Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Cipsler ne kadar sağlıklı?


Her yıl tatilimiz için birçok belde araştırır, en ince ayrıntısına kadar inceleriz. Bir elbise için bile saatlerce ayna karşısında durur, vücuda en yakışanını seçeriz. Arabamızı en iyi yetkili servise emanet eder, en kaliteli yakıtı, en son müzik sistemlerini döşetiriz. Peki, vazgeçemediğimiz çıtır cipslerin beslenmemize etkilerini merak ettik mi? Çocuklarımızın gece-gündüz demeden bol miktarda tükettiği cipsleri incelemek için hiç zaman ayırdık mı?

Son yıllarda çocuklar ve gençler sağlıklı beslenmiyor. Sağlıksız beslenmenin getirdiği en büyük zararlardan biri de “obezite”... Ayaküstü bilinçsizce tüketilen gıdalar, televizyon ve bilgisayar başında da tüketilerek yediden yetmişe vazgeçilemeyen zevklerin başında geliyor. Tabii ilk sırayı da “çıtır cipsler” alıyor.

Tüketiciler Derneği (TÜDER) Gıda Komisyonu Başkanı ve Beslenme Uzmanı Ayşe Cengiz, ilk ve ortaokul sıralarındaki çocukların son yıllarda beslenme alışkanlığını neredeyse yitirdiğini ve bunun sonucu olarak nasıl obez bir topluma dönüştüğümüzü şöyle açıklıyor: “Hepimiz biliyoruz ki, artık obezite dünyanın küresel bir sorunu... Ama ülkemizde de bu sorunun kısa sürede hızla yaygınlaşmış olması toplum sağlığı açısından ciddi kaygıları yaşamamıza neden oluyor.”

Dünyada birçok ülkede obeziteye karşı ciddi önlemler alınıyor. Özellikle Amerika ve İngiltere gibi gelişmiş ülkeler, bu ciddi soruna çözüm bulabilmek amacıyla ilk ve orta dereceli okullarda cips gibi çeşitli gıdaların kantinlerde satışını yasakladı. TÜDER Gıda Komisyonu Başkanı Ayşe Cengiz, ülkemizde ise hâlâ yeterli önlemlerin alınmadığını dile getiriyor.

Küçük yaşlardaki çocukların büyük çoğunluğunun kahvaltı yapmayıp, okul kantinlerinde cips yediklerini söyleyen Ayşe Cengiz, düzensiz tüketmeye alışan çocukların, okul sonrasında da vazgeçemediği zevklerin başında yine cipslerin geldiğini söylüyor. Bir süre sonra düzensiz beslenmeye alışan çocuklar sebze ve meyve yerine çıtır çıtır ürünlere, yani cipslere yöneliyor. Günümüzde obezite tehlikesine doğrudan katkı sağlayan tüketim tercihi konusunda Ayşe Cengiz şunları söylüyor: “Cips, günümüz gıda teknolojisinin bize sunduğu seçeneklerden bir tanesi... Cipsler yapılış teknolojisi itibariyle olabildiğince kişinin albeni ve lezzet duygusuna yönelik, lezzet verici aromatik maddeler içerir. Özellikle de çocuk grubunda atıştırmalıklar arasında ilk sırayı alan gıdadır. Obezite sorunu da günümüzün en önemli sorunlarından biridir. Çünkü obezite, beraberinde kalp - damar, vücutta yağlanma, böbrek yetmezliği, şeker gibi hastalıklara yol açmakta.”

Cipsler yağ bakımından zengin


Günümüzde ilk ve orta dereceli okullara bakıldığında sıralar, kilolu veya kilo almaya elverişli öğrencilerle dolu. Küçük yaşlarda alınan kiloların ergenlik dönemine girilmesiyle birlikte çok zor verildiğine değinen Ayşe Cengiz, çocuklara küçük yaşta sağlıklı ve dengeli beslenme bilincinin öğretilmesini istemekte...

Katkı maddesi olarak cipsleri değerlendiren Ayşe Cengiz, günümüzde çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin bilgisayar ve televizyon karşısında geçirilen zamanın fazlalığıyla bu tip gıdaların tüketim miktarının sıklığını artırdığını söylüyor. Cipslerin yapılış teknolojisi itibariyle yağ oranlarının oldukça fazla olduğunu ve yağların çok yüksek sıcaklıklarda ısıtılması, kızartılması veya defalarca kullanılması sonucu ortaya çıkan “trans yağları” bakımından oldukça yoğun olduğunu belirten Ayşe Cengiz, kimyasal olarak elde edilmiş birtakım lezzet verici öğelerin kullanıldığı katkı maddelerinin çok fazla olmasından yakınıyor. Cengiz, trans yağları konusunda üretici firmaların çeşitli beyanlarına rağmen, cipslerin büyük oranda trans yağı içerdiğine inanıyor. Bunu da geçmişte ve şu anki üretim teknolojisinin kısa bir sürede değiştirilemeyeceğine dayandırıyor. Ancak Ayşe Cengiz, sadece cipslerin değil, katı margarin kullanılan her ürünün ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Katkı maddeleri zararlı


Ayşe Cengiz, ne olursa olsun katkı maddesi kullanılan ürünün zararlı olduğunu düşünüyor. Cengiz, katkı maddelerinin genelde nitrat ve nitritlerden oluştuğunu, bu maddelerin de çok fazla tüketilmesinin karaciğerde birikmesi sonucu rahatsızlıklara neden olacağını savunmakta. Üstelik nitrat ve nitritlerin kanserojen olduğu bilinmekte... Bu maddeleri içeren ürünlerin ne kadar ve ne sıklıkta tüketilmesi gerektiği hakkında bilgiler veren Ayşe Cengiz şunları söyledi:

“Beslenme ile ilgili sağlık problemleri çok çabuk ortaya çıkmamaktadır. Bu nedenle insanlar gıdaları ayırt etmeden, düşünmeden tüketirler. Cipslerin en cezbedici özelliği de “çıtır gıdalar” olmalarıdır. Kişi yerken, lezzet dışında keyif de alır. Üstelik aromatik (hoş kokulu) katkı maddeleri sayesinde de vücut salgıları istem dışı olarak harekete geçirilmektedir. Sırf bu özelliğiyle bile cipsler diğer gıda ürünleri arasında ilk sıradadır. Bu nedenle cipslerin tüketim sıklığı ve miktarı obezite tehlikesi doğurabilir. Nitekim sürekli katkı maddesi yoğun ürünler tüketildiğinde bir süre sonra aniden hastalanabilirsiniz. Bunu önlemek için öncelikle ailenin, eğitimcilerin ve kitle iletişim araçlarının bu konuya dikkat çekmeleri gerekmektedir. Dünyada bazı ülkeler duyarlılığını gösterirken, maalesef ülkemizde tüketim cenneti oluşturuluyor. Tüketim toplumu oluşturulması için “hedef kitle”nin tüketme güdüsü reklâmlar tarafından istenildiği yönde değiştirilebiliyor. Çocukların hayranlığını kazanmış kahramanların fotoğraflarıyla süslü cipsler, aslında hiç de masum değildir. Üstelik bu ürünler alışveriş merkezlerinden tutun da okul kantinlerine kadar büyük bir pazarda herkesin elinin altında bulunuyor. Başka işlerle meşgul olan vatandaşımız da bilinçsizce aşırı abur cuburla beslenerek sağlığını tehlikeye atıyor.”

Aşırı miktar zararlı



Cipslerin zehirli ürünler olmadığını dile getiren Ayşe Cengiz, çıtırlığına aldanıp aşırı miktarda tüketilen cipslerin zararlı olacağını dile getirerek ailelerin belirli miktarda bu ürünleri tüketmelerini tavsiye ediyor. Cengiz, cipslerin yağ ve katkı maddesi deposu olduğunu ve aç karnına tüketilmemesi gerektiğinin altını çiziyor.

Toplumun verilen seminerlere karşı duyarsız olduğunu, bu nedenle gıda tüketiminin çocuk yaşta, okullarda gıda dersleri verilerek öğretilmesini söyleyen Cengiz, çocuklara sevdikleri gıdaları yasaklamak yerine bilinçli tüketimin öğretilmesi gerektiğini, böylelikle çocuklarda psikolojik açlık yaşanmayacağını söylüyor.

Doymuş yağ oranlarının azaltılmasıyla cipslerin sağlıklı üretileceğine katılmayan Ayşe Cengiz, Tarım Bakanlığı’nın ciddi önlemler alarak fazla yağ ve katkı maddesi içeren ürünlerin sınırlı miktarda üretilmesini sağlamasını öngörüyor. Cengiz, bu nedenle gündemde olan obeziteye karşı savaş stratejisinin Sağlık Bakanlığı tarafından bir an evvel uygulamaya geçirilmesinin çok faydalı olacağını söylüyor.

“Çıtırlığı” nedeniyle, yeme isteğinden kendimizi alamadığımız lezzetli cipsler ve çerezler elbette bilinçli tüketilirse zararlı değildir, ancak bilinçsizce ve düzensiz olarak aşırı miktarda tüketilirse önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Dahası, ayaküstü yemek kültürünü artık benimsediğimiz gibi, sabah kahvaltılarını da cipsle yapan bir nesil olmaya doğru ilerliyoruz. Bunun sonucu olarak, gelecekte toplumun büyük bir çoğunluğunun -ne yazık ki- “obez” diye tanımlanan insanlardan oluşacağını söyleyebiliriz.

Sinsi ve tehlikeli örgüt: Gıda terörü



Tüketici Hakları Merkezi (TÜMER) Gıda Komisyonu Başkanı ve Veteriner Fakülteleri Mezunları Dayanışma Derneği (VEFADER) Yönetim Kurulu Üyesi Veteriner Hekim Muhammet Efe, tüketim çılgınlığının gıda sektöründe de görüldüğünü ve tüketici kitlesini hedef alan üreticilerin çocukların yanı sıra yetişkinlerin de ilgisini çekebilmeyi çok iyi başardığını dile getirdi. Efe, özellikle cips gibi fazla tüketimi zararlara yol açabilecek olan ürünlerin halk sağlığı gözetilmeksizin hemen hemen her alış veriş merkezinin reyonunu süslediğini söylüyor.

Efe, cips ve benzeri ürünlerin tüketim maddesi olduğunu, bu nedenle kesinlikle gıda maddesi sayılamayacağının altını çiziyor. Efe, cipslerin içerdiği trans yağların dünyanın birçok ülkesinde yasaklandığını hatırlatarak, şunları söyledi: “Sadece cipslerde değil, başta margarinler olmak üzere bisküvi, kek, gofret, kraker gibi birçok ürünün yüzde 30’a kadar trans yağı içerdiği laboratuvar testleriyle kanıtlanmıştır. Bilimsel araştırmalar trans izomerlerinin insan sağlığını olumsuz etkilediğini ortaya koyar.” Efe, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İstenmeyen gıdalardaki tat duyularını bastırmak veya lezzetli göstermek amacıyla cipslerde glutamatlar, mss kaynaklı maddeler kullanılır. Bu maddeler sayesinde tüketici doyma hissini kaybederek, günümüzün hastalığı olan metabolizma ve obezite hastalıklarına ortam hazırlar. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı janjanlı paketlere hapsetmek; renkli, zevk ve tat verici ama bir o kadar da hüsranlı bir duruma düşürecektir ki, bu, sağlıksız bir nesil demektir.”

Yalnızca cipslerin değil, tüm zararlı tüketim maddelerinin yetkililerce düzenli denetimden geçirilmesini söyleyen Muhammet Efe, bilinen tüm terör örgütlerinden daha sinsi ve daha tehlikeli bir terör mekanizmasının çeyrek asırdır işlediğini ve bu terör örgütünün adının da “Gıda Terörü” olduğunu söylüyor.

Trans yağların zararları


TÜMER Gıda Komisyonu Başkanı Veteriner Hekim Muhammet Efe’nin de katıldığı “Trans Yağ Asitlerinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri” konulu araştırma sonucu trans yağların zararları şu şekilde tespit edilmiş:

- Trans yağları, LDL-kolesterolünü yükseltir, HDL-kolesterolünü düşürerek kroner kalp hastalığına zemin hazırlar.

- Trans yağlardan alınan her kalori kalp rahatsızlığı riskini yüzde 2 oranında arttırır.

- Sürekli olarak trans yağlarla üretilen besinlerin tüketilmesi kalp rahatsızlığı riskini yüzde 50 civarında etkiler.

- Trans tüketimi bağırsak kanseri ve prostat kanseri riskini tetikler

- Trans yağ tüketimi diyabete yakalanma olasılığını yüzde 12 oranında arttırır.

- Karaciğer fonksiyonlarında azalma görülür ve karaciğeri yorarak organı iflas ettirir.

- Üreme sistemi ve gebelik üzerine de olumsuz etkileri görülür.

- Sürekli olarak trans yağ alan kadınlarda üreme problemleri riski yüzde 70 oranında artar.

- Annenin beslenme tarzına (trans yağ asitleri tüketimine) bağlı olarak anne sütüne geçtiği kanıtlanmış ve bebek beslenmesinde gerekli olan anne sütünde de kalite bozuklukları oluşur.

- Aşırı trans yağı tüketimi immun sisteminin zayıf düşmesini sağlar.

- Aşırı iştahsızlık ve gıda alamama durumunu (anorexia) da oluşturur.




Teşekkür ederiz kardeşim.


Teşekkür ederiz kardeşim.


Rica ederim efendim. Okuyan gözlerinize saglik.


Sağlık Haberleri

MollaCami.Com