Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Gittin



Gittin...

Ben, arkandan sadece baktım.

Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...

"Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.

Gidersen sönecek içimdeki ateş

ve bir daha hiç kimse yakamayacak.

Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi

O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana.

Konuşamadım...

Gittin...

Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım

Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu

bacağımı bu kadar acı duymazdım.

Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.

Ağlayamadım...

Gittin...

Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa

Tutkum seninle yaşamak, tutkum canda erimek,

tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.

Anlatamadım...

Gittin...

Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden

Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?

Ürperdin yine biliyorum.

Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini

Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.

Tutamadım.

Gittin...

Bir yıkım gibiydi gidişin

Sen adım adım uzaklaşırken benden

Çöküp kaldı bedenim olduğu yere

Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti

Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.

Kalkamadım...

Gittin...

Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum

Hazırdım gidişine,

Kaçak zamanları yaşıyorduk

Zaman bitecek ve sen gidecektin

Bense, gidişinin ertesi günü

Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.

Başlayamadım...

Gittin...

Bir şey söyledin mi giderken?

"Kal" dememi istedin mi?

Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi?

"Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi?

Beynim öylesine uğulduyorduki.

Duyamadım...

Gittin...

Nereye gittiğin önemli değildi

Binlerce kilometre uzakta da olsan,

iki metre ötemde de farketmiyordu.

Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.

Kurtulmalıydım senden,

bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.

Kurtulamadım...

Gittin...

Unutulanların arasına katılmalıydım

Anıları bir sandığa koyup

hayatı bir yerinden yakalamalıydım.

Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.

Yapamadım...

Gittin...

Bir okyanusun ortasında

tek küreği kaybolmuş sandalda

Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.

Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,

Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,

Bil ki; seni Unutamadım...



Yaşlı,koca çınar ağacının gölgesinde,
Saatlerce bekledim seni...
Tam söylediğin saatte geldim,
Yani her zamanki gibi hiç geç kalmadım...
Güneş tam tepedeydi benim geldiğim vakit,
Ama şimdi hüzünlü bir şekilde boynunu bükmekte...
Yoksa gelmeyecek misin ?

Bu koca çınar ağacı taşıyamaz olmuş dallarını,
Yaprakları sararmış,gövdesi çürümüş...
Ilık ılık esen rüzgarlar yerini sert rüzgarlara bırakmış..
Kuşlar yuva yapmış, yavruları bile olmuş,
Seninle son buluşmamızdan sonra...
Yavrular büyümek üzereydi benim geldiğim vakit,
Şimdi neredeyse göç edecekler uzak diyarlara...
Yoksa gelmeyecek misin ?

Anlaşıldı sen gelmeyeceksin,
Vakit akşama dönmekte zaten,
Gün devriliyor bir yerlerde yine,
Boşuna mı acaba bekledim o kadar saat,
Yada boşuna mı umutlandım yaprakların hışırtısında....
Bir gölge görür gibi olmuştum geldiğim vakit,
Gölgeler yerini geceye teslim etmekte şimdi...
Yoksa gelmeyecek misin ?

gittin..
bir daha arkaya bakmaksizin cekip gittin..
bugün hasretinden agarmis saclarim
sana kosmaktan bükülmüs belimle
oturmus penceremden
ufuklarda seni izliyorum..

sen gittin..
dönmeyesiye..
bir elvada bile etmeden cekip gittin hayatimdan
simdi sensiz yapayalniz
gidisinle gülümseyen dudaklarimi kemirmekteyim..
her ayrilisini dört gözle bekleyen gözlerimden akan yaslari silmekteyim

evet sen..
sen beni terk edip gittin
biraktin buralarda agarmis saclarim
bükülmüs belimle yapayalniz..

simdi gözlerim
beni birakip giden sen ey gencligim
ihtiyarlimin sessizce gömüp üzerine adimi yazacagi
iste o mezar tasinda

piri reis....

paylaşım için teşekkürler ellerine sağlık..

Ellerinize,yüreklerinize sağlık.



Efsunuma :D

Öyle içimdesin ki...

Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var.

Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.

Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu, diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?

Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.

Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.

Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.

Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başında içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.

Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Gözleme Açarken Nasıl Bağırdığını. Elini kesen kadına nasıl kızdığını. Ama yinede bir melek olduğunu tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.

"Yine zamansız yağmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları" dedim, "Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum.

Neler yazmışım diye merakımdan.

Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum.
Mektup cebimde.
Cebim yüreğime yakın.
Yüreğim sende.
Sen yüreğime yakın.
Öyleyse mektup sende...

Efsunuma...

Gitsekte, kalsakta yürekler bir. Bizim sevdamız dünyalık değil, ebediyete talibiz. Hem gidiş varsa yalnız göndermem ;D üzülme. Seslen gelirim...

Gitmedim ki...

Gittiğini sandığın
Ben
Beni bulduğun yerden hiç gitmedim ki
Yine bulasın diye... ::) ::) ::)

katkı için tşk..piri reis..

Sevdam12....
gerçek sevdam..
ahiretLiğim...
''vakit geç oLmuş,dönüLmez yoLmuş,yürek ßin pişman''
sen eLinden geLdiğince geLmemeye çaLış..götürmek isterim ama....ciğer yakan ßir ayrıLık..gidenin de, kaLanın da yanıyor ciğeri..

EftaL..ßurdasın :)
ßenim için geLdin,ßenim ,ßenim :D
ama ßen giderken sen geLme..senin için çook erken..ßiri kaLmaLı ki..duaLarda... anıLarda..kaLanLarLa..

Ya arkadaşlar birileri bir yerlere mi gidiyor yoksa...ama olmaz olamaz bu üçlü ayrılamaz.... :'( :'(

havada daki bu ayrılık hasret kokusuda nerden çıktı? hasretinizi bırakıp gitmeyiniz lütfen...


hasretinizi bırakıp gitmeyiniz lütfen...


:)

Şiirin geri planında görülen genç hanım profilinin; siteye yakışmadığını düşünüyorum...


Şiir

MollaCami.Com