Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Osmanli'da Bedestenler

Osmanli'da Bedestenler

Bir devleti canli organizmaya benzetirsek, o devletin hayatta kalmasi icin, solunum sisteminden, bosaltim ve dolasim sistemine kadar cok sayida fonsiyonun birlikte icra edilmesi gerekir. Bu acidan baktigimizda, Osmanli Devleti sadece dinî hayat askerlik ve egitim ile degil, koklu ticarî gelenek ve muesseseleriyle de one cikmistir. Alti yuz yillik Osmanli tarihinde, devleti idare edenlerin sadece kisla, kale, medrese ve camiler insa ettirmedigini, ticarî hayati gelistirmek ve yonlendirmek icin suurlu bir sekilde kervansaraylar, hanlar, bedesten ve carsilar da insa ettirdiklerini goruyoruz. Genis bir cografyada hukum suren Osmanli’da ticarî mallarin toplandigi, degerlerinin tespit edildigi ticaret merkezi ve borsa olarak bedesten ve han modelleri ortaya cikmistir. Bu modeller kurulus doneminde, once Bursa ve Edirne’ye; sonra gelistirilerek Istanbul ve butun ulke geneline yayilmistir. Bedesten; “carsi, borsa, ticaret merkezi” mânâlarina gelmektedir. Arapca ve Farscada kullanilan “bezzasistan, bezistan” (bez kumas alinip satilan yer) kelimesinden gelmektedir. Bedestene kale ici mânâsina gelen “kayseriyye” de denmistir. Bedesten sehirler arasi ve milletler arasi ticaretin yapildigi yerdir ve her zaman, sehirlerin ticaret merkezi hukmunde olmustur. Bu yonleriyle de bedestenler, sehrin en onemli yapilari arasinda yer alir.

14. yuzyilda dunya ticareti, Portekiz, Ceneviz ve Venediklilerin elindeydi. Deniz yoluyla, gemilerle tasinan degerli ticarî mallar, liman sehirlerinde toplanirdi. Bu yuzden ticaret, gemilerde ve limanlarda yapiliyordu. Osmanli, ticaretin canli olmasinin bir devleti yasatabilecegi veya ticaretin olmamasinin bir devleti cokertebilecegini cok iyi bildiginden, tarihî ipek yolunu yasatarak, dunya ticaretinin tekrar karadan yapilmasini saglamis; bu vesileyle ticaret yollari uzerine kervansaraylar ve hanlar; sehirlere ise bedestenler kurmustur. Osmanli, genis bir cografyada tek bir devletin hukumranliginin, tuccarlara saglayacagi guvenlik ve kolayligi da cok iyi degerlendirerek, dunya ticaretini 14. yuzyildan 17. yuzyila kadar elinde tutmustur.

Bedestenler, sekil ve fonksiyonlari bakimindan kervansaray ve hanlardan farklidir. Hanlar 13. ve 15. yuzyillar arasinda, hem ticaret, hem de seyahat suresince yolcularin ihtiyaclarini karsilamak icin kullanilmistir. Bu donemde hanlara da “bedesten” denmistir. Ancak olgunlasma donemi olan 15. ve 16. yuzyil ve sonrasinda, butun buyuk sehirlerde bedesten sadece borsa ve ticaret merkezi olarak, hanlar da mola yeri olarak kullanilmistir.

Bedesten, Osmanli’nin kurulus ve gelismesiyle ortaya cikmis bir ticarî yapidir. Bedesten mimarîsi, eski Anadolu ve Bizans medeniyetlerinde gorulmedigi gibi, Anadolu’nun guneydogusunda bulunan “kayseriyye” denilen ustu acik carsi sekline de benzemez. Osmanli-Turk sehirciliginin ozelliklerinden biri, yeni kurulan sehirlere dinî ve ticarî merkezlerin, yani ulu cami veya selâtin cami ve bedesten gibi buyuk yapilarin kendi uslûplarinda insa edilmesidir. Bu yapilar, sehrin merkezi olurlar ve sehrin Osmanli’ya ait oldugunu sembolize ederlerdi.

Osmanli’da bedesten; tipik olarak kare veya dikdortgen seklinde, kursun kapli kubbeleri olan, en kullanisli sekilde bolumlere ayrilmis, kalin tas duvarli bir yapidir. Sehrin merkezinde bir kale gibi yukselir, kuleleriyle sehre tepeden bakar, uzaktan hemen taninir. Bedesten, Osmanli mimarî tarihinde cok ozel bir yer tutar; bilhassa, tastan yapilmis olmasiyla saglamlik, guvenirlilik ve devamlilik gibi mesajlar verir.

Evliya Celebi, hanlarin yaninda veya hanlarla baglantili “develik” veya “ahirlar”dan bahseder ki, bunlar kervanlarin tasiyicilari olan hayvanlarin kaldigi yerlerdir. Bursa Koza Han’daki “Ic Koza Han” denilen yapi tipik bir develik veya ahirdir. Ust katlari depo veya insanlarin konakladigi yer olarak kullanilmistir. Avlularin ortasinda da cogu kez bir sadirvan ve ust tarafta mescit bulunur.

Alfabetik siraya gore, Amasya (1483), Ankara (1471), Bayburt, Beysehir, Bergama, Eregli (Konya), Erzurum, Filibe (Plovdiv- Bulgaristan), Gelibolu (1454), Isparta (1562), Istip (Yugoslavya), Kahramanmaras, Kastamonu (1474), Konya (1539), Lefkosa, Manisa, Mardin (1480), Merzifon, Makedonya, Saraybosna (1551), Selanik (1481 -1512), Serez (1419), Sofya (1481-1512), Sam (1752), Sumnu (Kolarovgrad-Bulgaristan), Tekirdag (1500), Tire (1480), Tokat, Trabzon (1516), Urfa (1568), Uskup (1418), Vezirkopru (1670), Yanbolu (1492-Bulgaristan), Yenisehir (Larissa-Yunanistan 1510) ve Zile (1494) bedestenleri zamanimiza kadar ayakta kalmayi basarmislardir.

Ayrica gunumuzde en cok bilinen ve hâlen kullanilmakta olan bedestenler, Istanbul Kapalicarsi’daki Bedesten-i Sâhâne (Fatih Sultan Mehmet) ile Yeni Bedesten, Galata Bedesteni, Bursa’da Kapalicarsi’nin merkezi konumundaki Yildirim Beyazit Bedesteni’dir (1398). Bursa’da Emir Han, Koza Han, Fidan Hani gibi sekiz han daha Kapalicarsi’yla baglantilidir. Edirne’deki Celebi Mehmet Bedesteni’nin (1418) Edirne Kapalicarsisi’ni olusturmasi gibi, Kayseri’deki bedesten de (1497) Kayseri Kapalicarsisi’nin merkezi ve parcasidir. Saraybosna’daki “Burusa Bedesteni” de kendi carsisinin bir parcasidir.

Osmanli’da bedesten -gunumuzde ticaret merkezleri ve borsalarin, ayrica sanayi bolgeleri ve kooperatiflerin kanunlarla teskil edilmesi gibi- ancak padisah fermani veya vezir hukmuyle kurulabiliyordu.
Bir beldede bedesten kurulmasiyla, orasi kale ici guvenligiyle ticaret yapmak isteyen bilhassa zengin tuccarlari cekecek bir ticaret merkezi durumuna gelmekteydi. Osmanli’nin bedestenli sehirleri, yuzyillar boyu Hindistan, Iran ve Avrupa’dan gelen binlerce tuccarin tanisma, konaklama ve alisveris yaptigi yerler olmustur. Istanbul Bedesteni ve onu cevreleyen carsi da, Fatih Sultan Mehmet’in fermaniyla, fethin hemen akabinde, Anadolu-Rumeli ticaret yolu uzerinde bulunan sehir icin emniyetli ve buyuk hacimli bir ticarî aktivitenin saglanmasi gâyesiyle kurulmustur.

Bedesten ve hanlarin kira gelirleri, daha ziyade cami, medrese ve imarethanelerin hayir isleri icin kullanilirdi. Edirne’de Celebi Mehmet ’in 1418’de yaptirdigi bedesten, Eski Cami’ye; Fatih Sultan Mehmet’in kurdurdugu bedesten ve kapalicarsi, camiye cevirdigi Ayasofya’ya; II. Beyazit’in Bursa’da yaptirdigi Koza Han ve Pirinc Han ise Istanbul’daki bazi cami ve imaretlere gelir getirmek gâyesiyle vakfedilmisti.

Osmanlilar, ticarî hayati diger alanlardan bagimsiz dusunmemistir. Bu dengenin saglanmasinda Medine doneminden baslayarak, cesitli asirlarda ve cesitli Islâm cografyalarinda uygulanan tecrube ve birikimlerden faydalanilmistir.

Osmanli’da tuccarlar, gezgin (seffar) veya yerlesik olarak iki grup idi. Bedestenler yerlesik tuccarlarin isyerlerinin bulundugu yerlerdi. Ayrica buralar mallarin fiyatlarinin ayarlandigi borsa, hatta vergilerinin alindigi vergi dairesi gorevi de gorurdu. Fiyat belirleyen, vergileri tahsil eden resmî gorevliler burada bulunurlardi. Boylece mallarin degerlerinin kontrol disi artmasina, yani karaborsaya izin verilmezdi.

Bedestenler, carsi veya kapalicarsilarin cekirdegini olustururdu. Bu carsilar, bugunku hipermarket veya plazalar gibi, hemen her malin bulunabilecegi alisveris merkezleri olma fonksiyonu goruyordu. Bazi bedestenler, belli-basli ticarî kollarin, yani kuyumcularin, ipekcilerin, halicilarin, kumascilarin, baharatcilarin, aktarlarin ve kitapcilarin merkeziydi. Cevrelerinde ise, hem gunluk ihtiyaclarin goruldugu meyve, sebze, tahil, un, tuz gibi gida maddelerinin, hem odun-komur gibi yakacak maddelerinin ticareti yapiliyordu. Diger yandan hammadde ihtiyacinin karsilandigi tabakhaneler, boyahaneler, yaghanelerin yanisira ascilik, terzilik, comlekcilik, ignecilik ve yemcilik gibi cesitli yan is kollari da ortaya cikiyordu.

Bu carsilar, insanlarin ayrica diger ihtiyaclarini karsilayabilecekleri sadirvan, mescit, cayhane, berber, han ve hamam gibi yerleri de bunyelerinde bulundururlardi.

Esnafi bir aile gibi olan bedestenlerin, kendi aralarinda kurallari cok iyi belirlenmis ve yerlesmis olan “Ahilik ve Lonca” sistemi gibi teskilâtlari vardi. Ciraklik, kalfalik ve ustalik egitiminden gecmeyen esnaflar bu teskilâta alinmazlardi. Gencler bire-bir usta-cirak munasebeti icinde sekillenen bir ticarî egitimin yani sira, iyi komsu, iyi insan olmak icin de ciddi bir ahlâkî egitim alarak yetistirilirlerdi. Meslekî egitimde cirak, kalfa ve ustalarin terfileri torenlerle olurdu. Bu sekilde bedesten mensuplari kendi kadrolarini yetistirir ve korurlardi.

Bedestenlerin onde gelen dort fonksiyonu vardi:

1- Mallarin fiyatlarinin belirlendigi yer olmasi (Borsa - gunumuz ticaret borsalari (pamuk, uzum gibi));

2- Vergilendirilmenin yapilmasi ve verginin tahsil edilmesi (Vergi Dairesi);

3- Kamuya ve ozel sahislara ait degerli mallarin, bilhassa kumaslarin, altin-elmas gibi mucevherlerin ve kiymetli vesikalarin devlet teminati altinda, emniyet icinde depolanmasi ve satisa sunulmasi;

4- Yerlesik tâcirlerin ticarî faaliyetlerini yuruttugu ve sinir otesi ticaret icin kervanlarin hazirlandigi yer olmasi.

Osmanli ticaret hayatinda onemli bir yeri olan bedestenleri, gunumuz ticaret merkezleriyle mukayeseli bir analize tâbi tutmak, sadece tarihî inceleme acisindan degil, ticarî ve sosyal hayat acisindan da faydali olacaktir. Bir yandan, ticarî faaliyetlerin kayit altina alinmasi ve surekli kontrole tâbi tutulmasi, kurallarin belli olmasi ve prensiplerin hakkaniyet esasi uzerine oturmasi gibi hususlardan, diger yandan da kisinin ehil hâle gelmeden belli meslekleri icra etme izni alamamasi gibi dustûrlardan alinacak dersler olacaktir.

Kaynaklar- Inalcik Halil, “Bedesten Iktisat ve Is Dunyasi”, 1993/No: 13.
- Inalcik Halil, Bursa “Enecyclo pedia of Islam.”, 1971.
- Faroghi F, “Osmanli’da Kentler ve Kentliler”, 1993.
- Ekrem Hakki Ayverdi, “Osmanli Mimarisi”, 1976.
- Evliya Celebi Seyahatnamesi, Cilt III, sy. 383.
- Islâm Ansiklopedisi.

paylaşım için teşekkürler ALLAH razı olsun..


paylaşım için teşekkürler ALLAH razı olsun..

Samsun'da da tarihi bir bedestan olduğunu ve halen kullanılmakta olduğunu eklemek isterim.


Samsun'da da tarihi bir bedestan olduğunu ve halen kullanılmakta olduğunu eklemek isterim.


hala aktif olması çok güzel bir şey..

teşekkürler emeğine sağlık...


teşekkürler emeğine sağlık...


bende teşekkür ederim ellerine gözlerine sağlık..


Osmanlı Tarihi

MollaCami.Com