Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Rabıtaya Şirk ve Küfürdür Diyen Aşırılar

Rabıtaya Şirk ve Küfürdür Diyen Aşırılar

Rabıta konusunda birbirine zıt fetvalar, görüşler var. Bazıları rabıtanın şirk ve küfür olduğunu, yapanın müşrik ve kafir olacağını, kanının heder, malının helal olduğunu iddia edecek kadar ileri gidiyor.

Rabıta sadece Nakşilikte değil, diğer tarikatlarda da vardır.

Rabıta nedir?.. Bir veliye, alim sâlih ve taqvalı bir zata, kamil bir mürşide bağlanarak, onu düşünerek, onun gibi iyi bir Müslüman olmak, onun vasıtasıyla Resulullah Efendimize manen ulaşmak demektir ki, bunda hiçbir sakınca yoktur.

Bir Müslümanın Efendimizi (Salat ve selam olsun ona) düşünmesi, ona biatli ve itaatli olması, onunla arasında kopmayan bir bağ bulunması, bütün işlerinde "Efendimiz ne der, nasıl yapmamı ister, bana ne tavsiye eder" demesi gerekmez mi?

Rabıta dolayısıyla milyonlarca Müslümanı şirk ve küfürle suçlayanlar ne kadar fanatik ve dar görüşlü insanlardır.

Ehl-i Tevhid ve Ehl-i Kıble olan bir Müslümana müşrik ve kafir derken vicdanları hiç sızlamıyor mu?

Mü'mini tekfir edenin kafir olacağı kuralını bilmiyorlar mı?

Kimdir bunlar?

Mezhepsizler... İbn Teymiye'nin peşinden giden Selefîler... Vehhabîler...

Vehhabîlere kalırsa dünyadaki Müslümanların yüzde 90'ı müşrik ve kafirdir.

Onlar mevlid okumayı, Delail-i Hayrat kitabı okumayı, tesbihi, kabir yapmayı, mevtaların mezarlarına taş dikmeyi ve daha nice şeyi de bid'at sayarlar.

Ellerinden gelse Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) türbesini de yıkıp düzlemek isterler. Allah fırsat vermesin.

Onlar tasavvuf ve tarikat evliyasına evliyauşşeytan derler.

Şeyh-i Ekber hazretlerine Şeyh-i Ekfer derler.

Kimseye zorla filan şeyhe rabıta yapacaksın diyen yok. Yapanlara kafir ve müşrik demek ayıptır, günahtır, bühtandır.

Rabıta konusunda olumsuz fetva verenler gırtlaklarına kadar bid'atlere batmıştır.

İslamda kader yoktur diyen bid'atçi kişinin rabıtaya şirk ve küfür demesine şaşılmaz.

Ehl-i Sünnet Müslümanları böyle kimselerin saçma sapan ictihadlarına ve fetvalarına kulak asmamalıdır.

Evliyaullahı, kamil mürşidleri, rabbanî muttaqi ulemayı, gerçek şeyhleri sevmek, onlarla rabıtalı olmak ne güzel şeydir.

Onlar ilimleri, irşadları, öğütleri ile insanları Resulullah Efendimize mânen ulaştırır. Resulullah Efendimize ulaşan kimse zamandan ve mekandan münezzeh olan Allahü Teala ve Tekaddes hazretlerine manen ulaşmış olur.

Farmason Afganîyi imam kabul edenlerin Ehl-i Sünnet tasavvufundaki rabıtayı karşı olmalarına pek şaşmamak gerekir.

Onlar da Afganîye rabıta yapıyorlar.

İhtilaflı bir konuda doğru karar verebilmek için lehte ve aleyhte olanları dinlemek gerekir.

Rabıta aleyhinde olanların bütün itiraz ve iddiaları çürütülmüştür.

Bir tarikata mensup olsun veya olmasın, bütün Müslümanların gerçek ulemaya, gerçek fukahaya, kamil mürşidlere, gerçek din imamlarına (ulularına) ve onlar vasıtasıyla Resul-i Kibriya Efendimiz hazretlerine rabıtalı olması gerekir.

Peygambere rabıtalı olan, ona biat ve itaat eden mü'min kişi Alemlerin Rabbine manen ulaşmış olur.

Uyanık olduğumuz bütün zamanlarda hep Resulullah Efendimizi düşünmeli, ona sormalı ve danışmalıyız.

Tatile gidiyoruz. Üç yıldızlı mı, beş mi, yedi yıldızlı otelde mi kalalım, sormalıyız. Bizim şahsî ilmimiz, kültürümüz, firasetimiz yetişmez; Efendimizin bu devirdeki varisleri, vekilleri, halifeleri olan icazetli gerçek ulemaya, icazetli gerçek fukahaya, kamil mürşidlere, gerçek şeyhlere sormalıyız.

Hem ilmimiz yetersiz, hem irfanımız... Kendi heva ve hevesimize tabi olursak, şeytanı şeyh ediniriz de haberimiz olmaz.

İmanımızı yitirmek felaketine ve bedbahtlığına düşmek istemiyorsak; reformcu, aykırı, bid'atçi, dall ve mudil, gulüvve sapmış, mü'mine kafir ve müşrik diyen bozuk kimselerden uzak duralım.

Mehmet Şevket Eygi
araştırmacı yazar


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com