Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Nezle misiniz? Grip misiniz?

NEZLE ve GRİP (COLD and FLU)

NEZLE
Nezle, virüslerin sebep olduğu ve acil tedavi gerektirmeyen bir enfeksiyon hastalığıdır. Genellikle "rhinovirüsler" adı verilen bir virüs türü nezle yapmaktadır.

Havadan solunarak alınan rhinovirüsler burun mukozasına tutunurlar. Bağışıklık sistemi devreye girerek virüsü vücuttan uzaklaştırmaya çalışır. Virüsleri atma çabasıyla burun akması, hapşırma ve ateş gibi tepkilere neden olur. Vücut virüsten kurtulunca bu reaksiyonlar sona erer.

Toplumda grip ile nezle tabirleri eşanlamlıymış gibi kullanılmaktadır. Oysa bunlar farklı hastalıklardır. Nezle virüslerle meydana gelen bir hastalıktır ve hafif seyreder. Grip ise daha ani başlayan ve sıklıkla ateşin daha yüksek seyrettiği bir hastalıktır. Salgınlar yapar ve yatağa düşürür.

Üst solunum yolunun; burun, boğaz ve soluk borusunun viral bir enfeksiyonudur. Akut olarak meydana gelir. Kuluçka devri 1-4 gündür. Hastalık genellikle burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı ile başlar ve devam eder. Diğer belirtileri ses kısıklığı, öksürük, halsizlik, kas ve eklem ağrısıdır. Ateş genellikle 38°C nin altındadır. Bu belirtiler 7-10 gün sürebilir.

Aşağıdakilerden herhangi biri varsa vakit kaybetmeden hekime başvurunuz.

1- Ateşiniz 38.5'nin üstündeyse
2- Nefes darlığınız varsa
3- Yeşil veya sarı renkte balgam çıkıyorsa
4- Nezle 14 günde geçmediyse.

GRİP

Grip de yine üst solunum yolunun viral bir enfeksiyonudur. Influenza çok yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Kuluçka süresi genel olarak 2-3 gündür. Klasik belirtiler baş ağrısı, yorgunluk, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık ve kuru öksürüktür. Mide bulantısı ve kusma özellikle çocuklarda meydana gelebilir. Ateş çoğu kez 38°C nin üzerindedir. Belirtiler genellikle 2-3 günden sonra hafifler.


İnfluenza virüsleri A, B ve C olmak üzere üç tiptir. Özellikle A tipi grip virüsü dünya çapında salgınlar yapabilirken, B tipi grip virüsü de daha kısıtlı, bölgesel salgınlar yapar. Ancak B tipi grip virüsü ile de daha nadiren ciddi salgınlar görülebilmektedir. Grip virüsü genetik yapısında oluşturduğu küçük veya büyük değişikliklerle kendini değiştirir ve bu sayede insanların bağışıklık sistemi tarafından tanınamayarak tekrar tekrar hastalık yapabilir.

Grip virüsünün genetik yapısında meydana gelen küçük değişiklikler sonucu hemen her yıl bölgesel grip salgınları oluşur. Yaklaşık her 20-30 senede bir ise grip virüsünün genetik yapısında büyük değişiklik oluşur ve yepyeni bir virüs ortaya çıkar ve dünya çapında büyük bir salgına neden olabilir.

Ülkemizde grip salgınları hemen her yıl kış aylarında (Aralık-Mart ayları arasında) görülmekte ve genellikle 3-6 hafta sürmektedir.Gribi diğer solunum yolu hastalıklarından ayıran en önemli özellik, diğer hiçbir solunum yolu enfeksiyonunun bu kadar hızlı bir şekilde yayılıp yaygın bölgesel salgınlar ve hatta zaman zaman tüm dünyada salgın yapamamasıdır. Bu hızlı yayılma özelliği grip virüsünün en belirgin özelliklerinden birisidir.

Grip hastalığı her yaş grubunda tehlikeli olabilmekle birlikte özellikle küçük çocuklar, yaşlılar, kalp yetmezliği, damar hastalığı gibi kalp hastalığı; bronşit, astım gibi akciğer hastalığı; böbrek hastalığı, şeker hastalığı gibi herhangi bir hastalığı olan her yaştaki kişiler, AIDS, kanser gibi bir hastalık veya kemoterapi nedeniyle bağışıklık sistemi yetmezliği olan kişiler grip hayati tehlike oluşturmaktadır.

Grip sonrası gelişen zatürre gribe bağlı gelişen ölümlerin başta gelen nedenidir. Zatürre’ye en sık grip enfeksiyonu sonrası kolayca akciğere ulaşan bakteriler neden olmaktadır ancak grip virüsü de zatürre’ye neden olup ölümcül seyredebilmektedir.

GRİP AŞISI

Grip aşısı inaktive (ölü) bir aşıdır ve her yıl tek doz olarak uygulanması önerilmektedir. Grip aşısı her yıl tek doz olarak uygulanması önerilen bir aşıdır. Grip aşısının her yıl tek doz olarak uygulanmasının nedeni grip virüsünün hemen her yıl genetik yapısını değiştirmesi ve farklı bir virüs olarak ortaya çıkması ve dolayısıyla grip aşılarının da aynı şekilde hemen her sene içeriğinin değişmesidir.
Grip aşısının etkinliği dolaşımdaki virüs tipleri ile uyuma, yaşa ve aşılanan kişinin sağlık durumuna göre değişmekle birlikte %70-90’dır. Sağlıklı erişkinlerin %90’ını hastalıktan korumaktadır. Yaşlılar ve altta yatan hastalığı olan kişilerde gribe karşı koruyuculuk oranı bir miktar azalmakla birlikte grip nedeniyle gelişebilecek komplikasyon ve ölümleri önlemekte etkindir. Yaşlılarda hastaneye yatışları %50-60, ölümleri %80 oranında azaltmaktadır.

Grip aşısının uygulanması için en uygun zamanlar Eylül-Ekim-Kasım aylarıdır. Ancak salgınlar Mart-Nisan aylarına kadar devam edebildiği için hastalığı geçirmedikçe ve aşı bulunabildiği sürece Ocak-Şubat ayları ve sonrasında da aşı uygulanabilmektedir.

Grip aşısından sonra kesin koruyuculuğun başlaması için en az 10-14 günlük bir süre gerekmektedir.



Nezle ve Grip Farkı

Belirtiler Nezle Grip
Ateş Nadir 38-39° C

Baş ağrısı Naidr Sürekli

Genel vücut ağrısı Az Genellikle

Yorgunluk Hafif 2-3 hafta

Tıkalı burun Genellikle Bazen

Hapşırma Genellikle Bazen

Boğaz ağrısı Genellikle Bazen

Öksürük Nadir Genellikle

Soğuk iki ayrı şekilde üst solunum yolları enfeksiyonunun oluşumunda rol oynar:

-Bu yollardan ilki soğuk havanın hastalıklara karşı direnci azaltması
-İkincisi ise burun içindeki gibi üst solunum yollarını kaplayan dokularda refleks olarak kasılmaya yol açması. Üst solunum yollarını kaplayan dokulardaki kasılma, sinüs boşluklarının burun içinde açılan deliklerin daralmasını sağlar.
Kışla birlikte soluduğumuz havadaki ideal nem miktarı yüzde 45’lerden yüzde 15’lere kadar düşer. Bu, burun içinde bulunan dokulardaki suyun kurumasına ve hastalığa neden olan etmenlerin daha kolay üremelerine yol açar.

Nem miktarının artması da burun içindeki dokularda buharlaşmaya engel olarak, dokularda şişmeye ve burun tıkanıklığına neden olur. Bütün bunlar nezle ve sinüzit gelişimini kolaylaştıran faktörlerdir."

Hava sıcaklığındaki hafif değişikliklerin nemli havalarda daha fazla hissedilir. Solunum yolları buna bağlı olarak soğuğa karşı daha fazla reaksiyon gösterir. "Burun tıkanıklığına yol açan deviasyon (burun bölmesini oluşturan kemiğin eğriliği), burun etlerinin büyümesi, özellikle çocuklarda geniz eti bulunması nezle ve sinüzit gelişimini artırır.

Ayrıca, alerjik sinüzite bağlı polipler ve geçirilmiş ameliyatlara bağlı burun içindeki yapışıklıklar, hastalık gelişimini kolaylaştıran diğer faktörlerdir."

TEDAVİ

Antibiyotikler viral enfeksiyonlarda etkili değildir. Kullanılmasının bir yararı yoktur. Antibiyotiklere ancak bakterial komplikasyonlar (sinüzit, orta kulak iltihabı v.s) geliştiği zaman ihtiyaç vardır. Ağrı kesiciler, ateş düşürücüler ve antihistaminikler şikayetlerin azalmasında yardımcı olur. (rutin olarak aspirin kullanılması tavsiye edilmez)

Soğuk algınlığınızın iyileşmesini beklerken alınması gereken önlemler ;
-Ilık ve rahat ortamda bulunun, ağır fizik aktivitelerinden uzak durun. Dinleniniz.
-Ateş ve diğer belirtilerin ağır seyrettiği durumda yatak istirahati yapın.
-Mukusu yumuşatmak, drenajı sağlamak ve kaybolan sıvıyı tekrar kazanmak için günde en az 8 bardak sıvı alın.
-Nemlendiriciler ve su buharı kullanılarak çevrenin nemini arttırın, çevrenin nemini arttırmak göğüs tıkanıklığının kaybolmasına yardım eder.
-Sigara içmek boğaz tahrişi ve öksürüğü arttırır. Kesinlikle sigara içmeyin.
-Boğaz ağrılarını azaltmak için ılık, tuzlu su ile gargara yapın.
-Hastalığın şiddetini ve uzamasını önlemek için Vitamin C kullanın.

KORUNMA

-İdeal çevre şartları, çok fazla değişiklik göstermeyen hava sıcaklığı ve temiz hava hastalıklara karşı olan direnci artırıyor.
-Hastalık elle temasla da bulaşabilir. Bu nedenle hasta kişi bulaşmayı önlemek için sık sık ellerini yıkamalıdır. Ayrıca hasta kişi ile sağlıklı kişi mümkün olduğu kadar tokalaşmamalıdır.
-Hasta sık sık kağıt mendil kullanmalı, hastanın havlu ve bardağı müşterek kullanılmamalıdır.
-Genellikle üst solunum enfeksiyonlarının hep solunum yoluyla bulaştığı düşünülür ama el yıkamak da bu tür enfeksiyonlardan korunmakta çok önemli, unutmamak lazım.”

SOĞUK ALGINLIĞINI tamamen önlemek zordur ancak riskinizi azaltmak için şunları yapın;
-Hasta olan insanlarla teması her turlu önleyin Özellikle en çok mikrop saçtıkları ilk üç günde ellerinizi sık sık yıkayın, özellikle de hasta olanlara dokunduktan sonra; hasta olanların dokundukları şeylere siz de dokonduktan sonra yıkayın.
-Ellerinizi, parmaklarınızı burun ve gözlerinizden, ağzınızdan uzak tutun.

HASTALIĞINIZI BAŞKALARINA BULAŞTIRMAMAK İÇİN:
·Öksürürken aksırırken, hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu atılan kağıt mendille kapatın
·Öksürdükten hapşırdıktan sonra ellerinizi su ve sabunla yıkayın.
·Burun akıntısının çok yoğun olduğu dönemde hasta toplu yerlerden uzak kalmalıdır.
·Grip olma riskini azaltmanın bir yolu da grip aşısıdır.


GRİP AŞISININ ÖNERİLDİĞİ DURUMLAR

Kronik kalp ve akciğer hastalığı olan yetişkinler ve çocuklara (astımlı çocuklar da dahil)
Kronik metabolik hastalıklar (diyabet gibi) böbrek hastalığı , bağışıklık sisteminde yetersizlik, kan hastalıkları nedeniyle bir önceki yıl düzenli tedavi gören veya hastanede yatanlara,
Uzun süreli asprin tedavisi gören çocuklar ve gençlere (6 ay-18 yaş arası)
65 yaş ve üzerindekilere
Toplu halde yaşayanlara
Risk grubundaki kişiler: doktor, hemşire, hastabakıcı, kreş ve huzur evi çalışanları.


GRİP AŞISININ UYGULANMADIĞI DURUMLAR

Grip aşısı, yumurta veya grip aşısının birleşenlerine karşı allerjisi olanlara uygulanmamalıdır.(Grip aşısı: tavuk embriyolarında üretilen inaktif virüslerden oluşur.)
Ateşli bir hastalık geçirmekte olanlar, belirtiler yok olana kadar aşılanmamalıdır




Yararlanılan kaynaklar: neseeczanesi.com
bakkal.org
Ankara üniversitesi biyoloji bölümü Prof. Dr Gönül Dönmez-Viroloji
asidanisma.com


Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

MollaCami.Com