Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
evlilik yaşı neden büyüdü?
Türkiye toplumu gerçekten de İslamı çok yarım,samimiyetsiz yaşıyor.ben bu yazıda bunun en çarpıcı ve aslında çok önemli bir örneğini ele alacağım.
bu satırları yazarken islami kesimden birinin yazmış olduğu evlilik yaşıyla ilgili bir metni okumanın öfkesini taşıyorum.aslında o yazı günümüz türk müslümanlarının anlayışının çok somut bir örneği.demiş ki arkadaşımız : "erkeğin evlilik sorumluluğunu üstlenecek kıvama gelmesi yirmibeş yaşından önce zordur gerçekten de. Hele bizim gibi bağımlı özellikleri olan, gençlerin bile çocuk muamelesi gördüğü bir toplumda, bu yaşı otuza bile taşıyabiliriz. Ancak geç evlenmenin erkekler için bazı hatalara düşme riskini arttırdığını da unutmamak lâzım.Bayanlar ise çok daha erken dönemlerden itibaren evlilik ve anneliğe hazır gibidirler. Dolayısıyla günümüzde genel kabul gören ortalama olan yirmi yaş civarı mantıklı sayılır."
ben size bu anlayışın kaynağını söyleyelim.çünkü erkeklerimiz çok affedersiniz babası,amcası,dayısı olur bir aile büyüğü tarafından 16 yaşlarında "milli olmak" için ellerinden tutulup malum kadınların mekanlarına götürülüyor.istedikleri gibi yaşıyor.tabii böyle olunca bizim ikiyüzlü türk toplumumuzda evlilik yaşı çıkıyor 30a,ama kadın için 20de kalıyor.neden biliyor musunuz?bizim ikiyüzlü erkeklerimiz el değmemiş kız istiyorlar çünkü.sanki Yüce Allah Nur suresi 3. ayette "Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikahlayamaz; zina eden kadını da zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlayamaz. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır." buyurmamış gibi. sonra da bu duruma bir güzel kulp takmak için "erkekler 25inden önce olgunlaşamaz da kadınlar 20sinde evliliğe hazır hale gelir" diye bir genelleme ortaya atıyorlar,bizim süper(!) islami kesimimiz de bunu duyup içselleştiriyor.
sonra bizim gençlerimizden hanefi olanları kendi başlarına nikah kıydıklarından kınanıyor,hanefi olmayanlar birini sevince kıvranıyor ama bir kişi de çıkıp hooop aileler neden bu kadar büyüttünüz evlilik yaşını demiyor
siz de çocuklarınıza bu işkenceleri çektirmek istemiyorsanız toplumun size dikte ettiği genellemelerden sıyrılarak bu yazımı okuyun lütfen.
İslâm dini, evliliği tavsiye ettiği gibi, evlilik çağında olanların evlenmesine yardımcı olunmasını da öğütlemiştir. Bu tür yardımı, anne ve babaların görevleri arasında saymıştır. Dinimiz, bülûğ yaşını aşmış ve yeterli olgunluğa erişmiş, evlenme konusunda dinin hükümlerini öğrenmiş olan kız ve erkeklerin genç yaşlarda evlenip yuva kurmalarını ister. Böylece gençliğin, kontrolü zor istek ve arzuları, helâl yolda tatmin olacaktır. Bugün Batıda, tarihe karışmak üzere olan evlilik kurumunun, çoğunlukla otuz yaşın üzerinde oluştuğunu görüyoruz. Batıyı tüm olumsuz konularda örnek almaya çalışan ülkemizde de, artık gençler 20 yaş civarını bile evlenme yaşı olarak görmüyorlar. Genç yaşta evlenmek isteyen bazı müslüman gençler de her türlü israf ve zorluklarla kaplı engelleri aşıp kolay yolla yuva kuramıyorlar. Böylece ahlâksızlığın önü açılmış oluyor.
O yüzden ey bu ülkenin en azından namazını kılan,dini gereklerini yerine getirmeye çalışan kesimi! evlilikle ilgili kafanızda dini yaşamları olmayan insanların oluşturduğu anlayışları silin.Dini yaşamı olan insanların çabuk olgunlaştığını ,dinin gerçek anlamıyla yaşandığında zaten insana verdiği sorumluluklarla onu yetişkin yaptığını unutmayın. Bilirsiniz ki İslamda mükellefiyet ergenlik çağıyla yani ortalama 14 yaşında başlar.peki bana söyler misiniz sizce evlilik sorumululuğu mu daha ciddidir yoksa dini sorumlulukların bütünü mü? peki Yüce Allah bir insanı bu yaşta Cennet - Cehennemle imtihan ederken "olgunlaşmamış" demiyor da evlilik gibi bir konuda biz nasıl 20 yaşındaki insanları mükellef göremeyebiliyoruz? bu İslamla bağdaşır mı?
lütfen,dinimizi yaşayacaksak onun görüşlerimizi de şekillendirmesine izin verelim.ekonomik çıkarlarımıza yaradığı için böyle söylemleri içselleştirmeyelim.çocuğumuz dini açıdan evlenmesine yeterli biriyle karşınıza gelip de evlenmek isteyebilsin,bunu isteyince de lütfen nefsimizle değil dinimizle düşünelim...