Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


>>sizce en ilginç hayvan .....?>>

ben bu siteyi çok sevdim :) :) :) :) :) :D :D :D :D ;) ;) ;) ;)


ya zaten sonunda öldü.diger rahmetlilerin hep ismi vardı.bu adsız öldü.salyangozun içine girmiş,suyun içindeki,daha önce girdiginde çıkmıştı.bu sefer 1 gün bekledim çıkmadı,2 gün bekledim çıkmadı,baktımki,sizlere ömür olmuş.bundan sonra balık beslemeyi düşünmüyorum sonuncusundan sonra.
artık küçük kaplumbagalar var onlara merak saldım şimdilik. ;D ;D ;D ;D

balık almam diyodum ama.artık yine ev sessiz sedsasız kalınca gittim yine capon balıgı aldım yine.bildiginden şaşmican varya.bunların adı leyla'yla Rıfkı.şimdilik çok korkuyolar benden. onları mangal yaparım diye fukaralar...önümüzdeki günler ne gösterir bilinmez...

ben aslanlar cok ilginc

MAYMUN

Ekvator'un 40° kuzey ve 40° güney enlemleri arasında raslanırlar. Avrupa'da yalnız Cebelitarık kıyılarında bulunurlar. Bunların da Afrika'dan geldikleri sanılmaktadır. İki grupta incelenirler: Asya ve Afrika'daki Eski Dünya maymunları ve Orta ve Güney Amerika'daki Yeni Dünya maymunları.
Yeni Dünya maymunlarına, Güney Amerika'nın sulak ormanlarında bol rastlanır. Kuyruklarını, sarılma, kavrama, sallanma, tırmanma ve yiyecek toplamada üçüncü bir el gibi kullanırlar. Düşen yavrularını kurtarmada ve bir ağaçtan diğerine geçmede kuyruklarından maharetle istifade ederler. Bunun için bir ağacı elleriyle kavrarken diğerini de ayakları ve kuyruğuyla kavrayarak bir köprü kurarlar. Yavrular da buradan koşarak geçerler. Bazı türlerin kuyruk uzunluğu boylarından fazladır. İki beyin yarı küresinden biri kuyruğu ötekisi de diğer vücut olaylarını yönetir.


Berberi maymunu
Eski Dünya maymunları hafif ve ufak bedenlidir. Beyinleri daha büyük ve karmaşık olduğundan Yeni Dünya maymunlarından üstündür. Çok az kuyrukları vardır. Kuyruklarının sarılma ve kavrama özellikleri yoktur. Fakat kuyrukları dengelerini sağlamada, duruş vaziyetlerinde ve hatta haberleşmede rol oynar. Maymunun kuyruğunu tutuş vaziyeti, onun sosyal ve hissi durumunu belirtir. Maymunların ayak, taban ve yüzlerinin dışında vücutları tüylüdür. Kaba etleri kılsız olanlar da vardır. Kılsız yerleri kırmızımsı veya mavi renktedir. Büyüklükleri çok değişiktir. Boyları 12-13 cm olan makilerle sahibinin cebine veya bir bardağa rahatça sığabilen minik marmosetten 300 kg ağırlığı olan gorile kadar farklı birçok türü vardır.
Koku alma duyuları çok zayıf olmasına rağmen, görme ve işitmeleri güçlüdür. Çoğunlukla gündüz faaldirler. Hepsi otçul memelidir. Ağaç filizleri, yaprak, çiçek, tohum ve meyveler başlıca yiyecekleridir. Bunun yanında böcek, yumurta ve leş yiyenleri de vardır. Çoğu gruplar halinde tecrübeli bir erkeğin başkanlığında yaşar. Birkaç dişi ve yavrulardan meydana gelen tek erkekli gruplar da vardır. Hamilelik devreleri türlerde farklıdır.
Doğu Brezilya'da yaşayan kuyruğu beyaz halkalı kuisiti (veya ipek maymuncuk)nin gebelik süresi 3,5 aydır. Dişiler yavrularını göğüslerinde veya sırtlarında taşır. Aşırı derecede sevgi gösterirler. Tehlike karşısında erkek sürüyü kahramanca savunur. Maymunların vücutları tırmanmaya, sıçramaya, el ve ayakları da kavramaya uygundur. El ve ayaklar beş parmaklıdır. Baş parmak diğer parmakların karşısına geldiğinden, cisimleri mengene gibi rahatça kavrarlar. Kanca tırnaklı birkaç türün dışında çoğunun el parmakları yassı tırnaklıdır. Colobes ve Atales gibi cinslerde baş parmak bulunmaz. Yiyeceklerini ağızlarına götürmek için ellerini kullanırlar. Ellerini kullanmakta çok mahirdirler. Bir kısmı küçük yiyeceklerin tohumlarını çıkarmak için baş ve işaret parmaklarını rahatça kullanırlar.


Evcil bir maymun
Maymunlar oldukça meraklı hayvanlardır. Yüksekte bulunan bir yiyeceğe ulaşmak için birkaç eşyayı üst üste koymayı akıl edebilirler.


ben bu siteyi çok sevdim :) :) :) :) :) :D :D :D :D ;) ;) ;) ;)
:)


AYAKSIZ YÜZERGEZER
Bu türden pek çok canlı görebilirsiniz ancak en garip olanları ise başlarında kamçıları olanlar. Yumuşakçalardanmış gibi görünseler de çok keskin dişlere sahipler. Dünyanın çeşitli yerlerinden 120 tür keşfedildiyse de pek çok tür hala ortaya çıkarılamamıştır



KIRILGAN DENİZLALESİ
Bu küçücük denizlalesi karides türünün en ufağı ve nesli tükenen tek canlısı. Denizlalesi tüfekli karides olarak da adlandırılır çünkü kendisini avlamak isteyenleri burnundan savurduğu havayla püskürtür.



SEMENDER ÇEŞİDİ
Bu yüzergezer yüz yaşına kadar yaşayabilen, on yıl kadar beslenmeden dayanabilen ve görme yetisi olmayan bir canlı türüdür. İtalya ve Hırvatistan’da deniz altında yaşar. Çoğu yüzergezerlerin aksine bu tür sadece suda yaşar.



FENER BALIĞI
Bu erkek fener balığı dişisinden 1/20 oranında daha küçüktür. Sizlerin Kayıp Balık Nemo filminde gördüğünüz kocaman fener balığı dişi olanıdır Dişi fener balığı erkek olanı besler. Bu tür denizin çok derinlerinde yaşar ama bu bile onları tehlikeden korumaz.



KAKAPO PAPAĞANI
Bu papağan hem dünyanın en sınırlı sayıdaki hem de en garip hayvanı. Uçmak yerine tırmanan bir canlı düşünün. Ağırlığı normal papağanlarla aynı. Yaşadığı yer ise Yeni Zelanda’da yetişmektedir.



MOR KURBAĞA
Bu kurbağa gerçekten mor. İlginç olan tek şey rengi değil. Yılın büyük bölümünü yerin altında geçiriyor. Yerli halk mor kurbağaya alışık ancak bilimadamları konuya büyük ilgi gösterdiler. Bunun nedeni uzun zaman yerin altında kalmaları olabilir.



YÜRÜYEN MEKSİKA BALIĞI
Yürüyen Meksika balığının nesli tükenmek üzere. Bu bir tür amfibi hayvan ve Meksika kıyılarında yaşıyor. Görebileceğiniz en şirin canlılardan birisidir.



CAM KURBAĞA.
Cam kurbağanın da nesli tükenmek üzere. Cam gibi gövdesi sayesinde iç organlarını kolayca görmek mümkün. Güney Amerika’daki tropik yağmur ormanları tehlike altında olduğundan bu hayvanın da yaşamı tehlike altında.




AYAKSIZ YÜZERGEZER
Bu türden pek çok can
lı görebilirsiniz ancak en garip olanları ise başlarında kamçıları olanlar. Yumuşakçalardanmış gibi görünseler de çok keskin dişlere sahipler. Dünyanın çeşitli yerlerinden 120 tür keşfedildiyse de pek çok tür hala ortaya çıkarılamamıştır.

DUGONG MEMELİSİ
Dugong memelisi fillerin familyasına mensuptur. Başını suyun üstünde tutmak için balinanınkine benzeyen kuyruğunu suyun altına daldırır. Mitolojideki denizkızının bu hayvandan esinlenildiği düşünülür.

Çok ilginç hayvanlar gerçekten. :o Özellikle cam kurbağa çok ilgimi çekti. Şeffaf ve camsı vücut yapısına sahip hayvanlar her zaman beni şaşırtmıştır. Kırılgan denizlalesinin vücut içinde görülen yeşil bilye gibi yapıların ne olduğunu çok merak ettim. Bilgiler ve fotoğraflar için teşekkür ederiz Ahmedim..

:o

Rica ederim... :)

bukalemun

koala ( acayip imreniyorum bu mahluğa ;D )

Dünyayı anne sırtında keşfediyorlar: Koalalar


Koalalar en tembel hayvanlar arasında liste başı. Hepsi kelimenin tam anlamıyla 'uykucu'. Günde sadece dört saat uyanık kalıp aktif oluyorlar ve ancak bu süre içerisinde yavrularıyla ilgilenebiliyorlar. Hiçbir düşmanları yok. Pireler dahi Koalalardan kaçmayı tercih ediyorlar.


Hayvanlar aleminde bir maraton düzenlense bitiş çizgisine en son ulaşacak olanlar, düşünülenin aksine kaplumbağalar değil, kesinlikle koalalar olurdu. Zaten bu sevimli ayıcıkların da 'koşucuyuz' diye bir iddiaları yok. Nasıl olabilir ki? Anne koala bebeğini bir yıl boyunca sırtında taşıyor ve bakımını tek başına üstleniyor.
Baba koala ise hiç hareket etmeden tembel tembel oturmayı tercih ediyor ve eşine 'yardımcı olmayı' aklından bile geçirmiyor.









Çıplak ve kör olarak doğuyorlar
Avustralya'da yaşayan koalalar bu kıtanın neredeyse sembolü. Toplam sayılarını ise hiç kimse tam olarak bilmiyor. Okaliptüs ormanlarında 40. 000 mi yoksa 100. 000 koalanın mı yaşadığı konusunda kesin bir bilgi yok.
Koalaların çiftleşme dönemi de çok ilginç: Erkek koala kendine bir harem kuruyor ama mutlulukları kısa sürüyor. Dört hafta sonra da bebekler dünyaya geliyor. Bebek koala neredeyse kesme şeker büyüklüğünde, gözleri kapalı ve çıplak olarak doğuyor. Annesinin torbasında, memeye sıkı sıkı tutunarak birkaç ay kalıyor. Daha sonra annesinin sırtınına binip uzun bir süre de orada yaşıyor.









Eskiden kürkleri çok değerliydi
Koala anne bu durumdan hiç şikayet etmiyor. Kime etsin ki? Baba koala çocuklarla zaten hiç ilgilenmiyor, annenin yükünü azaltmayı ise kesinlikle düşünmüyor. Anne koala da büyük bir sabırla çocuklarına hangi okaliptus yapraklarını yiyebileceklerini öğretiyor. Çünkü Avustralya'da okaliptüs ağacının 600'den fazla türü var, fakat koalalar bunların sadece 35 kadarını yiyor. Bu ağaçlar koalalar için sadece bir ev değil, aynı zamanda da en önemli besin kaynakları, hatta iyi bir ilaç.
İşte işin bu kısmı çok ilginç: Okaliptüs yapraklarında eterik yağ bulunur. Zehirli olan bu yağ, birçok hayvan için zararlı, fakat koalalar için tam tersine çok faydalıdır. Koalalar yedikleri yapraklar sayesinde bu maddeyi vücutlarına alırlar. Böylece eterik yağın bir kısmı uçup gider bir kısmı da vucütlarına girer. Bu hayvanların spesifik bir kokusu vardır. Kokunun nedeni de bu maddeden kaynaklanır. Koalaya gelen parazitler, pireler bu kokudan kaçar, yani çok uzun süre koalada barınmazlar. Koalalar yedikleri okaliptüs yapraklarıyla vucüt ısılarını da düzenleyebilirler. Seçtikleri yapraklara göre vucüt ısıları düşer veya artar.
Koalalar günde 1 - 2 kilo yaprak tüketirler. Araştırmacılar, 50 insanın bu miktardan kesin ölebileceğini iddia ediyor. Koalalar bu yaprakları yiyor, üstüne üstük asla da susamıyorlar. Zaten isimlerini de bu ilginç özelliklerinden almışlar: 'Koala' kelimesi Avustralya'nın yerli halkı Aborjinlerin dilinde 'asla içmeyen' anlamına geliyor. Bir başka özellikleri de; olası düşmanlarından asla saklanmak zorunda kalmamaları. Çünkü kürklerinin rengi yaşadıkları ağaçların kütükleriyle o kadar çok benzeşiyor ki, koalaları fark etmek mümkün değil.









"Tatlı Hayat"
Aslında koalaların düşmanları yok, ama 'düne' kadar insan avcıları en büyük düşmanlarıydı. Kürklerine olan yüksek talep, katledilmelerine neden oluyordu. Sadece 1927 yılında 2,5 milyon koala öldürüldü. Neyse ki artık koruma altındalar.
Günde 18 - 20 saat uyuyan koalaların huzurunu pireler dahi bozamıyor. Öksürük pastilini andıran kokuları sayesinde pireler bile onlardan kaçmayı tercih ediyor.
Kısacası, 'gel keyfim gel' şeklinde bir hayat sürüyor ve hiçbir şey yapmamanın tadını çıkarıyorlar.

yunus balıgı

Koalalarla alakadar ufak bişey eklemek istiyorum.

Geçenlerde arkadaş babasıyla birlikte bi belgesel izliyormuş. Tahmin edeceğiniz gibi koalalarla alakadar. Bi
yerde seslendiren kişi şöyle demiş : " Yavrusunun tehlikede olduğunu anlayan anne koala 4 m/saat hızla
süratle yavrusuna doğru ilerlerken...)

Koalalardaki sürat anlayışına bakar mısınız? Allah'tan yavrusu tehlikede yoksa ömr-ü billah yerinden kalkmaz herhalde :D :D Zaten hemen hemen tüm resimleri bi okaliptusa sarılmış öyle melül melül bakarken...


Smart Oyun

MollaCami.Com