Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ebubekir Er-Razi (865-932)



Hekim ve simyacı Ebubekir Muhammed İbn Zekeriya er-Razi, cerrahide dikiş malzemesi olarak ilk kez hayvan bağırsağını kullanan kişidir. Razi, ilk göz ameliyatı, alkolün tıpta kullanımı gibi pek çok ilklere imza atarak tıp tarihinde sarsılmaz bir yer edindi!

Asıl adı Muhammed bin Zekeriya olan Ebu Bekir el Razi Rey kentinde İS 864 yılında doğmuş ve yine aynı kentte İS 925 yılında ölmüştür. Fizik, felsefe, tıp, kimya alanlarında eserler vermiştir.

Türk ve Acem olduğu konusunda tartışmalar olan Ebu Bekir el Razi, doğduğu şehir olan Rey'de felsefe, matematik, doğa bilimleri ve astronomi eğitimi yaptıktan sonra Bağdat ve başka İslam şehirlerinde öğrenimini tamamladı. Daha sonradan da Tıp öğrenimi gördü. Rey ve Bağdat hastanelerinde başhekim olarak çalışan Razi'nin eserlerinin hemen hemen hepsi Latinceye çevrilmiştir. Tıp alanında yazdığı el-Havi adlı ansiklopedi 17. yüzyıla kadar en önemli başvuru kaynağı olmuştur.

İlk göz ameliyatı, sülfürik asitin keşfi, alkol ve tıpta kullanımı (Antisepsi'nin keşfi), su çiçeği ve kızamığın ilmi esaslarla birbirinden ayrılması, modern kimya ile kimya mühendisliğinin arasındaki geçişin kurulması, allerjik astım üzerine yazılan ilk makale gibi bir çok çalışmayla tanınır.

Ebu Bekir el Razi'nin önemi İslam dünyası içinde ilk defa doğa felsefesini savunan kişi olmasıdır. İS 750 yılından sonra Türk ve Pers kültürlerinin katılmasıyla kozmopolit bir hal alan İslam her alanda ilerleme kaydetmeye başlamıştır. Bu dönemde birçok İslam şehrinde büyük kütüphaneler kurulmuştur. Bunlar aynı zamanda araştırma merkezleriydi. Antik çağa ait birçok kitabın çevirileri yapılmıştır.
Antik çağda Thales'le başlayıp gelişen doğa felsefesinin İskenderiye kütüphanesinin yakılmasıyla kesintiye uğramasından sonra İslam uygarlığı içinde tekrar doğuşu Ebu Bekir el Razi ile olmuştur. Bunun yanı sıra Aristoteles ve idealizm felsefesinin takipçisi Farabi'yi ve idealizm ve doğa felsefesini birleştirmeye çalışan İbni Sina'yı önemli isimler arasında sayabiliriz.

Ebu Bekir el Razi İslam içindeki önemli akımlarla çatışmaya girmiş ve İslam uygarlığı içinde Thales benzeri bir gelenek kuramamıştır. Daha sonraları Moğol istilası ve Haçlı seferlerinin sonucu olarak bu gelişme durmuştur. Bilhassa Moğol istilası bu elde edilen gelişmelere büyük darbe vurmuştur. Sadece Sivas kütüphanesinin yakılmasında 250.000 kitap yok olmuştur.

Bu dönemde İslam uygarlığının en önemli başarısı Budistlerden aldıkları rakamlarla antik dönem eserlerden elde ettikleri geometriyi sentezleyerek analitik geometri ve cebiri geliştirmeleridir. İspanya'daki Endülüs uygarlığı aracılığıyla bilhassa İbni Rüşd ve diğer bilim adamlarının eserlerinin Latinceye çevrilmesi Bertrand Russell'ın deyimiyle Avrupa uygarlığının doğuşu olmuştur.

Tahran yakınlarında kurulan Razi Enstitüsü onun adına kurulmuş olup, doğduğu 27 Ağustos günü her yıl İran'da tıp bayramı olarak kutlanmaktadır.
-------------------------------------
Ebubekir Er-Razi(Muhammed b. Zekeriya) olan Ebubekir Er-Razi Rey kentinde 27 Ağustos 864 tarihinde doğmuş ve yine aynı kentte Haziran 925 yılında ölmüştür. Fizik, felsefe, tıp, kimya alanlarında eserler vermiştir.

Türk kökenli olan Ebu Bekir Er-Razi doğduğu şehir olan Rey'de felsefe, matematik, doğa bilimleri ve astronomi eğitimi yaptıktan sonra Bağdat ve başka İslam şehirlerinde öğrenimini tamamladı. Daha sonradan da Tıp öğrenimi gördü. Rey ve Bağdat hastanelerinde başhekim olarak çalışan Razi'nin eserlerinin hemen hemen hepsi Latinceye çevrilmiştir. Tıp alanında yazdığı el-Havi adlı ansiklopedi 17. yüzyıla kadar en önemli başvuru kaynağı olmuştur.

Ebu Bekir er-Razi'nin önemi İslam dünyası içinde ilk defa doğa felsefesini savunan kişi olmasıdır. İS 750 yılından sonra Türk ve Pers kültürlerinin katılmasıyla kozmopolit bir hal alan İslam her alanda ilerleme kaydetmeye başlanmıştır. Bu dönemde birçok İslam şehrinde büyük kütüphaneler kurulmuştur. Bunlar aynı zamanda araştırma merkezleriydi. Antik çağa ait birçok kitabın çevirileri yapılmıştır. Antik çağda Thales'le başlayıp gelişen doğa felsefesinin İskenderiye kütüphanesinin yakılmasıyla kesintiye uğramasından sonra İslam uygarlığı içinde tekrar doğuşu Ebu Bekir Er-Razi ile olmuştur. Bunun yanı sıra Aristo ve idealizm felsefesinin takipçisi Farabi'yi ve idealizm ve doğa felsefesini birleştirmeye çalışan İbni Sina'yı önemli isimler arasında sayabiliriz. Ebu Bekir El-Razi, İslam içindeki önemli akımlarla çatışmaya girmiş ve İslam uygarlığı içinde Thales benzeri bir gelenek kuramamıştır. Daha sonraları Moğol istilası ve Haçlı seferlerinin sonucu olarak bu gelişme durmuştur. Bilhassa Moğol istilası bu elde edilen gelişmelere büyük darbe vurmuştur. Sadece Sivas kütüphanesinin yakılmasında 250.000 kitap yok olmuştur.

Er-Razi'nin yaşadığı devirde İslam uygarlığının en önemli başarısı Budistlerden aldıkları rakamlarla antik dönem eserlerden elde ettikleri geometriyi sentezleyerek analitik geometri ve cebiri geliştirmeleridir. İspanya'daki Endülüs uygarlığı aracılığıyla bilhassa İbni Rüşd ve diğer bilim adamlarının eserlerinin Latinceye çevrilmesi Bertrand Russell'ın deyimiyle "Avrupa uygarlığının doğuşu" olmuştur.
-------------------------
865-925 yılları arasında yaşamış olan Ebû Bekir er-Râzî, tıp bilimine çeşitli katkılar sağlamış ve bu alanda birçok eserler yazmıştır. Râzî, Platon’dan hareketle tıp bilimini, fizikî ve fizyolojik hastalıkları konu edinen bedenî tıp ve ahlâki hastalıkları konu edinen ruhî tıp (et-tıbbu’r-rûhânî) olmak üzere iki kısma ayırmış, beden sağlığı ile ruh sağlığı arasında ilişki kurmuştur. Ona göre bedenin mizacı, ruh ve nefsin ahlâkına bağlı olduğu için ruhun çektiği elemler, bedende ortaya çıkacak olan fizyolojik belirtilerle anlaşılıp açıklanabilir.
Ebû Bekir er-Râzî’nin üzerinde durulması gereken en önemli yönlerinden biri, tıp ile ahlâk arasında kurmuş olduğu ilişkidir. Râzî, tıp etiği ile ilgili görüşlerini Ahlâku’t-tabip (Hekimlik Ahlâkı) ve Mihnetü’t-tabip (Doktorun İmtihanı) isimli eserlerinde ele almıştır. Her iki eserde de hekim ve hastaların uymaları gereken birtakım prensiplerden bahsetmiştir. Bu noktadaki görüşleri ile Hippocrates ve Calinus’in ortaya koyduğu tıp etiği ilkeleri arasında önemli benzerlikler vardır.

Hoşgeldiniz , değerli katkılarınız için çok teşekkürler kerter.67 kardeşim.Paylaşımlarınızın devamını dileriz :)

teşekkürler zambak.. :)

Paylaşımlar için teşekkürler..


Müslüman Bilim Adamlari

MollaCami.Com