Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


erkekler kime kadınım der?

sayın mollacami okurları ,yazıyı bir sitede okudum ve sizin yazıya dair fikirlerinizi duymak istediğim için paylaştım ...! kendi yorumum yoktur ::) iyi okumalar....

***************

Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Hanım’la evlidir. Ancak Mari Gerekmezyan’a aşık olmuştur. Mari, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun asistanlik yaptığı Güzel Sanatlar Akademisi’nin heykel bölümüne misafir ögrenci olarak gelmistir.

1949′da bir gün İstanbul Büyük Kulüp’teki bir toplantıda davetliler, Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir şiir okumasını isterler. Eyüboğlu ayağa kalkar ve Karadut’u okumaya başlar:



“Karadutum, çatal karam, çingenem

Nar tanem, nur tanem, bir tanem

Ağaç isem dalımsın salkım saçak

Petek isem balımsın ağulum

Günahımsın, vebalimsin.

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan

Yoluna bir can koyduğumGökte ararken yerde bulduğum

Karadutum, çatal karam, çingenem

Daha nem olacaktın bir tanem

Gülen ayvam, ağlayan narımsın

Kadınım, kısrağım, karımsın.”



Bedri Rahmi, şiiri okurken aniden gözlerinden yaşlar süzülür. Salondaki herkes niye ağladığını anlamıştır. Çünkü aşklarını bütün İstanbul bilmektedir. O anda yanında oturan Eren Eyüboğlu da anlamıştır. Çünkü şiirde “kadınım, kısrağım, karımsın” dediği kadın kendisi değildir.



Görüldüğü gibi erkekler sadece nikahlı karılarına kadınım ve karım kelimelerini kullanmıyorlar. Bu bambaşka bir duygu. Bunun adı aşk. Doğa üstü bir duygu. İnsanın vücut kimyasını değiştiren, ruhunda volkanların patlamasına neden olan bir duygu. Onu bulduktan sonra kaybetmek ise çok acı verir.


Ne mutlu bütün bu güzel duyguları gerçekten bir ömür boyu bir yastığa baş koyduğu, hayatı birlikte yaşadığı ve çocuklarının annesine duyabilen erkeklere.

yani yorum yapılır ama
ŞAHSİ düşüncem burası yeri değil diyor

hmmm ... anlamadım ama olsun ::)

ne bileyim böyle mevzular konular burada olur mu diye düşündüm


yani yorum yapılır ama
ŞAHSİ düşüncem burası yeri değil diyor

Karadutum, çatal karam, çingenem

Nar tanem, nur tanem, bir tanem

Ağaç isem dalımsın salkım saçak

Petek isem balımsın ağulum

Günahımsın, vebalimsin.

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan

Yoluna bir can koyduğumGökte ararken yerde bulduğum

Karadutum, çatal karam, çingenem

Daha nem olacaktın bir tanem

Gülen ayvam, ağlayan narımsın

Kadınım, kısrağım, karımsın.”

:o :o :o hakaret gibi ;D ;D ;D

çok abes bir konu olduğunu düşünmüyorum.... :-[

belki zehirli ok a daha uygun ama burda da konuşulabilir !

İslam çerçevesi içinde her konunun konuşulması lazım ...

ama arkadaşlar uygun bulmazlarsa kaldırabilirler ....!



İslam çerçevesi içinde her konunun konuşulması lazım ...
;) haklısın, evet :) buyrun...

ben özellikle ŞAHSİ fikrim olduğunu söyledim

Aslında soruyu şöyle yapsak " Erkekler kime kadınım demeli? " cevabı hazır; helaline !

anise bir şey okumuştum...

Âşık olup bunu gizleyen ve bu şekilde ölen şehittir...

Hadismi değil mi bilmiyorum ....

ama okuduktan sonra hayatta olmayacak şeyin olmadığını düşündüm...

birde erkeklerin islamdaki evlilik sınırı bahsi kapıyı kapattıramadı

ve yazının başkaları tarafından okununca ne düşünüleceğini merak ettim...

Bu konuda ihtilaf var kardeşim, ihya.org'da bu şekilde izah edilmiş.


BİR KADINA AŞIK OLUPTA İFFETİNİ KORUYAN VE BU AŞK ÜZERE ÖLEN SEHİD OLARAK ÖLÜR MÜ

Bazı zayıf kaynaklarda, bu şekilde, bazılarında da biraz farklı olarak: "Her kim âşık olur ve askını gizler de iffet ve sabır gösterirse, Allah onu bağışlar ve Cennete koyar"(Hadîsin bütün kaynakları için bk. Muhammed Abdülkâdir Atâ, el-Gummâ'ale-llümmâz üzerine tahkîk 216) şeklinde rivayet edilen ve hadis zannedilen bir söz vardır. Ancak bu hem rivâyet, hem de dirâyet (yani manası) yönünden sağlam görülmemiş ve Rasûlüllah'a yakıştırılamamıştır. Çünkü erkeğin bir kadına, ya da kadının bir erkeğe âşık olması mecaz anlamda bir aşktır ve bir bakıma marazî bir haldır. Zîrâ bu, kalbi Allah'tan boşaltıp, sevdiğine kaptırma, teslim etme ve ona kayıtsız şartsız boyun eğme (ta'abbüd) anlamını taşır. Hal böyle iken nasıl olur da Allah'ın hükmünü yüceltmek için savaşırken şehid olanlara denk olabilir! Kaldı ki, aşkın helâl olanı bulunduğu gibi, haram olanı da olur. Böyle olunca, Rasulüllah Efendimizin ayırım yapmadan, her âşık olup askını gizleyen ve iffetli olanı şehîd sayması nasıl düşünülebilir.(Ibn Kayyim, Zâdü'1 me'âd IV/2,76) Ayrıcâ Rasulüllah'tan bize sahîh olarak ulaşan hiç bir hadîste "aşk" sözü geçmemektedir.Sahîh hadîs kitaplarının dışında kalan çok değişik kaynaklarda Süveyd b. Saîd'den rivâyet edilen bu sözü Ibnü'I-Cevzî uydurma hadîsler (mevzûât) arasında zikreder,(bk. Ebu'1-Hasen el-Kinânî, Tenzûhu's-Seri'a N/364) Ibnü'1-Kayyim de aslâ hadîs olamayacağını anlatır:(Ibnü'1-Kayyim agk.) Genellikle "mevzûât" kitaplarında bulunan bu söz için en iyimser olanlar, bunu en fazla"'zayıf hadîs" derecesine çıkarabilmişlerdir.. Hattâ meşhur Muhaddis Yahyâ b. Ma'în, bunu rivâyet eden Süveyd için: "Eğer atım ve okum olsaydı, gider onunla çarpışırdım" bile demiştir. (Aclûnî, Kesfu'1-hafâ N/363)

Sonra çeşitli hadîslerde dünya ve âhiret şehitleri sayılmış ve âşık, bunlardan birisi olarak zikredilmemiştir.


Bu konu hakkında durum bu, dediğiniz gibi insanız beşeriz şaşarız Rabbim nefse şeytana uydurmasın.

Kaldı ki bu şiirin sahibinin aşkı pekte gizli değilmiş ::)

evet okumuştum daha evvel...

ama bu duygununda Rabbimden geldiğini düşünüyorum,herşeyde olduğu gibi...

...

Ask bir hastalik midir ve birgün geçer mi? diye sormuşlar İskender palaya ,

Evet, bir hastaliktir ama bu reddedilecek bir hastalik degildir. Bu hastaligi ömründe bir kez geçirmeli insan... Gerçek ask ise yarasi kapanmiyor. Bugünkü ucuz iliskiler degil tabiî. Askin yarasi yanik yarasi, kiliç yarasi gibidir. Mutlaka kalpte izi kalir....

demiş...

bende inanıyorum bu kelimelere...

Bir insanı sevip o sevgiyi öğrenen,aşık olup o duyguyu tadan insanın Allah'ı sevmesi daha farklı oluyor...

zira o duygu insanı sanki Rabbine daha fazla yaklaştırıyor...

Ask'i kalbimize ALLAH mi ilham eder? diye soruyorlar...

Tabiî bu bir ilhamdir. Mutlak güzellik de o olduguna göre neye âsik olursak olalim onun da çikis noktasi ve yükselis derecesi ALLAH'tadir. Onun güzelliginden bir nebzeyiz. Günese göre zerre, denize göre damla gibi.


Bazi mutasavviflar "dünyevi ask ilahi askin giris kapisidir" derler. Yani, önce Leyla sonra Mevla biçiminde.. Hep tartisilmistir bu. Hep de tartisilacak.

Emri'nin söyle bir beyiti vardir:
Sufi mecaz anladi yâre muhabbetim Âlemde kimse bilmedi gitdi hakikatim (Sofu benim sevgiliye olan askimi ilahi ask zannetti. Oysa gerçegimi kimse bilmedi)

Yani, sair komsu kizina asik. Ikisi de ah ettiriyorsa Leyla'dan Mevla''ya geçmek de mümkündür... şeklinde cevap veriyor Pala ...

ve bende katılıyorum bu görüşlere...

alıntı yaptım çünkü iyi anlatanı okumak gerekir ;)

Yazdım yazdım sildim satırları :-\

İnce mesele vesselam ...

Burası yerimi değil mi tartışılır ama kendi düşüncem su:
bir erkek evlendiği kadına asık olmalı çünkü o cenabı Allah'ın kendisine sunduğu bir nimettir HELALİDİR
önümüze güzel bir sofra kurulduğunu varsayalım ama sadece bize ait hazırlanmış ve bize ikram edilen bu sofrayı değilde başka bir sofrada olan yemeği istiyoruz ! bence uygun bir davranış değil şimdi birde tam tersini düşünelim eşimizin böyle bir durumu olsa ? bu kabul edilecek bir durum olmasa gerek belki düşüncelerimi tam manasıyla açıklayamadım ama şunu söylemem gerek kişi (erkek olsun kadın olsun) helaline aşık olmalı ve sebat etmeli aksi bir düşüncesi olmamalı hadi diyelim ki var bence bunu asla ama asla dile getirmemeli hatta anlaşılacak tavır ve hareketlerde bulunmamalı diye düşünüyorum

erkekler insallah karilarina sadece kadinim der.... yoksa abes kacar ....ben evlensem esimde bunu bana yapsa herhalde depresyona girerdim... ne demek ya ...evlilik kutsal bi magbettir... kutsalligini her daim korumalidir da...

yazdıklarım yanlış anlaşılmasın diye bir açıklama yapayım;

insan aşık olmalı derken bu tabiki evliykende olabilir anlamı çıkmasın...

ben de evlenmeden önce veya evlilikte helaline olmalıdır diyorum...

ama olmadığı örnekleri de biliyorum maalesef :-[


Serbest Kürsü

MollaCami.Com