Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Peygamber Aşığı Şairin Vefat Yıl Dönümü

Şair Nabi: (1642-1712). Ünlü bir Divan şairi olan Nabî doğum yeri olan Urfa'da öğrenim gör*dükten sonra 1665'te İstanbul'a giderek Vezir Mustafa Pasa'nın kâtibi oldu.

Musstafa Paşa Padişah IV. Mehmed'in yakın çevresinde bulunduğundan Nabî'nin de sarayla ilişkisi güçlendi. 1675'te ilk ünlü yapıtını, IV. Mehmed'in şehzadeleri için Edirne'de düzenlediği sünnet düğünü şenliklerini anlatan Sur-name'yi yazdı. 1678'de çıktığı hac yolculuğuna ilişkin izlenimlerini Tuhfetü'l-Haremeyn adlı yapıtta topladı.

Nabî, koruyucusu Mustafa Paşa'nın 1686'da ölümü üzerine Halep'e yerleşti. Burada oğlu Ebulhayr için öğütlerle dolu Hayriye adlı ünlü mesnevisini kaleme aldı. O güne kadar yazdığı şiirlerini bir DivariAa topladı. 1710'da yakın dostu olan Halep Valisi Baltacı Mehmed Paşa sadrazamlığa getirilince Nabî' yi de İstanbul'a götürdü. Darphane emirliği, Anadolu muhasebeciliği gibi görevlerde bulunan Nabî bir yandan da resmi ve özel mektuplarını içeren Münşeat'ım düzenledi. Kısa bir hastalıktan sonra İstanbul'da öldü.

Nabî'ye Divan edebiyatında ayrı bir yer kazandıran özelliği, şiirlerindeki bilgece tavırdır. Osmanlı Devleti'nin duraklama döneminde yaşaması, birçok savaşa, yenilgiye, toplumsal yıkıma tanık olması onu bu yönde etkilemiştir. Şiirlerinde ahlakçı bir yaklaşım egemendir. Öbür Divan şairleri gibi duygulara, doğa betimlemelerine hemen hiç yer vermez. Söz oyunlarına başvurmaz. Nabî'nin şiirleri yerel deyimlerle, atasözleriyle güçlendirilmiş mısralardan oluşur. Bu yüzden de "hikemi şiir" denen düşünceye önem veren çığırın öncüsü sayılır.

HATIRALAR:

Şair Nabi,Sultan 4. Mehmet döneminde hacca gitmek üzere bir kısım devlet erkanı ile birlikte yola çıkar.Kafile Medine-i Münevvereye yaklaşmıştır.Vakit gecedir,Rasulullah (s.a.v) efendimize bir an önce ulaşmak özlemi ile Nabi nin gözüne uyku girmemiştir.Fakat kafiledeki bir paşa hem de ayaklarını kıbleye doğru uzatmış,uyumaktadır.

Hz Peygamberin (s.a.v) beldesinde edebe aykırı böyle bir gaflet halini bir türlü hazmedemeyen ve çok üzülen Nabi,içinden gelen bir ilhamla kasidesini bir anda irticalen söyleyiverir.Kafile şafak vakti Medine-i Münevvereye girmektedir.Ravzayı mutahharanın minarelerinden sabah ezanı okunmaktadır. Müezzin,ezanın ardından Türkçe bir kaside okymaya başlar.

Nabi dikkat eder,okunan, kendi kasidesidir.Hemen minarenin kapısına koşar.Müezzine, allah aşkına,okuduğun bu kasideyi nereden öğrendin? Müezzin şöyle cevap verir:

Bu gece rüyamda Efendimiz (s.a.v) i gördüm.Bana dedi ki; ya müezzin kalk yatma! benim ümmetimden bana aşık bir zat benim kabrimi ziyarete geliyor.Muhabbetinden benim için şu kasideyi söylemiştir.İşte bu cümlelerle minareden onu istikbal et; buyurdu.

Bende hemen kalktım abdest aldım; Peyganberimizin iltifatına mashar olan aşık acaba kimdir diye düşünerek minareye koştum.Öğretildiği gibi okudum.Nabi,Rasulullah benim için ümmetimden mi dedi? diyerek sevincinden oracığa bayılıp düşer.İşte o kaside:
SAKIN TERK-İ EDEPTEN

Sakın terk-i edepten kuuy-i mahbub-i hudadır bu
Nazargahı ilahidir,makamı Mustafadır bu
Felekte mah-i nev babusselamın sine-çakıdır bu
Bunun kandili cevza matla-i zıyadır
Habibi kibriyanın habgahıdır fazilette
Tefevvuk-kerde-i arşı cenabı kibriyadır bu

Bu hakin pertevinden oldu deycur-i adem zail
Amadan açtı mevcudat düşçeşmin tutuyadır bu
Murat-ı edep şartıyla gir Nabi bu dergaha
Metafı kutsiyandır cilvegahı enbiyadır bu

AÇIKLAMASI:

Burası Allahın sevgilisinin beldesidir.
Cenabı hakkın nazar buyurduğu ravza-i nebidir.
Bu gökteki yeni ay babusselam kapısının yüreği yanık aşığıdır.
Ayın kandili cevza yıldızı bile ışığının nurunu ondan almaktadır.
Burası,Allah (cc) sevgilisinin ebedi istirahat gahının türbesinin bulunduğu yerdir.
Ve fazilet bakımından cenabı hakkın arşının bile üstündedir.
Bu toprağın ziyasından yokluğun karanlıkları ortadan kalktı,
bütün yaratılmışların görmeyen gözleri açıldı.
Çünkü bu toprak gözlere şifa veren sürmedir.
Bu dergaha edep ölçülerini gözeterek gir.
Çünkü burası meleklerin tavaf ettiği ve peygamberlerin tecelli ettiği bir yerdir.

Bütün bunları nerden mi bildim formda gezerken miladi takvimde var ordan bildim işte : http://www.ihyaforum.com/nisan/19007-10-nisanda-ne-olmus.html


Müslüman Bilim Adamlari

MollaCami.Com