim...
O da merak etme hanım, kimseye zahmet vermeyiz. Mezarımı bahçeye kazdım, oraya defnedersiniz demişti.

Ben de ona İyi de seni kim yıkasın, namazını kim kılsın, kim kaldırıp gömsün dedim,
Padişah konuşmanın burasında çok heyecanlanır ve sorar:Peki o ne dedi?
Yaşlı kadın:Aaa oğul, dedim ya bizim bey bir tuhaftı. Önce uzun uzun güldü, sonra da dedi ki;Allah büyüktür hatun, padişahın işi ne?...

Paylaşımın için teşekkürler kardeşim ama daha önce paylaşılmıştı...

http://www.mollacami.net/forum/index.php/topic,2989.0.html

Bu yaziyi kac kere okudum bilmiyorum ama , 180 kere de tekrar edilse guzel seylerden her zaman insanin alacagi bir ders mutlaka vardir.

Tesekkurler...


Bu yaziyi kac kere okudum bilmiyorum ama , 180 kere de tekrar edilse guzel seylerden her zaman insanin alacagi bir ders mutlaka vardir.

Tesekkurler...


+++++++++ ettekraru ahsen velev kane 180


+++++++++ ettekraru ahsen velev kane 180


280 gabilibden olsun diyorsun...


Tarihi, Ibretli Hikayeler

MollaCami.Com