Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Seveni sevilene ulaştırın

SEVENİ SEVİLENE ULAŞTIRIN

Câbir bin Abdullah r.a. anlatıyor:
Bir gün bir bedevî, Hz. Ali r.a.’ın yanına gelmişti. Selam verdikten sonra şu suali sordu:

“Ya Emîra’l-Müminîn! Hz. Ebû Bekir r.a. cennette midir, değil midir?”

Hz. Ali r.a. bu münasebetsiz sorudan fazlasıyla üzülmüştü. Dedi ki:

“Ensâr ve Muhâcirîn’den hiç kimse, Hz. Ebû Bekir r.a.’ın cennetlik oluşundan şüphe etmemiştir.
Ey Bedevî Arap! Resûlüllah Efendimiz s.a.v. onu babası yerinde tutardı. Yıldızlar dünyayı nasıl ışıtıyorsa, Hz. Ebû Bekir de cenneti öyle parlatacaktır. Âhirette Hz. Ebû Bekir’in nûrundan parlamayan hiç bir köşk, saray, binâ ve oda kalmayacaktır. Cennet halkı, ‘Ey cennetin bekçisi Rıdvân! Bu ışık nereden geliyor?’ diye soracaklar. Rıdvân da, ‘Bu nûr Hz. Ebû Bekir’in nûrudur diye cevap verecek.”

Hz. Ali r.a. bunları anlattıktan sonra, sözlerini şöyle bağladı:

“Ey Bedevî Arap! Hz. Ebû Bekir r.a. vefâtına yakın günlerde bana ‘Ölümüm yaklaştı. Öldüğümde, Resûlüllah s.a.v.’in mübârek vücûdunu yıkadığın ellerinle beni de yıka! Sonra tabuta koyup Ravza-i Mutahhara’ya götür! Ey Allâhın Resûlü! Ebû Bekir kapıdadır, izin istiyor de! Şayet kapının kilidi anahtarsız açılırsa, beni Fahr-i Âlem s.a.v.’in arka kısmına gömün. Kapı açılmaz ise, Cennetü’l-Bakî’ye gömün.” buyurdu.

Vasiyetini aynen tuttum. Onu Ravza-i Mutahhara ya getirdim. Kapının kilidi açıldı.

“Seveni sevilene ulaştırın” diye bir ses duydum. Böylece oraya defnettik.”

paylaşım için teşekkürler kardeşim

rica ederim..:)


Sahâbe-i Kirâm

MollaCami.Com