Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Üzücü Kahredici Haberler

Üzücü Kahredici Haberler

Dünyanın her yerinden Müslümanlar için çok kötü, çok üzücü haberler geliyor.

Suriye'deki Sünnî kıyımı bütün hızıyla devam ediyor.

Hiçbir medenî düşman ordusu, saldırdığı ve işgal ettiği bir ülkenin sivil halkına, çocuklarına, kadınlarına, ihtiyarlarına bu zulmü, bu katliamı yapmaz.

Türkiye Müslümanları buna elbette üzülüyor ama bu üzüntü yeterli değil.

Bizde mezhep taassubuyla, Esed rejimini alkışlayan ve destekleyenler de var.

Birmanya'nın kuzeyindeki Arakan eyaletinin Müslüman halkına karşı (eskiden de müzmin bir şekilde vardı ama şimdi bin kat kanlı ve vahşi) korkunç bir kıyım başlatıldı.

Türkiye Müslümanlarının çoğu Birmanya nerede, Arakan Müslümanları kimlerdir, orada ne gibi facialar oluyor gibi sorularla pek ilgilenmiyor.

Yurt içinde de facia üstüne facia, rezalet üstüne rezalet...

Başı örtülü Müslüman bir kadın vatandaş, orduevindeki düğüne alınmadı, kapıdan geri çevrildi.

Sıcaklarla birlikte ahlaksızlık, fuhuş, edepsizlik, densizlik sokaklara, meydanlara, Kültür Parklarına taştı.

Uyuşturucu ticareti, kaçakçılığı tam gaz...

Haram, kara, necis, nârî paralarla yapılan azgınlıkların ve çılgınlıkların haddi hesabı yok.

Trafik kazaları anormal şekilde arttı.

Günde altı milyon ekmek israfı devam ediyor.

Besin maddeleri ve içeceklerdeki kimyevî maddeler...

Evcil domuz, yaban domuzu, eşek eti, at eti...

Kemiklerin makinalarla un haline getirilmesi ve et ürünlerine katılması...

Tavuk yağları, tavuk derileri, tavuk döküntüleri...

Kanserojen soya unları...

Boyalı ve kimyalı ekmekler...

Herhangi bir hafta geçmiyor ki, yurdun değişik bölgelerinde uyarıcı depremler olmasın. Medya ve halk eyvah diyor, 24 saat sonra unutuyor.

Yunanistan bundan birkaç yıl önce zenginlik içinde keyif çatıyor, vur patlasın çal oynasın oh kekâh keyfine bakıyordu.

İspanya da öyleydi.

Bugün ikisi de iflas etmiştir.

Rahimlere düşmüş çocukların kürtajla öldürülmesi konusunda çağdaş bayanlar fırtınalar kopartıyor, bedenimiz ve fercimiz bizimdir, içimizdeki çocuğu elbette öldürebiliriz, bu bir hürriyettir feryatları yükseliyor.

Her iki taraf da kriz mriz yoktur, âsâyiş berkemâldir, kriz var diyen fitnecidir diyor ama vahim bir kriz ve çekişme olduğunu herkes biliyor, görüyor.

Milyonlarca Müslüman gaflet içinde.

Yaz sıcakları başladı... Tuzu kuruların keyifleri yerinde...

Ramazan yaklaşıyor... Ramazan fuarları... Ramazan eğlence ve şenlikleri... Ramazan geceleri göklere atılacak rengarenk fişekler... Ramazan pideleri susamlı mı olsun, çörek otlu mu?... Camilerde Ramazan'a hummalı bir hazırlık... Yeni klimalar, 100 küsur desibel bağıran hoparlörler...

Bakalım bu sene de, bazı camilere yatsı ve teravih namazında erkek cemaat sokmayıp, otobüslerle kadın cemaat getirecekler mi?

Ramazanda bazı tv kanallarında nice İbn Sebe', Lawrence, Hempher reformculuk yapacak, bol keseden bozuk saçma sapan ictihat ve fetvalar yumurtlayacak.

Hatırlıyor musunuz, geçen Ramazan bir grup reformcu dinimizde teravih namazı yoktur, imsaktan sonra da bir müddet yenilebilir, güneş batmadan oruç açılabilir diye nümayiş yapmışlardı. Sultanahmet parkına gidip akşam ezanı okunmadan önce iftar etmişlerdi.

Önümüzdeki Ramazan'da da zekatların büyük kısmı Kur'ana, Sünnete, fıkha, Şeriata aykırı olarak toplanıp sarf edilecektir. Cerru yecirru...

Büyük camide teravih namazı kılınıyor, yanındaki İslamî kitap fuarındaki Müslüman kalabalık camideki cemaatten fazla...

Bir kısım halk yolsuzluklar dolayısıyla çok ağlıyor, sızlıyor. Niçin? Biz niçin pay alamıyoruz bu hân-ı yağmadan?...

Ramazan'a nasıl hazırlanıyoruz?..

Bu sene kaç çeşit ve kaç milyon adet faydalı, bilgilendirici, uyarıcı İslamî broşür dağıtacağız?

Adana'da bundan birkaç ay önce açlık, yoksulluk, çaresizlik, sekiz aydır ödenmemiş ev kirası yüzünden intihar eden tesettürlü 26 yaşındaki annenin yetim bıraktığı iki çocuk önümüzdeki Ramazan'ı acaba nerede ve nasıl geçirecek?

Ramazan'da yine beş yıldızlı içkili çıplak hatunlarla dolu lüks otellerin lüks restoranlarında beyne'l-edyan (dinler arası) neşeli, muhabbetli, can ciğer kuzu sarması papazlı, patrikli, hahamlı, monsenyörlü, pastörlü, zangoçlu iftarlar verilecek.

Böyle lüks iftarlara niçin Mason üstad-ı azamlarını çağırmıyorlar?

Birkaç Mason üstadı çağırsalar cümbüş tam olurdu!

Mehmet Şevket Eygi
araştırmacı yazar


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com