Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Gerçek zenginlik...?

GERÇEK ZENGİNLİK



Başlangıçta Türkistan taraflarında bir bölgenin hükümdarı yani dünya sultanı iken vâkî olan bazı ikazlarla hükümdarlığını bırakıp maneviyat sultanı olmaya azmeden, bunu da gerçekten başaran İbrahim Edhem (VIII. y.yıl) dünya malına karşı o kadar tenezzülsüzdü ki kimseden bir şey istemez ve beklemezdi. Nefsini yokluğa ve mahrumiyete o derece alıştırmıştı ki bir benzerine

rastlanamazdı. Birgün büyük velilerden çağdaşı ve hemşehrisi Şakik Belhi ile karşılaştı ve ona sordu:

- Ey Şakik nasıl geçiniyorsun? Şakik Belhi cevap verdi:

- Bulunca yiyoruz, bulmayınca sabrediyoruz. İbrahim Edhem:

- Horasan'ın köpekleri de aynı şeyi yapıyorlar, bulunca yiyorlar, bulmayınca sabrediyorlar, diye karşılık verdi.

Belhi sordu:

- Peki siz ne yapıyorsunuz?

- Biz bulunca dağıtıyoruz, bulmayınca sabrediyoruz.

Bizim İbrahim Edhem Hazretleri hakkında söylemek istediğimiz bu değil. İbrahim Edhem'in, amaç edindiği ve ulaşmayı başardığı yokluk ve mahrumiyeti o derece aşikar, o derece göze batıcı idi ki görenlerde kendisine yardım hissi uyandırıyordu.

Varlıklı bir kişi İbrahim Edhem'e yardım etmek istedi. İbrahim Edhem:

- Yardımını gerçekten zenginsen kabul ederim, dedi.

Adam gerçekten zengin olduğunu, bir şeye ihtiyacı bulunmadığını söyledi. Büyük veli sordu:

- Ne kadar paran var?

- Üç bin altınım var.

- Dört bin olmasını istemez misin?

- Elbette isterim.

- Beşbin olmasını?

- İsterim.

- On bin altının olsa çok sevinirsin değil mi?

- Şüphesiz çok memnun olurum.

- Zengin olduğunu söylüyorsun ama, sen gerçekte züğürdün birisin. Sen, on bin değil yüz bin altının olsa yine kanaat etmez fazlasını istersin. Kanaati olmayan insan zengin sayılmaz. Gerçekten zengin olsaydın yardımını kabul edecektim.


[center]


Birgün büyük velilerden çağdaşı ve hemşehrisi Şakik Belhi ile karşılaştı ve ona sordu:

- Ey Şakik nasıl geçiniyorsun? Şakik Belhi cevap verdi:

- Bulunca yiyoruz, bulmayınca sabrediyoruz. İbrahim Edhem:

- Horasan'ın köpekleri de aynı şeyi yapıyorlar, bulunca yiyorlar, bulmayınca sabrediyorlar, diye karşılık verdi.




Bir veli bir veli ye bu şekilde cevap vermez tahminimce melissa kardeş ! yada aralarındaki konuşma bu denli kırırcı olmaz sanırım,kaynakta tam olarak böylemi yazıyor acaba ? yada kaynak neresi ?

Bence onu kırmak için o örneği sunmuyor. İnsan o kadar basit değil anlamında, onun aklı var, imanı var farklı davranmalı demek istiyor bence...
O yüzden o da soruyor' siz ne yapıyorsunuz diye?
O kimseler kimseyi aşagılamak için asla konuşmaz sadece ders verip yanlışı örnekler.. şimdiye kadar okuduğum yerlerde de hep aynı şekil okudum.
Kaynak aldığım yer , şimdilik herzaman değil:
http://www.sevde.de/Kissadan_his/Kissadan_Hisseler.htm
Ya Şems 'i okusaydın ? Ya mevlana? anlamayana ne zordur onları anlatmak??
Edep yahu! Edep nedir dersen Hakkı bulmayana anlamayana edepsiz de!
Bir köpeği örnek verdi diye edepsiz belleme, hakaret sözü diye alma.
İnsan bazen bilirsin onlardan da aşağı iner, Rabbim korusun.

Bir köpeği örnek verdi diye edepsiz belleme, hakaret sözü diye alma demişsiniz, o insanları edepsiz bilmeyecek kadar haddimi bilirim elhamdürillah, ;) benim anlatmak ve anlamak istediğim, Horasan'ın köpekleri de aynı şeyi yapıyorlar kelimesi şu zamanda birine söylense elbette kırılır,fakat yaptığınız açıklama gayet aydınlatıcı olmuş,teşekkür ederim.


kıssadan hisse

MollaCami.Com