Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Bu mail son zamanlarda heryerde,müslümanlar olarak ne yapalım peki?

kıymetli arkadaşlar aşağıdaki metin dolaşıp duruyor maillerle,

bu mektubun içimi yaktığını belirtmek isterim,

bu mektuba karşı bir mektubun molla da bu işten anlayan kişilerce yazılıp hepimiz tarafından dağıtılmasının uygun olur mu?

önerilerinize......



LATİFE HANIM'DAN ERDOĞAN'A MEKTUP

Sayın Başbakan,
'Birinci Cumhurbaşkanımı z Atatürk'ün eşi de türbanlıydı' şeklindeki açıklamanız üzerine bu mektubu tarihe karşı bir borç duygusuyla kaleme aldım.
Bilmenizi isterim ki, zorunluluk olmadığı dönemlerde ne ben, ne de ailem hiçbir zaman başörtüsü kullanmadık.


Londra'da Chislehurst Tudor Hall School ve Paris'teki Sorbonne Üniversitesi' nde okurken başım açıktı. Pasaportumdaki fotoğrafımda bile başım açıktı.
İzmir'deki yaşamımda da örtünmedim. Sadece sokağa çıktığım zaman mecburen başıma bir örtü geçiriyordum. Bu örtünme benim kişisel isteğim değildi. Dönemin gelenekleri- adetleri bunu emrediyordu.
Başörtüsüne ilişkin Osmanlı hukukunda zorunlu bir yasa olmamasına rağmen, başınızın, yüzünüzün açık olması kadı huzuruna çıkarılıp kınanmanıza neden olurdu. Bir kadının bu kınamaya maruz kalması ise itibarının-namusunun yok olması demekti.
Bu nedenle örtünmeye mecburdum.
25 Kasım 1925'teki şapka kanunu ile başlayıp, 3 Aralık 1934'te çıkan 2596 sayılı kanun ve 18 Şubat 1935'te çıkan 2933 sayılı kıyafet yasalarıyla süren reformlar kadınların giyim konusunda tamamen özgürleşmesini sağladı. Ve ben de örtüyü kaldırıp attım.
Sayın Başbakan,
Büyük önder Mustafa Kemal'le evlendikten sonra mecburen, devlet görevi gereği örtündüm.
Ancak benim örtüm biraz farklıydı: Döneme göre modern giyiniyordum; çarşaf giymiyor, peçe takmıyordum.




bu bölümde resimler var .....

resimleri kopyalamadım,



Gazi Mustafa Kemal Paşa ile ben Akhisar Çiftlik İstasyonu civarında yapılan Süvari Kolordusu tatbikatında Kazım Karabekir Paşa ile birlikteyiz (5 Şubat 1923)




Akhisar - Çiftlik İstasyonu civarında düzenlenen askeri tatbikatta Mustafa Kemal Paşa ile ben, Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Altay (sol arkasında), Kazım Karabekir Paşa (en sağda) ile birlikteyiz. ..(5 Şubat 1923)



Yüzümü tümden açık bırakan kendime özgü başörtüm, tayyörlerim, pelerinlerim, çizmelerim, elmas küpelerimle o dönem için çok farklı bir giyim tarzına sahiptim.


15 Mart 1923 günü Gazi Mustafa Kemal Paşa ve ben Adana Hükümet Konağı'na girerken dönemin belediye başkanı Ali Münif Yeğenağa ile birlikteyiz. ..




Gazi Mustafa Kemal Paşa ve ben 17 Mart 1923 günü Tarsus (Yenice) istasyonuna geldiğimizde karşılayanlar arasında ünlü arap liderlerden Şeyh Sinusu da bulunmaktaydı .



Bu tarz, yabancı gazetelerde haber bile oldu.

17 Mart 1923 tarihli İngiltere'de yayınlanan London Illustrated News ile ABD'de yayınlanan 14 Mart 1923 tarihli New York Times gazetelerine göz atarsanız, Türk kadının özgürlük simgesi olarak beni gösterdiklerini görürsünüz.
Diğer yandan, büyük önder Atatürk'le birlikte erkek meclislerinde bulunmam, lokantalara gitmem, toplantılarda bacak bacak üstüne atmam da yadırganıyordu.
Bu nedenle gizli bir örgüt olan 'Anadolu Osmanlı İhtilal Komitesi', benim kıyafetim ve davranışlarımı kastederek, 'Yarın senin de karı ve kızının bu hallere getirileceğini, ırz ve namusunun mubah kılınacağını düşün, vicdanına kulak ver, dininin namusunun ne kıratta bir Millet Reisi elinde oyuncak olduğunu anla! Ey Müslüman, fazla söze hacet yok, din ve ırk ocağımızın haremine kadar uzanan bu eli bugün kırmazsan dinine, Kuran'ına, ırz ve namusuna ebediyen veda et' şeklinde bildiriler dağıttı. Ben yılmadım ve hiç korkmadım.
Sayın Başbakan,
Önemle belirtmek istiyorum: 'Atatürk'ün eşi de başörtülüydü' polemiği yarın tehlikeli tartışmalara neden olabilir.

Latife Hanım'ın ailesinin Ankara 'yı ziyaretlerinde. Sağdan sola; Latife Hanım, Baba Uşşakizade Muammer Bey, Baldız Vecihe Hanım, Kayınvalide Adviye Hanım, Atatürk, Baldız Rukiye Hanım...(8 Temmuz 1923)



Birileri çıkıp 'Atatürk'ün döneminde içki yasaktı, halifelik kurumu vardı, laiklik yoktu, kadınlara çalışma izni yoktu' diyebilir!
Oysa bunlar da tıpkı 'benim başörtüm' gibi dönem şartları altında değerlendirilmesi gereken konulardır.

Sayın Başbakan,
Devlet görevi gereği, siyasal kriz çıkmaması için, kısa bir süre zorunlu olarak giydiğim başörtüsünün bu şekilde değerlendirilmesine çok üzülüyorum.
Ayrıca düşünüyorum da, bu polemiği çıkaranlar, 'Cumhurbaşkanı eşinin başının açık olması gerekiyor' diyenlerle aynı safta olduklarının farkındalar mı acaba?
Unutmayınız ki bizim dönemimizde de bazı çevreler, 'Cumhurbaşkanı eşinin başının kapalı olması gerekiyor' diyordu! Yazdığım gibi, bunu devlet görevi olarak kabul ettim ve örtündüm.
Madem böyle bir tartışmanın doğmasına neden oldunuz, şimdi size soruyorum: Sayın Hayrünnisa Gül de tıpkı benim yaptığımı yapar, başörtü meselesini devlet görevi sayar ve başını açar mı?

Sayın Başbakan,
Bu gereksiz tartışmalarla ne beni, ne de Hayrünnisa Hanım'ı siyasete 'malzeme' yaptırmayınız lütfen.
Size çalışmalarınızda başarılar diler, kuracağınız 60. hükümetin vatanımıza, milletimize hayırlar getirmesini dilerim.
Saygılarımla,
Latife Mustafa Kemal
------------ --------- --------- --------- --------- --------- ---------
Not: Atatürk'ünt Partisi CHP, Meclis'teki kutlamada olduğu gibi Köşk'teki kutlamada da 'Abdullah Gül protestosu'nu sürdürerek resepsiyona katılmamış. Ancak gelen haberlere göre devletin zirvesinin buluştuğu resepsiyondaki en renkli isim, ABD'li oyuncu Kevin Costner olmuş. Kevin Costner adındaki ABD'li akrist Cumhuriyetimizin kuruluşunda önemli bir rol mu? oynamış.. Buna bir mana veremedim.

------------ --------- --------- --------- --------- ---
Benim Özgeçmişim ise şöyledir..
Adım: LATİFE UŞAKLIGİL (LATİFE HANIM) (1898)- (1976)
1898 yılında İzmir'de doğdum. İzmir Lisesini bitirdim ve Paris ve Londra'da Hukuk okudum (1921). Türkiye'ye döndüğümde Kurtuluş Savaşı henüz bitmemişti. Türk Ordusunun İzmir'e girişinin ikinci günü Başkumandan Mustafa Kemal'in şehre geldiğini duydum (11 Eylül 1922). Bunun üzerine Kumandanlık karargahına giderek Atatürk'ten güvenlik gerekçesiyle Göztepe'deki konaklarında kalmasını istedim. Atatürk bu çağrıyı memnunlukla karşıladı. Mustafa Kemal 1923'te annesinin ölümü dolayısıyla gittiği İzmir'de benimle evlendi (29 Ocak 1923). 1925 yazında Doğu Anadolu gezisinde aramızda geçen tatsız bir tartışmadan sonra 5 Ağustos 1925 tarihinde boşandık. Öldüğüm yıl olan 1976 yılına kadar İzmir'de ve İstanbul'da yaşadım. Tüm ısrarlara rağmen anılarımı anlatmadım.
Atatürk ile evli kaldığım yaklaşık olarak iki yıl boyunca, Kuleli Köşk'ün hanımefendisiydim. Benden ayrıldıktan sonra, Atatürk bir süre daha eski köşkte kaldı. Daha sonra 1932 yılında yeni yapılan Çankaya Köşkü'ne taşındı. Ben, eski köşk girişindeki odayı Şam işi takımlarla kaplatmıştım.Misafir salonuna mavi koltuklar yerleştirmiştim. . Kısa süren evliliğimin ardından kendi getirdiğim eşyalarıyla İstanbul'a döndüm.
Şu andaki kullanılan köşk için harcanmak istenen takribi 13 milyon YTL'yi de israf olarak görüyorum. Bu arada diğer müslüman ülkelerin liderlerinin eşlerini ve daha ilginci eski pahişahların karılarını gördükce 'niye diye' kendi kendime soruyorum.



asıl resimler burda verilmiş,

islam ülkelerinin liderlerinin ve osmanlı kadınlarının açık ve saçlar yapılı, modern kıyafetler ile resimleri arzı endam ediyor,




hiçbir resimde örtü yok!


Suriye Cumhurbaşkanı' nın eşi Esma ESAD






Ürdün Kraliçesi Renia






Mısır Devlet Başkanı'nın eşi Bayan Mübarek






Fas Kralı 6. Muhammet'in eşi Salma






Tunus Devlet Başkanı ve eşi Laila (Sağdaki Hanım)




Malezya Devlet Başkanı'nın Bayan Mohammet eşi






Pakistan Devlet Başkanı'nın eşi Sebha Müşerref






Sultan Abdülmecit'in küçük kız kardeşidir. Sultan Abdülaziz'in ablasıdır ve aynı zamanda Sadrazam Mehmet Ali Paşa'nın eşidir
Sultan Abdülmecit'in kızıdır ve aynı zamanda Sadrazam Mustafa Reşit Paşa'nın gelinidir






Sultan Abdülmecit'in diğer kızıdır.
Son Halife Abdülmecit Efendi'nin kızıdır.

(Yağlıboya Portre Abdülmecit Efendi'nin Bağlarbaşı'ndaki köşkünde 29 Eylül 2004'te sergilenmiştir. Tablo bizzat halife tarafından yapılmıştır.)








Hanzade Sultan (1923- 1998)

Sultan Vahideddin'in kızı Sabiha Sultan'la son Halife Abdülmecid Efendi'nin oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi'nin üç kızının ortancasıdır


Sağdaki tuval üzerine yağlıboya portresini kayınpederi olan Halife Abdülmecid Efendi 1936'da yapmıştır. 104.5x80 cm tablo Sabancı Müzesi'ndedir




Neslişah Sultan

Sultan Vahideddin ile Halife Abdülmecid Efendi'nin torunudur. Mısır Kral Naibi Prens Muhammed Abdülmünim'le evlidir.


Serbest Kürsü

MollaCami.Com