Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


KUDURİ ŞERİF ISTILAHLARI

1. KİTAB
Luğatta: Cemi etmek manasınadır.
Istılahta: Meseili şeriyyenin müctemian ve müstekillen cem edildiği kısımdır.
2. TAHARET
Luğatta: Temizlik manasınadır.
Istılahta: Abdest, gusül ve teyemmüm gibi kısımlara ayrılan hususi bir temizliktir.
3. TEYEMMÜM
Luğatta: Kast etmek manasınadır.
Istılahta: Bir taharettir ki su bulunmadığı zaman ve ya su bulunup da istimaline kudret olmadığı zaman meanniyet tahir olan vechi arz ile izale-i hadestir. (Teyemmüm Ümmeti Muhammed in hasaısındandır.)
4. MESH
Luğatta: İsabet etmek manasınadır.
Istılahta: Bir ruhsattır ki abdestte ayakları yıkamak yerine ayaklara giyilen mestler üzerine veya yaralar üzerene sarılan sargılara yapılan meshtir. (Mukim için bir gün bir gece misafir için üç gün üç gecedir.)
5. HAYZ
Luğatta: Seyelan etmek, akmak manasınadır.
Istılahta: Hastalık veya gebelik olmaksızın sinni iyasa ulaşmamış baliğanın rahminden muayyen müddette gelen kandır.
6. İSTİHAZA
Istılahta: Hastalık sebebi ile veya ekalli hayız müddetinden az veya çok bulunan veya müddeti nifası 40 günü aşan veya hamile olan veya haddi buluğa ulaşmamış veya sinni iyası geçmiş olan kadınların rahminden gelen kandır.
7. NİFAS
Luğatta: Nefes almak manasınadır.
Istılahta: Veladet akabinde kadının rahminden gelen kandır. Azı için müddet yoktur, çoğu 40 gündür.[Nifâsın hükmü hayzın hükmü gibidir. Düşük sebebi ile gelen kan dahi nifasdır.]

8. NECASET
Luğatta:Pislil manasınadır.
Istılahta:Kişinin bedeninde elbisesinde ve namaz kolacağı mekanda namazın sıhhatine mani olan pisliktir.
*İSTİNCA
Luğatta: Mutlak olarak her hangi bir şeyden kurtulmak manasınadır.
Istılahta: Önden veya arkadan çıkan şeylerden ve onların eserinden su, taş veya bunların makamına kaim olan şeyle kurtulmayı talep etmektir. Yani defi hacetten sonra taharetlenmektir.
9. SALÂT
Luğatta: Dua manasınadır.
Istılahta: Erkânı malûme efâli mahsusadır. (Salât envâi ibadeti nefsanîye, bedeniyye ve kalbiyyeyi camidir. Yani câmi’i cemiil ibâdâttir.)
10. EZAN
Luğatta: İ’lama derler.
Istılahta: Elfazı mahsusa ile evkatı mahsusa da i’lamı mahsusadır.
12. ŞART
Luğatta: Alamet manasınadır.
Istılahta: Bir şeyin vücubana değil de vücuda taalluk edendir.
13. NAFİLE
Luğatta: Mutlak ziyadelik manasınadır. (Hatta ganimete dahi nafile tabir olunur.)
Istılahta: Farz, vacip ve sünnet müekkedenin ğayrı her türlü namazdır..
14. SEFER
Luğatta: Mutlak olarak bir mesafeyi kati etmektir. Müddet ile mukayyet değildir.
Istılahta: Ahkâmı Şeriyye kendisi ile teğayyur eden en az 3 gün 3 gecelik mesafeyi sefer niyeti ile kati’ etmektir.
15. CUMA
Luğatta: Cemiyyeten müştak olup toplanmak manasınadır.
Istılahta: Cuma günü vakti zuhurda salâtı zuhura bedelen cemaatle kılınan iki rekâtlık namazdır.
16. KÜSÜF
Luğatta: Noksanlık manasına olduğu gibi bir şeyin ziyasının kaybolmasına dahi ıtlak olunur.
Istılahta: Güneş tutulduğu zaman yani kamer güneş ile dünya arasına girdiği zaman bu halin izalesi için dua kastı ile kılınan iki rekâtlık namazdır
17. İSTİSGA
Luğatta: Su talep etmek manasınadır.
Istılahta: Kıtlık ve kuraklık zamanında Cenabı Haktan yağmur talep etmek manasına olup kableddua cemaat ile kılınan iki rekâtlık namazdır.
18. HAVF
Luğatta: Korku manasınadır.
Istılahta: İslam memleketini düşman kuşattığı zaman düşmanın saldırma korkusu esnasında farz olan vakit namazlarını cemaatin iki gruba ayrılarak imamın arkasında kılma şeklidir.
19. CENAZE
Luğatta: Setir etmek örtmek manasınadır.
Istılahta: Ruhunu teslim etmiş ölü kimse demektir.
20. ZEKÂT
Luğatta: Temizlenmek ve ziyadelik manasına kullanılır.
Istılahta: Bir ibadeti maliyeyi senevîyedir ki nisaba malik olan kimselerin mallarının hususi miktarını zekat niyetiyle hususi kimselere temlik etmeleridir.
21. NİSAP
Luğatta: Miktar ve yeterlilik manasınadır.
Istılahta: Zekâtın farz olması için dinin koyduğu ölçüdür ki zekata tabi olan malın cinsine göre değişir. (Altında 20 miskal yani 82 gramdır. Gümüşte 200 dirhem takriben 600 gramdır. Devede 5, sığırda 30, koyunda 40, arazi mahsulâtında imameyne göre 5 vesak takriben bir tondur.)
22. ÖŞÜR
Luğatta: Bir şeyin onda biri manasınadır.
Istılahta: Arazi mahsulâtından verilen zekâttır. Öşür farz olup farziyyeti kitap sünnet ve icma ile sabittir. Öşürde havelani havil şart değildir.( Bir mahsulde öşür farz olabilmesi için ziraat kastı ile ekilmiş olması lazımdır.)
23. FITIR
Luğatta: Yaradılış demektir. Fıtırda nimetlere şükür için verilen yaradılış sadakasıdır.
Istılahta: Ramazanı şerifin ahirine ulaşan havaici aslıyyesinden başka nisap miktarı mala malik olan hür, müslüman, akıl ve baliğ olan kimselerin kendileri için ve bakmakla mükellef oldukları çocuk veyaşlılar için vermeleri vacip olan bir sadakadır.
24. SAVM
Luğatta: İmsak etmek tutmak manasınadır.
Istılahta: Mükellef kimselerin ibadet kastı ve niyeti ile tuluu fecirden ğurubu şemse kadar yemek içmek ve cimaa etmek gibi fiilleri terk edip nefislerini bu fiillerden uzak tutmalarıdır.
25. İTİKÂF
Luğatta: Bir şeye devam etmek manasınadır. Hapis ve men manalarına da gelir.
Istılahta: Mescit veya mescit hükmünde olan yerlerde itikâf niyeti ile oruçlu olarak kalmaktır.
26. HAC
Luğatta: Kast etmek ve ziyaret etmek manasınadır.
Istılahta: Mükellef olan Müslümanların İhram ile beraber vakti mahsusada Arafat’ta vakfeye durup badehu Kâbe-i Muazzamayı usulü dairesinde tavaf ederek yapılan hususi bir ibadettir.
27. İHRAM
Luğatta: Bir şeyi haram kılmak manasınadır.
Istılahta: Hac ve umre yapacak olan kimselerin sair zamanlarda kendilerine helal olan bazı fiil ve davranışları muvakkaten yani geçici bir zaman içerisinde kendilerine haram kılmalarıdır. Bunun alameti olarak erkekler izar ve rida diye isimlendirilen iki parça kumaş giyerler. (İhramın iki rüknü vardır. Bunlar niyet ve telbiyedir.)
28. TAVAF
Luğatta: Dönmek ve dolaşmak manasınadır
Istılahta:İbadet niyetiyle Hacerul esved’in hizasından başlayarak Kabe’nin etrafında 7 kere dönmektir.
29. HACCI KIRAN
Luğatta: Müfaaleden mastar olup iki şeyin birbirine yakın olması manasınadır.
Istılahta: Hac ayları içerisinde bir seferde bir ihram ile hac ve umre fiillerini cemi’ etmektir. (Yani ikisini bir arada yapmaktır.)
30. HACCI TEMETTU’
Luğatta: Menfaatlenmek manasınadır.
Istılahta: Hac ayları içerisinde ehline ruc’u etmeksizin yani haremi Şerif’in sınırlarının dışına çıkmaksızın iki ihram hac fiilleri ile umre fiillerini cemii etmektir.
31. CİNAYAT
Luğatta: Meyveyi dalından koparmak manasınadır.
Istılahta: Hac veya umre için ihrama girmiş olan kimselerin şeran işlemeleri memnu’ olan fiilleri yapmalarıdır. Bu hususta kast ile sehiv hata ile nisyan müsavidir.
32. İHSAR
Luğatta: Men’ olunmak manasınadır.
Istılahta: Hac ya da umre filleri için ihrama giren kimselerin şer’i bir özür sebebi ile hac veya umre fiillerinden men’ olunmalarıdır. (Bu kimseler haremi şerife gönderecekleri kurbanın kesilmesiyle ihramdan çıkarlar. İmkân zamanında hac ya da umrelerini kaza ederler.)
33. FEVAT
Luğatta:Geçmek manasınadır.
Istılahta:Hac için ihrama girrn kimselerin şeri bir mazereti olmaksızın Arafat vakfesine yetişememesidir.
34. UMRE
Luğatta: Ömürlük manasınadır.
Istılahta: İhram ile beraber meanniyet Kâbe’yi tavaf edip, Safa ile Merve arasında sa’y ettikten sonra tıraş olup ihramdan çıkmaktır.
35. HEDİY
Luğatta: Hediye manasınadır.
Istılahta: Allah-ü Teâla’ya takarrüp için veya ihramlı kimselerin yapmış olduğu cinayetlerin kefareti olmak üere Haremi Şerif’te kesilen veya parası gönderilen kurbanlık hayvandır.
36. BEYİ’
Luğatta: Malı başka bir mal ile değiştirmektir.
Istılahta: Malı mal ile veya malı para ile tarafların rızası ile değiştirmektir ki icap ve kabul ile münakit olur.
37. HIYAR
Luğatta: Muhayyerlik demektir.
Istılahta: Bir akdi ten fiz etmek yani geçerli kılmak ile fesh etmek arasında serbest olmaktır.
38. HIYARI ŞART
Bayii veya müşteri veya her ikisi birden malum bir müddet içerisinde beyi tenfiz etmek veya fesh etmek arasında muhayyer olmayı şart kılmalarıdır.
39. HIYARI RU’YET
Ru’yet sebebi ile sabit olan muhayyerliktir. Yani görmediği bir malı satın alan müşteri için malı gördükten sonra sabit olan muhayyerlik hakkıdır. Dilerse alır dilerse fesh eder.
40. HIYARUL AYB
Mutlak olarak veya ayıptan salim olarak satılan bir malın badeşşira’ zahir olan bir ayıbından ötürü müşteri için sabit olan muhayyerliktir.
*BEY’i FÂSİT
Esasen sahih olup vasfen sahih olmayan yani bazı evsafı hariciyesinin noksanlığı itibari ile meşru’ olmayan beyi’dir.
*BEY’İ BATIL
Ne esasen nede vasfen sahih olmayan bey’idir.
41. İKALE
Luğatta: Bir şeyi kaldırmak iskat etmek manasınadır.
Istılahta: Sahih ve lazım olan akdi tarafların rızası ile izale etmektir.
42. MÜRABEHA
Luğatta: Kâr etmek manasınadır.
Istılahta: Bayi’ sattığı malı kendisine kaça mal olduğunu söyleyip üzerine kâr koyarak satmasıdır.
43. TEVLİYE
Bayi’ sattığı malı kendisine kaça mal oldu ise o paraya satmasıdır. Yani maliyetine satıştır.
44. RİBA’
Luğatta: Ziyadeleşmek ve çoğalmak manasınadır.
Istılahta: Malın mal ile veya paranın para ile mübadelesinde bir taraftan karşılığı olmayan fazlalıktır.
45. SELEM
Luğatta: Halef selef manasınadır.
Istılahta: Peşin para verip veresiye mal almak sureti ile yapılan akittir.
46. SARF
Luğatta: Bozmak tahvil ve tağyir etmek manasınadır.
Istılahta: Nakdi nakde satmak madrup ya da gayrı madrup altını altın ile gümüşü gümüş ile veya bunun aksine altını gümüş veya gümüşü altın ile satmaktır.
47. REHİN
Luğatta: Herhangi bir sebepten dolayı her bir şeyi mahbus mevkuf kılmaktır. Yani hapis etmek manasınadır.
Istılahta: Bir malı kendisinden kısmen ya da tamamen karşılanması mümkün olan bir hak mukabilinde mahbus ve mevkuf etmektir.
48. HACR
Luğatta: Mutlak olarak men manasınadır. Akla dahi hacr denir. Çünkü sahibini mutır olan ve akıbeti kabih olan şeylerden men eder.
Istılahta: Muayyen şahısları (çocuk, mecnun, köle)tasarruf kabilinden (icap ve kabul ile münakit olan tasarruflardan beyi, icare, kefalet, vekâlet, hibe)men etmektir.
49. İKRAR
Luğatta: Herhangi bir şeyi ispat etmek manasınadır.
Istılahta: Hür akıl ve baliğ olan bir kimsenin başkalarının kendisine olan hakkını haber verip itiraf etmesidir. İtiraf edene mukır kendisi için itiraf olunana mukarrun leh denir.
50. İCARE
Luğatta: Ücret manasına olduğu gibi bir şeyi kiraya vermek manasına da isti’mal olunur.
Istılahta: Cinsi veya miktarı malum olan bir menfaati malum bir bedel mukabilinde satmaktır. Yani malın kendisini değil menfaatini satmaktır.
* ECİR
Nefsi kiraya veren kimsedir. Yani bir işi yapmak için ücret alan kimsedir.
* ECİRİ MÜŞTEREK
Umuma çalışan sadece müstecirine çalışmakla mukayyet olmayan kimselerdir. Hamal, terzi, berber gibi.


* ECİRİ HAS
Sadece müstecirine iş yapmak için tutulan şahıstır. Aylıklı çalışan hizmetkâr gibi.
51. ŞÜFA
Luğatta: Şefi’ mastarından müştak olup vitrin zıttı yani çift ve şerik manalarına gelir. Ayrıca zam ve cemi manalarına da istimal olunur.
Istılahta: Satılan veya ıvaz mukabilinde hibe edilen bir akarı müşteriye veya mevhübün lehe kaç paraya mal olmuş ise müşteriden veya bayiden veya mevhübün lehden cebren alıp temlik etmektir.
52. ŞİRKET
Luğatta: Ortaklık manasınadır.
Istılahta: Bir malın birden ziyade kimselere tahsis edilmesi ve o kimselerin o malda imtiyaz sahibi olmalarıdır.
53. ŞİRKETİ EMLAK
Bir malın (menkul olsun gayrı menkul olsun) birden fazla kimselere esbabı temellükten (satın almak, hibe, vasıyyet, veraset yolu ile)biri ile mahsus kılınmasıdır. Bu ya ihtiyari olur satın alma, hibe, vasıyyet gibi veya gayrı ihtiyari olur veraset ve malların gabili taksimi olmayacak şekilde karışması gibi
54. ŞİRKETİ UKUT
İki ya da ziyade kimselerin aralarında vaki olan akit ile (yani icap ve kabül ile) husule gelen şirkettir ki kazançları aralarında belli nispette taksim olunur.
55. ŞİRKETİ MÜFEVEZA
Şerikler arasında hem sermayenin miktarında ve hem de kar hisselerinde müsavi olup hiçbir şerikin elinde fazla olarak ticarete salih bir malın olmamasıdır.
56. ŞİRKETİ İNAN
Şerikler arasında ne sermayede nede kar hisselerinde müsavat olmayan şirkettir.
57. ŞİRKETİ SANAYİİ
Şerikler kendi amellerini yani çalışmalarını şirket sermayesi edip başkalarından iş taahhüt ve iltizam edip kazançlarını belli nispetlerde taksim etmeleri üzere husule gelen şirkettir.
58. ŞİRKETİ VÜCÜH
Birden ziyade kimselerin malları olmadığı halde kendi itibarlarını kullanıp veresiye mal alarak satmaları borcu ödedikten sonra kalan karı belli nispette taksim etmeleridir.
59. ŞİRKETİ IBEHA
Hiçbir kimsenin daire-i tasarrufunda olmayan sular av hayvanları dağlardaki hüdayi nabit ağaçlar ve bunların meyveleri beynennâs müşterek olup herkesin istifade etmesi mubah ve helaldir. Ancak bir kimse kendi imkânları ile buna malik olursa başkasının istifade etmesi haramdır.
60. MUDARABE
Luğatta: Mufâaleden mastar olup yeryüzünde seyri sefer etmek manasınadır.
Istılahta: Bir taraftan sermaye diğer taraftan sayı amel olmak üzere yapılan bir nevi şirkettir. Sermaye sahibine rabbül mal sayü amel edene mudarip denir.
61. VEKÂLET
Luğatta: Muhafaza etmek itimat etmek riayet etmek ve teslim etmek ya da teslim olmak manalarına gelir.
Istılahta: Mükellef bir kimsenin kendisinin yapabileceği muamelattan olan bir işini başkasına tefviz etmesi başkasını kendi yerine ikame eylemesidir. Vekâleti verene müvekkil, vekâleti alana vekil denir. Vekâlet muamelatta caridir. ukubatte cari değildir.
62. KEFALET
Luğatta: Zam ve ilave etmek manasınadır.
Istılahta: Her hangi bir şeyin mutalebesi hakkında zimmeti zimmete zam ve ilave etmektir. Yani bir malın veya bir nefsin mutalebesinde kefil kendi zatını başkasının zatına ilave ederek başkası hakkında lazım gelen mutalebeyi teahhut ve iltizam etmesidir.
63. HAVALE
Luğatta: Mutlak olarak her hangi bir şeyi nakil etmek manasınadır.
Istılahta: Bir borcu bir zimmetten başka bir zimmete nakil ve devir etmektir. Artık o borç ikinci şahsın zimmetine nakil edilmiştir. İkinci şahısdan mutalebe olunur.
64. SULH
Luğatta: Muhasamenin zıttıdır. Her hangi bir şeyde anlaşmaktır.
Istılahta: İki tarafın (müddai ile müddea aleyin) aralarındaki rıza ile nizaı defi etmek için yaptıkları akittir.
65. HİBE
Luğatta: Teberru yani bağışlamak manasınadır.
Istılahta: Bir malı bila ıvaz başkasına derhal temlik etmektir. Temlik edene vahip malı kabul edene mevhübün leh malın kendisine de mevhübün bih denir.



66. VAKIF
Luğatta: Herhangi bir şeyi hapis etmek manasınadır.
Istılahta: Bir malın menfaatini halka tahsis edip o malın aynını Allah’ın mülkü hükmünde kılarak temlik ve temellükten ebediyyen men etmektir.
67. GASP
Luğatta: Başkasına ait olan bir şeyi teğalüp yolu ile almaktır. Bu alınan şey gerek mal olsun gerek olmasın.
Istılahta: Bir kimsenin mütekavvim ve muhterem olan malını sarahaten veya delaleten veya da âdete nazaran izni olmaksızın haksız yere elinden veya daire-i tasarrufundan almaktır.
68. VEDİİA
Luğatta: Metruk şey manasınadır.
Istılahta: Muhafaza için bir kimseye emanet olarak bırakılmış maldır ki her akit gibi buda icap ve kabul ile münakit olur.
69. ÂRİYE
Luğatta: Nöbetleşmek birbirinden almak manasınadır.
Istılahta: Bir malın menfaatini meccanen rucu’ kabil olmak üzere fil hal temlik etmektir.
70. LAKİYT
Luğatta: Herhangi bir şeyi yerden kaldırmak manasınadır.
Istılahta: Ailesi veya başkaları tarafından terk edilmiş ölü veya diri çocuk demektir.
71. LÜKATA
Kaybolmuş yitik maldır. Yani sahibi bilinmeyen düşürülmüş bir mal, yolunu şaşırmış hayvan, zayii olmaya maruuz her nev’ masum mal.
72. HUNSA
Luğatta: Bir şeyi kırmak manasınadır.
Istılahta: Kendisinde hem zeker hem de ferc olan kimsedir.
73. MEFKUUT
Luğatta: Herhangi bir şeyin ğaib ve yok olması manasınadır.
Istılahta: Bulunduğu mekânı hayatı ve memadı meçhul olan ğaib olan kimsedir.
74. IBAK
Luğatta: Kaçmak, daire-i itaatten çıkmak manasınadır.
Istılahta: Efendisinin emrinden ve hizmetinden çıkıp firar eden kimsedir.
75. MEVAT
Luğatta: Ölü manasınadır.
Istılahta: Ziraata salih olmayan sahipsiz arazidir.

76. İHYA
Luğatta: Bir şeyi diriltmek ve imar etmek manasınadır.
Istılahta: Ziraata gayrı salih araziyi ziraata salih hale getirmektir.
77. İHYAÜL MEVÂT
Darı İslam da hiç kimsenin mülkü olmayan kasabanın ve ya köyün merası, mezarlığı ve ya harman yeri olmadığı halde umrandan (evler) uzak olan (en kenardaki haneden cehiri savt olan bir kimsenin sedası işitilmeyecek kadar) bir araziyi sultanın izni ile ziraata salih hale getirmektir.
78. ME’ZÜN
Luğatta: İzin verilmiş kişi manasınadır.
Istılahta: Üzerindeki hacrin kaldırılması ile tasarrufa izin verilmiş köledir.
79. MÜZARA’
Luğatta: Ziraat yani tohum ekmek manasınadır.
Istılahta: Bir nevi şirkettir ki bir taraftan arazi diğer taraftan amel ve ziraat yapılıp çıkan mahsulün aralarında taksim edilmesidir.
80. MÜSÂKÂT
Luğatta: Dal kol manasınadır.
Istılahta: Bir taraftan eşcar diğer taraftan ıslah ve tenmiye olmak üzere bunlardan elde edilen mahsul aralarında bir nispet dâhilinde taksim edilmek üzere yapılan akittir.
81. NİKÂH
Luğatta: Lafzı müşterek olup cemi etmek vatı etmek zam ve ilave etmek akdi mahsus manalarına gelir.
Istılahta: Bir akittir ki kasden milki mütayı icap ettirir.
82. MİLKİ MÜTA
Müteaddid manalarda müta nikahın tarifinde zevc ile zevcenin hılli nazar ve hıllı mukarenet gibi menefıden istifadeye müstehak olmakdır.
83. VELİ
Gayrısı üzere (o gayrın ister rızası olsun ister olmasın) tenfiizi kavil (söz geçiren)kimsedir.
84. KEFAET
Luğatta: İki şeyin birbirine denk ve müsavi olmasıdır.
Istılahta: Evlenecek olan erkeğin nesep İslamiyet yani din diyanet yani mekarimi ahlak hürriyet mal ve sanatta alacağı kadına müsavi veya daha üstün olmasıdır.
85. MEHR
Zevcenin akdi nikâh ile müstahak olduğu bir maldır.

86. MEHRİ MÜSEMMA
İster az ister çok olsun nikâh akdi esnasında sarahaten zikir edilen mehirdir.
87. MEHRİ MİSİL
Nikâh akdi esnasında mehri zikir etmediği zaman o kadına denk olan bir akrabasının aldığı mehirdir.
88. MEHRİ MUACCEL
Nikâh akdi esnasında peşin olarak verilen bir mehirdir.
89. MEHRİ MÜECCEL
Akitten sonra veresiye vermek üzere zikir edilen bir mehirdir.
90. HALVET
Luğatta: Hali olmak boş bir mekânda bulunmak manasınadır.
Istılahta: Zevç ile zevcenin izni olmadıkça üçüncü bir şahsın muttalii olmadıklarından emin oldukları bir mekânda bulunmalarıdır.
91. HALVETİ SAHİHA
Zevç ile zevcenin hiç birinde de tagarruba mani sebep olmamasıdır.
92. HALVETİ FASİDE
Zevç ile zevcenin her birinde veya sadece birinde tagarruba mânii sebep olmasıdır.
93. NİKÂHI ŞİĞAR
İki kadının mehri zikir edilmeksizin birbirlerinin mukabillerinde yani biri diğerine ıvaz olarak iki erkeğin tezviç eylemesidir.
94. NİKÂHI MÜT’A
Bir erkeğin şeri mânialarından hali olan bir kadına ‘şu kadar meblağ mukabilinde şu kadar müddet seninle temettu edeyim’ veya onu zikir etmeksizin şu kadar meblağ mukabilinde seninle temettu edeyim deyip de kadında kabul ettim der ise bu muamele batıldır haramdır.
95. NİKÂHI MUVAKKAT
Bir kimse bir kadına “seni şu kadar meblağ mukabilinde şu kadar müddet ile tezviç ettim” deyip kadında “kabul ettim” der ise bu muamele batıldır haramdır.
96. NİKÂHI FASİT
Nikâh şartlarını cami’ olmayan nikahdır.
97. KASEM
Birden fazla zevce ile mütezevvic olan bir erkeğin tahtı nikâhındaki zevcatına yedi iktidarında olan şeylerde yani nafaka sohbet hüsnü muaşeret ve beytutet hususlarında zevceler arasında adalet ve müsavat teminine riayet etmesidir.

98. RADA
Luğatta: Süt emmek meme emmek manasınadır.
Istılahta: Bir kadının sütünün hususi bir müddet zarfında (tam iki yıl) bir çocuğun midesine gitmesinden ibarettir. Bu rada nikâha manidir.
99. LEBENİ FAHİL
Bir racüldür ki süt veren kadını sütü o racülün mukarenetinden hâsıl olmuştur. İster şu anda mütezevvic olsun ister olmasın.
100. TALAK
Luğatta: Boşanmak hissi veya manevi bir kayıttan ve bağdan kurtulmak manasınadır.
Istılahta: Nikâh akdini ve bağını hususi lafızlar ile fil hal veya fil me’al yani gelecekte kaldırmak ve izale etmektir. Talaklar ric’i ve bayin olmak üzere iki kısımdır.
101. TALAKI RİC’İ
Zevceye takarrupdan sonra vuku bulan sarahaten veya işareten üç adedine mukarin olmayan beynunete delalet eden bir vasıfla mevsuf olmayan herhangi bir şeye teşbih edilmeyen ve ıvaza mukabil olmayan talaktır. müddet terabbus ve intizar edip başkaları ile evlenmemeleridir.
102. RİCAT
Luğatta: Geri dönmek ve geri döndürmek manasınadır.
Istılahta: Talakı riciden sonra iddet içerisinde henüz zail olmamış olan nikahı kavlen veya fiilen devam ettirmektir.
103. TALAKI BAYİN
Zevceye takarrupdan evvel yada sonra beynuneti ifade eden veya üç adedine mukarin olan veya olmayan veya bir ıvaz mukabilinde olan talaktır.
104. İLA
Luğatta: Yemin etmek manasınadır.
Istılahta: Zevcin zevcesine takarrup etmemesi üzere yaptığı yemindir. İlalar vakitle mukayyet olduğu gibi vakitle mukayyette olmayabilir.
105. HULU
Luğatta: Herhangi bir şeyi soyup çıkarmak manasınadır.
Istılahta: Nikah bağını zevc ile zevcenin rızasıile beraber elfazı mahsusadan biri ile izale etmektir. Mühalaa bedel mukabilinde olduğu gibi bila bedelde olabilir.
* MÜBAREE
Her iki tarafdan birini diğerinden hiçbir şey talep etmeyerek anlaşarak boşanmalarıdır.



106. ZIHAR
Luğatta: Sırt manasına olan zahırdan mehuzdür. İki şey arasında mutabakat ve mümaselet vucuda getirmek manasınadır.
Istılahta: Zevcin zevcesini kendisine neseben veya radaen veya musarahaten ebedi haram olan bir kadının kendince bakması caiz olmayan sırt karın oyluk gibi bir uzvuna teşbih etmesidir.
107. LİAN
Luğatta: Müfaaleden mastar olup iki kişinin birbirine lanet okumasıdır.
Istılahta: Zevcesine zina isnat edipde isbat edemeyen veya zevcesinin doğurduğu çocuğun nesebini kabul etmeyen zevc, zevcenin haddi gazfi talep etmesi durumunda zevc ile zevcenin usulune muvafık olarak dört defa şehadet de bulunup beşincisinde birbirlerine lanet ve gadap okumalarıdır.
108. İDDET
Luğatta: Sayı saymak manasına olan aded mastarından mehuzdür.
Istılahta: Zevc ile zevcenin müfarakatten sonra baki kalan nikah eserinin nihayet bulması için muayyen bir müddet terabbus ve intizar edip başkaları ile evlenmemeleridir.
109. NAFAKA
Luğatta: Çıkmak gitmek ve sarf etmek manalarına gelir.
Istılahta: Bir insanın aile’i ıyaline (zevce, evladı sığar, eb ve üm gibi) infak ettiği taam kisve sükna ve bunlara tabi olan diğer şeylerden ibarettir.
110. HIDANE
Luğatta: Taraf manasına olan hadın mastarından me’huzdür.bir şeyi kucaklamak bir şeyi bir şeye zam ve ilave etmek terbiyesini deruhte etmek manasınadır.
Istılahta: Çocuk veya çocuk hükmünde olan mecnun ve matuh gibi acizleri salahıyyeti olan kimselerin muhafaza ve terbiye etmeleri kendilerini mutır şeylerden muhafaza etmeleri demektir.
111. ITAK
Luğatta: Kuvvet manasınadır.
Istılahta: Bir kuvveti hükmiyyedir ki insan bununla ehli şahadet olup bütün emirlerde tam bir tasarrufa malik olur.
112. TEDBİR
Luğatta: Bir şeyi nihayete erdirmek manasınadır.
Istılahta: Kölenin azat edilmesini kölenin hürriyetini efendisinin ölümüne bağlamaktır.Mesela efendinin “ben öldüğüm zaman sen hürsün”demesi gibi.
113. İSTİLAT
Luğatta: Çocuk talep etmek manasınadır.
Istılahta: Efendinin cariyesini ümmü velet kılması yani cariyenin doğurduğu çocuğun nesebini kabul etmesidir.
* UKUR
Hür kadınlara nisbetle mehri misildir. Cariyelere nisbetle kıymetinin öşrü yani onda biri manasınadır.
114. KİTABET (MÜKATEP)
Luğatta: Yazışmak manasınadır.
Istılahta: Efendi ile köle arasında (icap ve kabul ile) yapılan bir akittir ki bu akitte zikir olunan veya şart kılınan mal mukabilinde hürriyetine kavuşan köledir.
115. VELA
Luğatta: Vilayet manasınadır.
Istılahta: Itık sebebi ile sabit olan ğarabeti hukmiyyedir.
* MEVLEL MÜVALAT
Darı harbden darı islama gelen bir kişinin müslüman olduktan sonra yaptığı velayet anlaşmasıdır.
116. CİNAYAT
Luğatta: Cinayet kelimesinin cem’isi olup meyveyi dalından düşürmek manasınadır.
Istılahta: İnsanın nefsine veya aza ve guvvasından herhangi birine taalluk eden memnu bir fiilden ibarettir. Bu memnu fiiller beş kısımdır:
* KATİL
İnsanın ruhunu bedeninden ayıran müessir bir fiildir.
* CERH
Başı ile yüzü hariç insan bedeninde herhangi bir azayı yaralamaktır.
* ŞECC
Baş ve yüzü yaralamaktır.
* KAT’I
İnsanın herhangi bir uzvunu koparıp vücudundan ayırmasıdır.
* TA’TIL
İnsanın his ve guvvalarını müessir bir fiil ile işe yaramaz hale getirmektir.
117. AMDEN KATİL
Silah veya silah makamına kaim olan bir şey ile öldürmesi kast olunandır.


118. ŞİBİH AMİD KATİL
Silah veya silah makamına kaim olmayan bir şey ile vurmayı kast etmesidir.
119. HATAEN KATİL
Bir insanı kasta mukarin olmaksızın öldürmektir.
120. HATA MECRASINA KAİM OLAN KATİL
Katilin gayrı ihtiyari bir fiili ile vukua gelen katildir.
121. SEBEBEN KATİL
Bir insanın ölümüne sebep olacak herhangi bir fiili işlemesi ile insanın ölmesidir.
122. KISAS
Luğatta: Müsavat manasına olduğu gibi bir şeyin ardına düşüp mislini ityan etmek manasınadır.
Istılahta: Katilde katili maktul mukabilinde öldürmek veya cerh ve katılarda cerihin ve katııın ona mümasil bir uzvunu cerh ve kat’ı etmektir.
123. DİYÂT
Luğatta: İ’ta etmek yani vermek manasındır.
Istılahta: Katil sureti ile vuku bulan cinayetlerde maktulun nefsine bedel aza ve guvvasında yapılan cinayetlerde yaralanan veya telef olan uzva veya guvvaya cani veya caninin akılesi tarafından verilmesi lazım gelen muayyen miktarda maldır.
124. CENİN
Ana rahminde azaları belirmiş olup henüz doğmamış çocuktur.
125. ĞURRE
İskatı ceninden ötürü verilmesi icap eden bir maldırki bunun kıymeti Hanefi fukahası indinde beşyüz dirhemdir.
126. KASAME
Luğatta: Yemin etmek manasınadır.
Istılahta: Katili meçhul olan ve üzerinde katil ve cerh eseri bulunan bir maktulun bulunduğu mahal (köy yada mahalle) ahalisinden elli kişinin vechi mahsus üzere yemin ettikten sonra bu belde ahalisine maktulun diyeti ile hüküm olunur.
127. MAÂKIL
Luğatta: Akılenin cem’i olup men etmek ve muhafaza etmek manasınadır.
Istılahta: Diyeti tahammül edip ödeyen asabat yani akraba aşiret ve ehli divan olan kimselerdir.bu kimseler kendi etraflarından birini şibih amden veya hataen yaptığı cinayetin diyetini ödemekle mükellef olurlar.
128. HUDUD
Luğatta. Lafzı müşterek olup bir çok manalara gelir. Men etmek bir şeyin mahiyetini tarif ve tayin etmek bir şeyin nihayetini bildirmek gibi manalara gelir.
Istılahta: Hukukullah olmak üzere icrası farz olan ve kat’ı bir nusus ile sabit olan bir ukubettir.
129. ZİNA
Zina bir akdi şeriyye ye müstenit olmaksızın bilihtiyar yapılan haram bir mücamattırki bunu irtikap eden erkeğe zani , kadına zaniye denir.
130. İHSAN
Luğatta: Mastar mebni lilmeful olup muhafaza olunmuş şey manasınadır.
Istılahta: Haddi zina icra edilebilmesi için zani ve zaniyede yedi emrin mevcut olmasıdır.
131. RECM
İhsan şartlarını bulunduran zani ve zaniyenin taşlanarak öldürülmesidir.
132. HADDİ ZİNA
Zina suçu sabit olduktan sonra zani ve zaniye muhsan ve muhsana olurlarsa recimdir.illa celddir.
133. CELD
Luğatta: Cilt manasınadır.
Istılahta: İhsan şartları kendisinde mevcut olmayan zani ve zaniyeye usulü dairesinde verilen yüz değnekten ibarettir.
134. ŞÜRB
Luğatta: Herhangi bir şeyi içmek manasınadır.
Istılahta: Az olsun çok olsun bil ihtiyar müskiratın içilmesidir.
135. HADDİ ŞİRB
Az yada çok bil ihtiyar hamır ve sair müskiratın içilmesi ile tatbiki icap eden bir cezadır ki hür hakkında seksen köle hakkında kırk değnektir.
136. GAZİF
Luğatta: Atmak manasınadır.
Istılahta: Kendini zinadan sıyanetle maruf olan bir kimseye darı islamda şetim ve hakaret kastı ile zina isnat etmektir.
137. HADDİ GAZİF
Gazifde bulunan mükellef bir şahıs hakkında tatbik olunan bir cezadır ki hür hakkında seksen köle hakkında kırk değnektir.
138. SİRKAT
Luğatta. Bir şeyi gizlemek manasınadır.
Istılahta. Başkasının mutekavvim olan bir malını gizlice almaktır. Alınan mal ister az ister çok olsun.
139. HADDİ SİRKAT
Mükellef olan bir kimsenin kendi mülkü ve mülk şaibesi olmayan asgarisi on dirhem kıymetindeki bir malı muhafaza olunduğu mekandan gizlice alıp dışarı çıkarması sebebi ile sabit olan bir cezadır ki sarığın elinin kesilmesi ile icra olunur.

140. HIRZ
Bir malın aded vechi üzere muhafazasına tahsis edilen mekandır.
* HIRZ BİNEFSİHİ
Eşya muhafazası için vaz olunup içerisine bila izin duhul mümkün olmayan mekanlardır.
* HIRZ BİGAYRİHİ
Esasen eşya muhafaza etmek üzere hazırlanmayıp ancak içerisindeki eşyanın yanında sahibi veya bekçisi olan herhangi bir mekandır.
141. KUTTA’İTTARİK
Darı islamda Müslümanların veya zimmilerin yollarını kesip mallarını veya canlarını gahr ve galebe ellerinden alıp fesat çıkarmaktır. Bu cürmü işleyenlere kutta’i tarik denir.
142. SAYD
Luğatta: Almak ve elde etmek manasınadır.
Istılahta: İster eti helal olsun ister olmasın ister esasen vahşi olsun ister filasıl ehli olup sonra vahşileşmiş olsun yabani bir hayvanı silahla yaralayarak veya tuzak kurarak veya muallem bir hayvan ile (tazı, atmaca veya kartal)avlamaktır.
143. ZEBİHA
Luğatta. Hayvanın boğazına bıçak vurmak manasınadır. Veya boğazı kesilmiş hayvan manasınadır.
Istılahta: Hayvanın boğazındaki dört tana damarı kesmektir ki bu damarlar nefes borusu yemek borusu ve vedecan diye iki kan damarıdır.
144. UZHİYYE
Luğatta: Kuşluk vakti manasınadır.
Istılahta. Hususi vakitte (kurban bayramının birinci veya ikinci günü) hususi hayvanı (kurban şartlarını bulunduran hayvanı)hazreti Allah’a takarrup niyeti ile kesmektir.
145. EYMAN
Luğatta: kuvvet ve şiddet manasınadır.
Istılahta: Kuvvetli bir akittir ki bir haberin iki tarafından birini hazreti Allah’ın ismi şerifine bağlayarak takvir edip kuvvetlendirmesidir.
146. YEMİNİ ĞAMUS
Geçmişteki bir emir üzere yalan yere yemin etmektir.
* YEMİNİ ĞAMUSUN HÜKMÜ
Sahibi günahkar olur tevbei istiğfar lazım gelir.kefaret yoktur.
147. YEMİNİ MÜNAKİDE
İstikbaldeki bir emri işleyip işlememek üzere yemin etmesidir.


* YEMİNİ MÜNAKİDENİN HÜKMÜ
Yemin eden bir kimse yeminini bozduğu zaman kefaret lazım gelir.
148. YEMİNİ LAĞİV
Mazideki bir emrin kendi dediği gibi olduğunu zan ederek yemin etmesidir. Halbuki o iş kendi dediği gibi değildir.
* YEMİNİ LAĞİVİN HÜKMÜ
Kefaret yoktur. Ümit olunur ki hazreti Allah onu hesaba çekmez.
149. NEZR
Hazreti Allaha takarrup niyyeti ile şeri şerifde meşru olan haram olmayan bir fiili bir ameli yapmayı üzerine almaktır. Nezirler mekan şahıs ve miktarlarına göre dört kısımdır.
150. DAVA
Luğatta: Dua ve talep manalarına gelir.
Istılahta: Bir kimsenin (müddeı) kadının huzurunda başkasının (müddea aleyh) elinde veya zimmetinde olan bir şeyinin istihgagını kendi nefsine izafe edip talep etmesidir.
151. ŞEHADET
Luğatta. Bir şeyi müşahede edip iyice görmek manasınadır.
Istılahta: Bir kimsenin bir başka şahısda bulunan hakkını bizzat müşahede edip hakimin huzurunda ve hasmının yüzüne karşı şehadet lafzı ile vaki olan ihbarı sadıgasıdır.
152. CERH
Luğatta. Yaralamak manasınadır.
Istılahta. Müddea aleyhin şahidlerin fısgını ve adaletten mahrum olduklarını iddia etmesidir.
153. ŞEHADETTEN RUCU
Luğatta: Geri dönmek manasınadır.
Istılahta: Şahitlerin hakimin huzurunda yapmış oldukları şehadetlerinden gablel hüküm veya badel hüküm yine huzuru hakimde şehadetlerinden geri dönmeleridir.
154. GADA
Luğatta: Hüküm imza takdir infaz ve bir hadiseyi halli fasl etmek manalarına gelir.
Istılahta: Husumetleri (insanlar arasında vaki olan davaları) hallü fasl etmekten ibaret olan velayeti mahsusadır.
155. GADİ
Husumetleri ahkamı şeriyye ye muvafık olarak hallü fasl etmek için emiril müminin tarafandan tayin olunan zattır.




* KİTEBÜL GADİ İLEL GADİ
Kendisi olmayıp vekilide olmayan bir şahsın aleyhinde başka bir kimse tarafından mahkemede açılan dava ve ikame olunan beyyine ile gadi davayı dinleyip beyyineyide tezkiye etiikten sonra müddea aleyhin bulunduğu belde hakimine göndediği mektupdur.
156. KISMET
Luğatta: Bir şeyi taksim edip buluşturmak manasınadır.
Istılahta: Müşterek bir maldırki müteaddid kimselerin hissei şayialarını şeri mikyas ile tayin ve tahsis etmektir.
157.. İKRAH
Luğatta: Bir kimseyi istemediği bir şeye zorlamaktır.
Istılahta: Bir kimseyi korkutarak tehdid ederek rızası olmaksızın bir sözü söylemeye veya bir fiili işlemeye haksız yere icbar etmektir.
158. İKRAHI MÜLCİ
Mükrehin hem rızasını hemde ihtiyarını ifsat ve izale eden bir ikrahdırki katil, katı uzuv veya bunlara sebep olacak darbı şedid ile vaki olur.
159. İKRAHI GAYRI MÜLCİ
Sadece rızayı izale ve ifsat edip ihtiyarını ifsat etmeyen bir ikrahdırki sadece gam ve elemi mücip olacak derecedeki darp ve hapis gibi şeylerle vaki olur.
160. SİYER
Luğatta: Siret cemisini cemisi olup yol haslet ve bir nevi haraket manasınadır. Badehü siyer tabiri müverrihler tarafından rasülü zişan efendimizin evsaf ve menegıbından ve bilumum hayatı şahanelerinden bahiseden kitaplara isim olarak verilmiştir.
Istılahta: Cihat ve ahkamına ait meseilden bahis eden kitaptır.
161. CİHAT
Luğatta: Vüskati ve takati bezl etmek manasınadır.
Istılahta: İlai kelimetillah uğrunda gerek can ile gerek mal ile ve gerek sair vasıtalar ile çalışarak sayı gayret etmektir.
162. EMAN
Luğatta: Korkusuzluk ve endişeden beri olmak manasınadır.
Istılahta: Ehli harp olan gayrı müslimlere can ve mallarının emniyette olduğuna dair söz vermekdirki kavlide olabilir kitabetlede olabilir. Müebbeden olduğu gibi müvakkaten de olabilir.

163. DARI İSLAM
Müslümanların hakimiyyeti dairesinde bulunan tebeası gayrı müslim olsada islam ahkamı ile idare olunan memlekettir.
164. DARUL HARP
Gayri müslimlerin hakimiyyeti altında bulunan tebeası müslüman olsa bile islam ahkamı ile idare olunmayan memleketlerdir.
165. ARAZİYİ ÖŞRÜYYE
Ancak ekildiği zaman kendisinden öşür alınan arazilerdir.
166. ARAZİYİ HARACİYYE
İster ekilsin ister ekilmesin kendisinden mutlaka haraç alınan arazilerdir.
167. CİZYE
Darı islamda yaşayan gayrı müslimlerden veya islam askerleri tarafından muhafaza olunupda cizye vermeyi kabul eden kimselerden alınan şahıs vergisidir.
168. BÜĞAT
L uğatta: Baği kelimesinim cemisidir. Talep zulum ve cevru cefa manalarına gelir.
Istılahta: İster müslüman olsun ister gayrı müslim olsun darı islam da yaşayıpda emirul müminine baş kaldıran silah ile mukavemete girişen kimsedir.
169. HAZAR
Luğatta: Hapis ve men manasınadır.
Istılahta: İstimali şeran haram ve memnu olan şeylerdir.
170. İBAHA
Hazarın zıddı olup yapılmasında sevap terk edilmesinde ıkap olmayan şeylerdir.
171. VASÂYA
Luğatta: Emr etmek bir işi başkalarına ısmarlamak manasınadır.
Istılahta: Bir malı veya bir menfaati ma badel mevtte yani ölümden sonraya izafe ederek bir şahsa veya bir hayır müessesesine teberru tariki ile meccanen temlik etmrektir.
172. FERAİZ
Luğatta: Taktir etmek manasınadır.
Istılahta: Meyyitin terekesine tealluk eden hukuku erbeasından ve metrukatının sıhamı mefruzası üzerine taksiminden bahs eden ilimdir.
172. ASABE
Luğatta: İhata etmek manasınadır. Baba tarafından olan akrabaya dahi itlak olunur.
Istılahta: Eshabı feraizden baki kalan malı eshabı feraiz olmadığı zaman cemi’ malı alan varislerdir.

Teşekkür ederiz kardeşim.


Nur'ul izah,Kuduri

MollaCami.Com