Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Vakit hesaplamada 17-19 dereceler neyi ifade ediyor?

Vakit hesaplamada 1719 dereceler neyi ifade ediyor?

Namaz vakitlerini hesaplamanın teknoloji ile bağlantısı fazla abartılıyor. Peygamber Efendimiz’in gösterdiği usulle teknoloji imkânları kullanılmadan bile namaz vakitleri bilinebilir. Hazreti Allah hikmeti gereği namaz vakitlerini kolay şeylerle kayıtlamıştır. Ancak vakitlerin sınırları, dakika dakika milimetrik hesaplamalar söz konusu olduğunda teknoloji bir nebze olsun devreye giriyor.

Teknolojinin devre girmesiyle rasathanelerde hesaplamalar yapıldı. Bu hesaplamalar sonunda yatsı ve sabah namazı vakitlerinin hesabında kullanılan güneşin irtifası (yükseklik), küresel trigonometrinin işin içine dahil edilmesiyle derecelerle ifade edilmeye başlandı. Yapılan hesaplamalarda âlimler, sabah namazı vaktinin girişinin, yani fecrin doğuşunun, güneşin ufkun 19 derece altına geldiği an olduğunu hesaplayıp bu açıyı esas aldılar. Vakitlerin usturlap, rubu tahtası gibi aletler kullanarak hesap yöntemi ile tayinin yaygın olduğu dönemlerde sabah vakti girişi 19 derece irtifa açısı, yatsı vakti girişi ise 17 derece irtifa açısı kabul edilmişti.

Sonraki tarihlerde özellikle batıda yapılan astronomik ölçümlerde, alaca karanlığın 12 ila 18 dereceler arasında oluştuğu tespit edilmiş ve bazı yerlerde 18 derece imsak açısı
olarak kabul edilmeye başladı. 1982 yılında diyanet takvimlerinde de imsak vakti 18 derece esas alınarak hazırlanmaya başlandı. Güneşin batmasından, ufkun 19 derece altına gelmesine kadar geçen süre dünyanın her yerinde aynı olmaz. Bu süre mesela Türkiye ile Almanya arasında birkaç saat farkına kadar çıkabilir.

Esasında uygulama aşamasında bir derecelik açının önemi yok gibi görünebilir. Ancak birkaç nokta, Müslüman âlimlerin 19 derecelik açıyı kabul etmelerindeki hassasiyeti göstermektedir. Özellikle günümüzde yoğun günlük meşakkatler içerisinde Müslümanların sınırlara yaklaşma istekleri, namazların vaktinin dışında kılınma tehlikesiyle karşı karşıya getirmiştir. İmsak ve yatsıdaki astronomik şartlar aynı olmayışı, imsak vaktinde karanlığa alışmış bir gözün ilk ışığı tespiti ile akşam aydınlığa adapte olmuş bir gözün son ışığı tespitinden daha kolay olması, aynı derecenin hem imsak hem de yatısı için kullanılmasını zorlaştırmaktadır. Bir de imsak vaktinde nem, sis ve sıcaklık değerleri, yatsı vaktinin şartlarından farklıdır. Son olarak imsak ve yatsı vakitlerindeki alacakaranlığın, ufuk hizasında farklı konumlarda oluşması ve böylece farklı yeryüzü şekillerine ait atmosfer tabakalarının ışığı farklı kırması ve farklı konumlardaki irtifaların aynı olmaması hassasiyetleri arttıran sebepler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Zaten meseleye son noktayı 1958 yılında, Diyanet İşleri Başkanlığınca yayınlanan namaz vakitlerinin yanlış olduğunu yazan bir köşe yazarına verilen cevap koyuyor. “İmsak vaktine gelince; Yazınızda, ‘gerek İngilizler, gerek Amerikalılar, gerek Fransızlar bu vakti güneşin 18 derece ufkun altında bulunduğu zaman olarak kabul etmişlerdir.’ diyorsunuz. Acaba Hıristiyan olan bu üç millettin imsak vaktinde hangi ibadetleri var ki imsak vakti için böyle bir dereceyi esas olarak kabul etsinler. Böyle yapmış olsalar dahi, İslam hey’etşinasları tarafından mezkûr vakit İslamî kaidelere göre takdir edilmişken bu hususta yabancılara uymak mecburiyeti nereden çıkıyor”?

1958 yılındaki Diyanet İşlerinin verdiği cevap aslında astronomik tan ve fecri sadık ilişkisini sorguluyor. Astronotlar için 18 derece önemli namaz vakitleri de bu 18 dereceye yakın, burada astronomik tan olan 18 derece, fecri sadık kabul edilebilir mi sorusu ortaya çıkıyor.


Ana Konu: http://www.ihyaforum.com/namaz-vakitleri/36987-her-namazin-bir-vakti-her-vaktin-bir-hesabi-var.html

sağol


Namaz Vakitleri

MollaCami.Com