Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Gerekeni yapıyormuyuz?

Yoğun Bakım Ünitesi'ndeki monitörlerin her birinden değişik sesler çıkıyordu. Altı yaşındaki uzun kara saçlı melek yüzlü kız çocuğunun saçları b eline kadar uzanıyordu, henüz uykuya dalmış izlenimi veriyordu. Oysa kollarındaki serumlar, ağzından çıkan ve kendisini solunum makinesine bağlayan plastik tüp ölümün ne kadar yakınında olduğunu acı bir şekilde adamın yüreğine işliyordu. Yavaşça göz kapaklarını araladı çocuğun adam, gözlerinin akı, sapsarı idi çocuğun. Bir süre saçlarını okşadı adam küçük kızın, ne kadar da benziyordu kendi kızına...

Yoğun bakımdan çıktı adam, işte en korkuncu da buydu, hem kendi duygularını kontrol edecek hem de altı yaşındaki uzun kara saçlı, başında dolanan ölüm bulutlarını dağıtmaya çalışacaktı. Gözlerindeki sönmüş yaşam ışığını yeniden canlandırması gerekiyordu. Babası ile gözgöze geldiler güzel kızın, babasının bakışlarında acı, endişe ve korku vardı. Yutkundu adam artık kendisi olup 'iş'ini yapması gerekiyordu.

Karaciğeri tamamen iflas etmiş kızınızın dedi adam, saatler içinde karaciğer nakli yapılması gerekiyor. Hastaneden çıktı, hava serindi, yıldızlar serpilmiş gibiydi gökyüzüne, bir sigara yaktı.
Kısa bir süre geçmişti ki cep telefonu çaldı, telefondaki ses beyin ölümü gelişmiş bir gencin ailesinin organlarını bağışladığını söylüyordu. Kan grubunu sordu adam yüreği sıkışarak, uzun kara saçlı kızın kan grubuyla aynıydı. Bu ülkede yaşanan nadir mucizelerinden biri gerçekleşiyordu.

Babanın yanına döndü adam, iki saat içinde tüm organ nakli ekibi ameliyathanedeydi. Bağışlanan karaciğer ikiye bölündü, bir kısmı gözlerindeki yaşam ışığı, sönmeye yüz tutmuş uzun kara saçlı kıza nakledildi. Ameliyat başarılı geçmişti. Adam ameliyattan sonra bir koltuğa çöktü, sanki bütün dünya omuzlarına çökmüştü, henüz her şey bitmemişti. Ameliyathanenin kapısında baba bekliyordu, gözlerindeki acının yerini umut almıştı babanın, ter içindeydi; nasıl geçti diye fısıldadı baba, iyi ama henüz her şey bitmedi 'ilk adımı attık' dedi adam.

Günler geçti uzun kara saçlı kız önce gözlerini açmaya başladı, sonra tek tük kelimeler... Ve ilk cümlesi 'karnım acıktı' oldu. Adam küçük kızı her gördüğünde aynı cümle beyninde yankılandı durdu 'Aslolan hayattır',

Bir ölümden bir yaşam çıkarılmıştı. Uzun kara saçlı kızın gözlerinde yaşamın o müthiş ışığı parlıyordu artık. Adamın gözleri bu ışıktan kamaşıyordu her defasında ama bir türlü o dizeleri unutamıyordu:

Bir çocuk ölüp de çıktığında gökyüzüne,
Ve bir yağmur damlası olup düştüğünde camlarınıza,
Soracaktır hepinize,
Yaptınız mı gerekeni?
Gerekeni yaptınız mı!..

Ve hiç aklından çıkmayan bu soruları soruyordu kendisine ve sormak istiyordu herkese adam 'Gerekeni yapıyor muyuz?'

prf.dr. Alper Demirbaş

(Hacettepe üniversitesinden mezun olduktan sonra organ nakli cerrahisi konusunda uzmanlaşmıştır.Başkanlığını yaptığı Akdeniz Üniversitesi Organ nakli Merkezi, 2005 ve 2006 yıllarında Avrupada en çok böbrek nakli ameliyatı yapan merkez olmuştur.bu sayı 2007 itibari ile katlanmış ve dünyada 1. sırayı almıştır.)

teşekkrürler çok güzelmiş...

Teşekkürler ;)


Teşekkürler ;)


Serbest Kürsü

MollaCami.Com