Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Bir Gömlek Bir Yelek?

Bir şeyler eksik? Kalabalıkların içinde kuyulara atılmışız sanki. Gözümüz kuş kanatlarında; sıyrılmak, uçmak ve kurtulmak? Pençesinde çırpındığımız iç burkuntusundan azade olabilmek için denemediğimiz yol yok neredeyse. Ne kartallara inat yükselttiğimiz zebercetten kuleler, ne yedi göğe fırlattığımız acaip roketler, ne Süleyman Peygamberi şaşırtacak cinsten hızlı haber ağlarımız, ne tıbbi kimyasal icatlarımız? Antidepresanlardan, hazzın en sentetik şahikalarına kadar uzanan sahte cennetlerimiz? Hiç biri yetmiyor, göğsümüzdeki ağrıyı dindirmeye?
İnsan, belki de hayatında hiç olmadığı kadar kalabalık olmakla birlikte asrın hastalığının avucunda çaresiz ve yapayalnız: göğüs darlığı? Hızın ve hazzın doruğundayken insanlık, eksik olan bir şey var her nedense? Kuşun çırpışan kanadı, yağan karın pıtırtısı, yeni doğan bir bebeğin küçük avuçlarını dünyaya ilk kez açışı? Bütün dirençsiz ve kırılgan halleriyle hiç okunmamış mektuplar gibi sürülmüşler çekmecelerimize?Harflerini iyice unuttuğumuz eski bir alfabe gibi hepsi de?
Benim beklediğim bir gömlek yok, üşümem bundandır.
Benim beklediğim bir gömleğim olmadığı için, gözlerim de mühürlü?
Halbuki Yakup Peygamber'in beklediği bir gömlek vardı. O gömleği gözlerine sürünce, çözebileceği bir mühür, göğüs ağrısını dindirecek bir sırrı vardı.
Her şeyi çok bildiğimiz için her şeyi çok ıskaladığımız bir eşikte, gömleksiz kaldık, üşüyoruz halbuki. Eller üşür, ayaklar üşür, sırt üşür de, ruh üşümez mi? Ruhumuz üşüyor?
Hayat ve ahiret arasındaki keskin yarık derinleştikçe, bizler ölümden sonraki hayatı şu anımızdan uzaklaştırdıkça, bu üşüme giderek de artacak? Göğüslerimiz hiç bu kadar daralmış mıydı? Bilmiyorum.
Bildiğim okumaya çalıştığım kadarıyladır: "Allah kimi hidayete eriştirmek isterse onun gönlünü İslâm'a açar. Kimi de sapıklıkta bırakmayı dilerse, onun kalbini daraltır, göğe zorla çıkıyormuş gibi sıkıştırır. iman etmeyenleri böylece dehşet içinde ?küfür bataklığında-bıraktırır" (En'am, 125) Bu ayette tarif edilen "kalb darlığı" civarında çok düşündüm ve beni cidden sarstı. Hele "göğe zorla çıkartılıyormuş gibi" vurgusu e düşürdü? Kulelerden çocukluğumdan beri ürkerim. Göğü delmek ister gibi kibirle yükselir başları bulutların üstüne, kafamı çeviririm dehşetle? İnsanlığın adeta mimari dehasının ispatı gibi inşa edilen bu tür yüksek yapılarda tam olarak tarif edemeyeceğim garip bir huzursuzluk basar içimi? Göğe zorla çıkıyor gibi sıkışmak diyor ayette. Tezat gibi değil mi? Mimari ve fizik devrimlerde o kadar ileri olacaksınız, teknik o kadar müthiş ilerleyecek, gökyüzünde yıldızlarla yarışacak kaşaneler dikeceksiniz ama yine de üşüyecek ruhunuz, yine de daralması bitmeyecek göğsünüzün? Peki eksik olan ne?
Hayatımızın büyük bir yekunu, mücadeleyle geçiyor. Hatta benim gibi bazıları için hayat, dıştan bakışta yenilgiler üzerine akan amansız bir nehir gibi? Mücadeleyi, ruhtan kopardığınızda elbette göğsünüz daralıyor yenilgilerinizden? Gömleksizlikten bahsettim az yukarıda? Buna; rüyayı, mefkureyi yakmak da diyebilirsiniz? İnançtan ayırt edilmiş soyundurulmuş bilinç, üşümeye mahkûmdur. Sanırım en azından benim zaman zaman yaşadığım bölünmüşlük ve göğüs daralması da bundandır, kimseyi işaret edecek değilim?
Kısa bir zaman önce Batman'dan bir selam yazmıştım sizlere? Başörtü direnişleri çerçevesinde tertip edilen imza toplama kampanyasında, genç kardeşlerim kapı kapı dolaşıp, haklarını arama yolunda, sivil bir bilinçlenmeyi başlatmışlardı. Kapısını çaldıkları bir nine, bizim kızların talebinden ürkmüş, imza vermekten kaçınmış, gecesine de bir rüya görmüştü? Sevgili Efendimiz (sav), rüyasına gelerek; örtü yasağı yüzünden üzülen kızların kendi yeleğinin altında olduğunu söylemiş, yeleğini kaldırarak nineye göstermişti? Bu olay anlatıldığında ben iki gündür aralıksız olarak aynı mevzuda konferans vermekteydim, ama emin olun, iki gün değil hayatımın yirmi yılında yaptığım bütün uğraş ve çabaların ulaşamayacağı bir bereketle karşılandı iki dakikalık bu rüya haberi? İçleri allak bullak olmuş, yenilmekten ve ötelenmekten yorgun düşmüş, göğüsleri daralmış tüm kızlar için sımsıcak bir yelek haberiydi bu? Yusuf'un gömleğinden bir haber gibiydi.
Şimdi "davayı kaybettik" diye derin bir sarsıntı içinde olan tüm kardeşlerime bir çağrı bu belki de? Arkadaşlar; Kur'an Yusuf'un gömleğidir, o hiç bırakmadı bizleri? Sevgili Efendimiz(sav)'in yeleğinin altı ki; yakuttan kulelere, zebercetten ırmaklara, altına, ipeğe ve cümle mücevhere değişilmez bir hazinedir? Üşüdüğünüzde veya göğsünüz daraldığında, selavat getirin ve yeleği hatırlayın ve Yusuf'un gömleğini?

Sibel Eraslan

çok güzeldi allah cc razı olsun ecyad kardeşim Üşüdüğünüzde veya göğsünüz daraldığında, selavat getirin ve yeleği hatırlayın ve Yusuf'un gömleğini.. üşüyoruz nurunla ısıt bizi yarasulallah
[/quote]


çok güzeldi allah cc razı olsun ecyad kardeşim Üşüdüğünüzde veya göğsünüz daraldığında, selavat getirin ve yeleği hatırlayın ve Yusuf'un gömleğini.. üşüyoruz nurunla ısıt bizi yarasulallah


Serbest Kürsü

MollaCami.Com