Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Mevdu Hadis Yanılgısı

MEVDU HADİS YANILGISI

Mevdu, lugatta bir yere sonradan konulmuş, uydurma demektir. Yani Peygamber Efendimiz’in s.a.v. mübarek ağzından çıkmayıp birileri tarafından iftira olarak ortaya konulmuş hadis demektir. Bunu iki yol ile anlamak mümkündür.

1. Hadis-i şerifin sahibi olan Peygamber Efendimiz’in s.a.v. “bu benim hadisim değildir” demesi ile anlaşılır.

2. Peygamberliğinin başlangıcından irtihal edinceye kadar Peygamber Efendimiz’in yanında bulunarak, tüm sözlerine ve hareketlerine titizlikle dikkat ederek, ondan aktarılanlar arasında mevdu olduğu söylenen hadisin bulunmaması ile anlaşılır. Bu da neredeyse imkansızdır.


Gerçek (istilahta) Mevdu hadis nedir?

Hadis Usulü’nde müctehid olan bir âlim, bir hadisin mevdu olduğunu ispat etmesi, hadis ulemasının tümü tarafından mevdu kabul edildiği anlamına gelmez.
Çünkü müctehid mevdu olarak nitelediği hadisin sahih olması için kendince gerekli gördüğü şartları taşımadığı için “benim mezhebimin (metodumun) usulünün kaidelerine göre mevdu” demiş olur.
Yoksa o müctehidin mevdu diye hüküm vermiş olması “bu söz Peygamberimizin sözü değildir” anlamına gelmez. Yani hadis-i şerif diye nitelenen bu sözün hadis olup olmadığını, ben araştırmalarım neticesinde doğrulayamadım, o yüzden hüküm çıkarmada (ictihadda) bunu kullanmıyorum demektir.

Bu alime göre bu sözün hadis olmaması, gerçekten hadis olmadığının göstergesi delili değildir.
Hadis Usulü ilminin başka bir müctehidinin aynı hadisin doğru olması için aradığı şartlar varsa “bu söz hadistir, mevdu değildir” diyebilir.

Görüyoruz ki, Mevdu meselesi genel bir hüküm değil, kişisel görüştür.
Ve o görüşler de aklına uymadığı için söylenmiş keyfi söylemler değil, ilmî araştırmalar neticesinde ortaya çıkmış görüşlerdir.

Bir hadisin mevdu olup olmadığına sadece müctehid ve muhaddisler karar verebilir.

Bir hadisin mevdu olduğunu bildiren kişi her şeyden önce, Usul-i Hadis ilminde müctehid olması gerekir.

Bu müctehid, Usul-i hadis ilminin kurallarına göre bir hadisin mevdu olduğunu ispat ederse, söz konusu hadis sadece onun mezhebinde mevdu olur.
Usul-i hadis ilminde müctehid olan başka âlimlerin mezheplerinde mevdu değildir.

Araştırma ve metodlarına göre onun mevdu olmadığına hükmeden âlimler bu hadisleri kitaplarında sahih hadis olarak yazarlar.

Ehl-i sünnet düşmanları ise bozuk yollarını ispat ve kendi kötülüklerini örtmek için birçok hadis-i şerife mevdu demişlerdir.
Mevdu ve Usul-ü Hadis’in ne olduğunu dahi bilmeyen cahiller, Ehl-i sünnet düşmanlarının söylemlerine kanarak birçok sahih hadisi mevdu sanmışlardır.

Yine hiçbir şey bilmeyen ve mevdu’nun gerçekte ne olduğundan bile habersiz olan bazıları ise, işine ve aklına uymayan her şeyi cahilce mevdu saymışlardır.
Fakat ilmî olarak onların sözlerinin elbette hiçbir geçerliliği yoktur.

Kısacası, bir kişinin bir hadise mevdu diyebilmesi için, önce müctehid, sonra muhaddis olması şarttır.
Bu şartlara haiz olmayanların hadisler hakkında ahkam kesmesi sadece cahil cesaretindendir, dikkate alınmaz.

Ve mevdu demek, uydurma demek değildir.
Mevdu demek, müctehid ve muhaddis bir alimin o hadisin kaynağına ulaşamamış olmasından dolayı kendi ictihad usulünde geçersiz sayması demektir.

Uydurma hadislere verilen isim mevdu değil, onlara Hadis-i merdud ve Hadis-i müfteri denilir.


Mezhepler

MollaCami.Com