Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Lisan ve Düşünce

BİR Türkiyeli hangi lisanla düşünür? Türkçeyle... Lisanı nasılsa, o şekilde düşünür.

1. Birkaç yüz kelimelik sokak, çarşı pazar, günlük iletişim Türkçesiyle düşünüyorsa düşüncesi sığdır, güdüktür, şifahî düşüncedir.

2. Binlerce kelimeden, terimden, tabirden oluşan zengin edebî ve yazılı Türkçeyle düşünüyorsa düşüncesi derindir.

3. En büyük klasik Türk edîbi Fuzulî'yi okuyan, anlayan, bu kıraatten zevk ve haz alan bir Türkçe bilir ile, Fuzulî'nin o harika şiirleri kendisine Çince veya Eskimoca kadar yabancı olan sözde Türkçe bilir biri eşit olabilir mi?

4. Lisede okuyup diploma almak başka, o lisenin vasıflı bir lise olması ve diploma verdiği gençlerin kültürlü ve tahsilli olması başkadır.

5. Bir ülkeyi, bir halkı, bir devleti okulları, eğitim sistemi yükseltir veya alçaltır.

6. 1928'den önce basılmış Türkçe kitapları okumasını öğretmeyen bir eğitim sistemi sizce sağlıklı mıdır?

7. Bundan 90-100 yıl önce sade Türkçeyle yazılmış kitapları okuyup manasını anlayamayan bir lise mezunu okumuş mudur, yoksa mürekkep cahil midir?

8. En basit, en sade, en kolay anlaşılan Türkçeyle yazmış olan Ömer Seyfeddin'in kitaplarının defalarca sadeleştirilmiş olması bir kültür faciası, bir dil kıyımı, bir cinayet değil midir?

9. İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki anıtsal ana kapısı... Üstünde ortada mermer üzerine hâkkedilmiş büyük bir Türkçe kitabe var. Altından geçen üniversite mensupları bu levhayı okuyamıyor... Böyle bir rezalet ve kepazelik dünyanın neresinde görülmüştür.

10. Bir ülke düşününüz ki, orada bin yıldan fazla kullanılmış olan yazı yasaklanmış, o yazı ile yayın yapılamıyor, peşpeşe nesiller cahil ve okuyamaz yetiştirilmiş. Bu ülkenin kültüründe, lisanında, düşüncesinde bel kıran bir kopukluk olmadığını kim iddia edebilir?

11. Yine bir ülke düşününüz ki, lisanı kasıtlı olarak ve zorbaca sadeleştirilmiş, o lisana mal olmuş yüz binden fazla kelime, terim ve tabir atılmış, çok zengin ve derin edebî lisan arılaştırılmak bahanesiyle kuşa, sade suya tiride çevrilmiş. Böyle bir ülkede millî kimliği, millî kültürü, sağlıklı düşünceyi kurmak, yaşatmak, yükseltmek, geliştirmek mümkün müdür?

12. Halkının bir kısmının yuh be, amma da kral be, aha oha, uy uy uy gibi argo ünlemlerle, böğürtülerle meram anlatabildiği bir ülkeyi sadece otoyollar, gökdelenler, hızlı tranlar kurtarabilir mi?

(Türkiye Müslümanlarına hitap ediyorum: Türkçeniz ne kadarsa o kadar Müslüman olabilirsiniz...)


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com