Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Uhud'daki İslam Karargâhı

Peygamber Efendimiz, Şîheyn'de derlenip toparlandığı sırada, müşrikler de Ebû Amr'ın arâzisinin bulunduğu yere kadar harp düzeni hâlinde, yavaş yavaş uzandılar. Peygamberimiz, Uhud'a doğru ilerleyip, köprünün bulunduğu yere kadar geldiler. Artık Müslümanlar da müşrikler de birbirini iyice görüyorlardı.
İslam ordusu ile Uhud'a kadar deve kuşu gibi boynunu uzata uzata gelmiş olan Abdullah ibn-i Ubeyy'ibn-i Selül, artık kanlı bir müsâdemenin kaçınılmaz olduğunu görünce, Peygamber Efendimiz için; "O, rey ve görüş sâhibi olmayan gençlerin sözünü dinledi de beni dinlemedi. Ey ahâli! Şuracıkta biz, ne diye kendimizi öldüreceğimizi bir türlü anlayamadık." diyerek, kavminden kuşku içinde bulunan ve kendisine uyan 300 kişi ile birlikte oradan geri döndü.
Peygamber Efendimiz, Uhud'da Şip vâdîsine inince, orada arkaları Uhud dağına dayalı, yüzleri Medîne'ye karşı olmak üzere karargâhını kurdu. Ordusunu çarpışma düzenine koymağa başladı. Solda bulunan Ayneyn tepesine Abdullah ibn-i Cübeyr kumandasında 50 okçu yerleştirdi. Onlara; "Ben emir vermedikçe, gâlip olsak da, mağlub olsak da kat'iyyen yerinizden ayrılmayacaksınız. Müşrikleri hezîmete uğrattığımızı görseniz bile yerinizi terketmeyeceksiniz. Düşmanı yenip ganîmet toplamağa koyulduğumuzu görseniz de, sakın bize uymayınız! Kuşların bizi kapıştıklarını görseniz de ben size adam gönderip emir vermedikçe, sakın yerinizden ayrılmayınız. Düşman süvârisi gelirse, okla mukâbele eder, ok atarsınız. Çünkü, at oku yiyince ilerleyemez, geri döner." buyurdu.
Uhud'da Müslümanların parolası «Emit, Emit (öldür, üldür)» idi.

[color=purple]Kureyş müşrikleri, Medîne'ye arkalarını çevirmişler, Müslümanlara karşı saf bağlamış bulunuyorlardı. Müşriklerin sancağını, Tâlhâ ibn-i Ebî Tâlhâ tutuyordu. Kureyş ordusunun kumandanı Ebû Süfyan idi. Diğer kumandanlar ise; okçuların başında Abdullah ibn-i Rebia, sağ cenah kumandanı Hâlid ibn-i Velid, sol cenah kumandanı İkrime ibn-i Ebû Cehil, fırka kumandanları ise Saffan ibn-i Umeyye ile Amr'ibn-i As idi.
Müşriklerin parolası «Yâ Lel Uzza ve yâ Lel Hübel» idi. Böylece putlarından medet bekliyorlardı.
Kureyş kadınları, ordunun arkasında Ebû Süfyan'ın karısı Hind'in başkanlığı altında defler çalıyor, şiirler söylüyor ve orduyu harbe teşvik ediyorlardı. ( Islam Tarihi-Hasan Arikan//mollacami.net//ücharfbeşnokta )


Şevval

MollaCami.Com