Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Dil-i harab-ı aşkımın yegane sebeb-i arısın!

Kifayet etmez oldu feryadım
Bir ömür dinmeyen gözyaşlarım, sinemi dağlayan sancılarım
Hal’imi, kal’ime dönüştürdün, yıllardır firkatin şadıyla ümitlerimi yeşerttin
Ne zaman sukut etsem,hıçkırıklarımı nefeslerin şahitliğinden saklasam, şevkimdin


Fedana razıyım,bu mu alın yazım
İçimden çıkmayan sızılarım,her bir lahzada susuz ve yalnızım
Bin hüzün içinde korkular yaşamaktayım,sessizliğin karşısında ağlamaktayım
Söyle nedir kabahatim, boyun büktüren sessizlik içinde ki saltanatın ve o kararın


Artık haline çok mu yabancıyım
Sanki evsiz barksız bir yolcuyum, ıssız sokağın ahına sığınırım
Yanmayor artık şevk nazarlarım, açmıyor ki bu gönlümde umutlu sabahlarım
Ruhuma ne kadar yabancıyım,ededin haline temaşa eder kalbimin yadına ağlarım


Halim harap oldu,umutlar soldu
Her mevsim zemheri olup hissiyatın ahıyla sullare konu oldu
Açtığım kitap sayfaları sukutumun feryadıyla ıslandı, o an ne müthiş bir ramdı
Firkatim şaduman oldu, kalbim anbena umutlansa da, artık vakitte çok geç oldu


Hiç sual etmedin,bir ses vermedin
Halini bu kadar harap edecek bir vebalmiydim, nerdeydin
Ruhun ve kalbin lisanını işitmeeyecek kadar şenmiydin,bir ömür keder verdin
Hangi nefese aşikar eylesem vaktini bekledim, edebin halinde kaldım söylemedim


Bahtım dedim, boyun büktüm
Kalan nefesten gayrı ne varsa hasrederek sabırla bekledim
Artık tükeniyor müddet-i nefesim, takatiszdir bedenim, fersizdir gözlerim
Suskun kaldı bu dilim, firkatin halimi perişan etti bilmeni istedim, üzülme derim



Mustafa CİLASUN


Kendi siirleriniz

MollaCami.Com