Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


HOŞGELDİN YARESULELLAH

DEĞERLİ MUHAMMED RESULULLAH UMMETİ DOSTLARIM;

14 Şubat pazartesi günü akşam Peygamberimiz Muhammed Resululah ın Doğduğu MEVLİD KandiLi dir

Hz. Muhammed (s.a.s.) Milâddan sonra 571 senesi, Fil Yılı'nda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) pazartesi gecesi sabaha karşı, Mekke'de doğdu.

Arapların takvim başı olarak kullandıkları "Fil Vak'ası", Peygamberimiz (s.a.s.)'in doğumundan 52 gün kadar önce olmuştu.
Abdülmuttalib, torununun doğumu şerefine verdiği ziyâfette çocuğun adını soranlara:

"–Muhammed adını verdim. Dilerim ki, gökte Hakk, yeryüzünde halk, O'nu hayırla ansınlar..." cevâbını verdi. Annesi de ona "Ahmed" dedi.

Muhammed, üstünlük ve meziyetleri anılarak çok övülen demektir. Ahmed ise Cenab-ı Hakk'ı yüce sıfatları ile öven, hamt eden kimse demektir.

Peygamberimizin Doğumunda Meydana Gelen Mucizeler

Peygamberimiz (s.a.s.)'in doğduğu gece bir takım olağanüstü olaylar meydana gelmiştir. O gece İran Kisrâsı (Kralı)'nın Medâyin şehrindeki sarayının 14 sütûnu yıkılmış, Mecûsîlerin İran'da Istahrâbat şehrinde bin yıldan beri yanmakta olan "ateşgede"leri sönmüş, Sâve (Taberiyye) gölü yere batmış, bin yıldan beri kurumuş olan Semâve deresi'nin suları taşmış, Mecûsîlerin büyük bilgini Mûdibân korkunç bir rüya görmüş, Kâbe'deki putların yüz üstü devrildikleri görülmüştü. Gerçekten O'nun doğması ile bütün dünyada hüküm sürmekte olan cehâlet ve küfür ateşi sönmüş, putperestlik yıkılmış, zulmün baskısı son bulmuştur.

Hz. Muhammed Sütanne Yanında

Başlangıçta çocuğu (3 veya 7 gün) annesi Âmine emzirdi. Sütü yetmediği için, daha sonra amcası Ebû Leheb'in azatlı câriyesi Süveybe tarafından emzirildi. Fakat Hz. Muhammed (s.a.s.)'in devamlı süt annesi Hevâzin Kabîlesinin Sa'doğlulları kolundan Halîme oldu.

Mekke'nin havası ağır olduğu için, Mekkeliler yeni doğan çocuklarını çölden gelen süt annelere verirlerdi. Çöl ikliminde çocuklar hem daha gürbüz yetişiyor, hem de bozulmamış (fasih) Arapça öğreniyorlardı. Hz. Muhammed (s.a.s.)'de bu âdete göre süt annesi Halîme'ye verildi. Halîme, yetim bir çocuğu emzirmenin kârlı bir iş olmayacağı düşüncesiyle, başlangıçta tereddüt göstermişse de, daha sonra bu çocuğun evlerine uğur ve bereket getirdiğini görmüş ve O'nu öz çocuklarından daha çok sevmiştir. Süt kardeşi Şeyma da bakımında annesine yardımcı olmuştur.

Hz.Muhammed (s.a.s.) süt annesi ve süt kardeşleri ile sonraki yıllarda dâima ilgilenmiştir. Halîme kendisini ziyârete geldiği zaman onu "anacığım" diyerek karşılamış, altına hırkasını yayarak, saygı göstermiştir.

Hz. Muhammed (s.a.s.) dört yaşına kadar, süt annesinin yanında çölde kaldı. Dört yaşında Halîme, çocuğu Mekke'ye götürerek annesine teslim etti. İslâm târihçileri, bu esnada "şakk-ı sadr" (Peygamberimizin göğsünün yarılması) olayının meydana geldiğini, çocukta görülen bu gibi olağanüstü hallerin Halîme'yi endişelendirdiğini, bu yüzden çocuğu annesine teslime mecbûr kaldığını naklederler.

Medine ZiyaretiHz. Muhammed (s.a.s.) dört yaşından altı yaşına kadar, öz annesi Âmine ile kaldı, O'nun sevgi ve şefkati ile yetişip büyüdü. Altı yaşında iken, babasının Medine'de bulunan kabrini ziyâret etmek üzere, annesi ve sadık hizmetçileri Ümmü Eymen'le beraber Medine'ye gittiler. Medine'deki akrabaları Neccâroğullarında bir ay kadar misâfir kaldılar. Dönüşte, Medine'nin 23 mil güneyinde Ebvâ Köyü'nde Âmine hastalandı. Henüz doğmadan babasından yetim kalmış olan Hz. Muhammed (s.a.s.) altı yaşında iken annesinden de öksüz kalıyordu. Bu acıyı bütün varlığı ile hisseden anne, oğlunu şefkat dolu gözlerle süzdü. Bağrına basıp uzun uzun öptü. Masûm yüzüne bakarak

"Her yeni eskiyecek, her fâni yok olup gidecek,

Ben de öleceğim, fakat buna gam yemem,

Namımı ebedi kılacak hayırlı bir halef bırakıyorum..."

anlamında bir şiir söyledi. Bu sözlerden sonra vefât etti.

Annesinin ölümünden sonra çocuğu Ümmü Eymen Mekke'ye götürüp dedesi Abdülmuttalib'e teslim etti.

Altı yaşından sekiz yaşına kadar, çocuğa dedesi Abdülmuttalib baktı. Abdülmuttalib seksen yaşını geçmiş bir ihtiyârdı. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz sekiz yaşında iken dedesi de öldü. Ölürken, on oğlu içinden Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimizin yetiştirilmesini, öz amcası Ebû Tâlib'e bıraktı. Ebu Talip ve eşi Fatıma onu çok seviyorlardı. Hz. Muhammed de onlara saygıda kusur etmezdi.

Yıllar sonra, Hicret'in 6'ıncı yılı Hudeybiye Barışı dönüşünde Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz, annesinin kabrini ziyâret edip, üzüntüyle gözyaşı döktü. "Annemin bana olan şefkatini hatırlayarak ağladım", buyurdu.

“De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri (ibretli cezayı bekleyin) gelinceye kadar bekleyin! Allah fasık topluluğu doğru yola erdirmez formulas>formulas>”[2]

“De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir ”[3]

Hz Peygamberi her şeyden fazla sevmek imanın gereğidir:

“Peygamber (SAV) şöyle buyurmaktadır: “Sizden biriniz beni annesinden-babasından, çoluk-çocuğunuzdan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz ”
Hz Peygamberin sünnetini yaşatmak sevginin göstergesidir:

“Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Kim benim sünnetimi ihya ederse beni sevmiş olur Beni seven de cennette benimle beraber olur ”[8]

Hz Peygambere salâtü selâm getirmek sevginin gereğidir:

“Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir ”[9]
Rahmân-ı Rahîm olan ALLAH’ın, Arş-ı Azîmden Furkân’ı üzerine indirdiği zat olan Efendimiz Muhammed’e, ümmetinin iyilikleri adedince milyonlarca salât ve selam olsun. Risâletini Tevrat, Zebur ve İncil’in müjdelediği; nübüvvetini doğumundan hemen önce vedoğumu anında meydana gelen harikulade hallerin, Tarihi habercilerin, insanlardan evliya ve İslam alimlerinin haber verdiği; işaretiyle ayın ikiye bölündüğü Efendimiz Muhammed’e, ümmetinin alıp verdiği nefesler adedince salât ve selam olsun.

Çağırmasıyla ağaçların yanına geldiği, duasıyla yağmurun süratle yağdığı, bulutun sıcaktan korumak için başında gölge yaptığı, bir kilelik yiyeceğinden yüzlerce insanın doyduğu, parmakları arasından suyun üç defa kevser gibi aktığı; ALLAH’ın kertenkeleyi, ceylanı, kuru hurma direğini, koyun paçasını, deveyi, dağı taşı ve çakıl taşlarını Onun için konuşturduğu, Miracın ve “Gözü ne şaştı ne de kaydı!” ayetinin mazharı Efendimiz ve şefaatçimiz Muhammed’e, ilk indiği andan itibaren kıyamete kadar Kur’ân’ın, her okuyanın okuduğunda hava dalgalarının aynalarında ALLAH’ın izni ile temessül eden her kelimesindeki her harfi sayısınca salât ve selam olsun. Bu salavatların her birisi hürmetine bizi bağışla, bize merhamet et ve şefaatına nail eyle ey Rabbimiz! Amin.

Bu gece için bazı etkinlik te bulunmamız Peygamberimiz i ne kadar sevdiğimizin derecesi olacaktır.

Bunun için pazartesi günü nü oruç tutarak sabah namazını camide akşam namazınıda camide ihya etmeliyiz.

Bu coşkuyu cami cemaati için de gönlümüzü çoşturmalıyız

Allah razı olsun.
Gönlümüz onun sevgisiyle dolsun.
Niye derler hala niye? Başka varmı? Karanlıgı kovan böyle bir nur, sultanlıgı..
Begenmiş , yaratmış, begenmeyen kendine baksın bir kere, varmı onda Yaratandan bir eser, isimler ve de nurlar...
'Beni gören Rabbini görür ' ne demek düşün bir kere ;)Tüm isimleri toplanmış, harika üstü desene...
Ve bir haber' Seven , sevdigine benzer' kim severse kendinden çok,, ona benzer yani...
Yani biriz, ayrı ırmaklar bir okyanusta toplanır. Kiminle oturup kalktıgınıza bakın.
Ne desem boş. Rabbim seni sevenleri bir eyle...
Hallac gibi dersem bir gün hak'ım diye sanmayın çürüyen bedenim
Özümdür hak olan kendini bilen, bu garip ne bilir,
Hak özünü bilene selam olsun.
Erenlerin yolu yokuş, hertarafı dikenli
Ama yüreği saf olanlara selam olsun.
Rabbim severse beni, birlikte olanlara selam olsun
Bilmez işte konuşur, bilenlere selam olsun.
Rabbim senin selamın, Tüm Muminlere olsun.

Rabbim resule selam olsun.

Allah razı olsun.
Gönlümüz onun sevgisiyle dolsun.


İz Bırakanlar (İslâm Büyükleri)

MollaCami.Com