Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Evimiz En Yakın Çevremiz

PSİKOLOJİK ÇEVRE OLARAK EVİMİZ

Ailenin barınma yeri olan evlerin durumuna geçmeden önce aile yapısına bir göz atmak faydalı olur.

Son güncel veriler olmamakla birlikte geniş ailenin artık yok denecek noktaya doğru geldiği söylenebilir. Bu durumda sadece evde çekirdek aile olduğunu varsayabiliriz.
Evlerimiz özellikle modern kentlerde bir korunak görevi görmektedir. İş hayatından, bulvarlardan, kalabalıktan, trafikten ve diğer insanlardan kurtulup kendimize ait kuralları bizim koyduğumuz bir alandan söz ediyoruz. Evin dışındaki bu yabancı çevre bireyde sürekli stres ve kaygı oluşturan potansiyel unsurlar olarak görülebilir. Bu durumda evi psikolojik bir korunak olarak da kullanıyor olabilir kişi.

Eğer yoğun bir iş hayatına sahip, çok stres yaşayan bir aile bireyi varsa evde; ailenin diğer bireylerinin evin psikolojik korunak fonksiyonunu düşünerek terapötik bir yaklaşım sergilemeleri yerinde olur.
Daha açık ifade etmek gerekirse eşlerden biri dışarıda stres yaşıyor, eve sinirli geliyor ve sık sık bunaldığından söz ediyorsa evi onun için bir rahatlama, dışarıdaki hayattan kurtulma ve “ohh bee, dünya varmış” dedirtecek huzurlu bir köşe haline getirmek gerekir.

Eşinize bu huzur ortamını oluşturacak terapi yaklaşımı için:
.........................................................................................
1- Evin dışındaki dünyadan (çözülecek bir sorun olmadıkça) çok fazla konuşmayın. Dışarıdaki bunaltan havadan kurtulmasını sağlayın. Üçüncü şahıslarla yaşanan sorunları konuşmak dertleşmek amacıyla olursa faydalıdır, fakat yeterince empatik yaklaşamayan kişiler stres ve kaygının devam etmesine, biriken kin duygularının bazen suçluluk duygularının şiddetlenmesine sebep olabilir.
2- Huzur ve mutluluk her birey için farklı anlamlar taşıyabilir. Eşinizin yada çocuğunuzun kendini mutlu ve huzurlu hissedeceği anları biliyorsunuzdur. Ona bu mutluluğu yaşatın.
3- Evin fiziksel ortamında karmaşa olmamalıdır.
4- Müzik, kısık sesli bir müzik her zaman rahatlatır. Genellikle klasik, slow, newage, tasavvuf müziği, türk sanat müziğinin enstrümental formları daha faydalı olabilir.


SOSYAL ÇEVRE OLARAK EVİMİZ

Evimiz aynı zamanda sosyal çevrenin bir unsurudur.
Komşu ilişkileri, ev ziyaretleri, akraba ziyaretleri hep evimizde gerçekleşir. Önemli sosyal olayların çekirdeği evde atılır. Türk toplumunda henüz yok olmamış olan kız isteme ailenin çekirdeği olarak yine evde atılır.

Evimize birisini davet etmemiz samimiyetin önemli bir aşamasıdır. Ailece yapılan davetler samimiyetin artmasına ve iyi ilişkilerin pekişmesine sebep olur. Evde yapılan yemekli davet ve ziyafetler dışarıda yakalanamayan bir atmosferde gerçekleşir.
Hele Anadoluda hiç kaybolmayan sıra geceleri, oturmalar, çiğ köfte partileri, arabaşı geceleri çok daha farklı birer sosyal çevre unsurudur.

Anadolunun birçok yerinde hala “misafir odası” diye bir kavram vardır. Misafir odası misafirlerin ağırlandığı, oturulan ve misafirin geceleyip yattığı yerlerdir. Yatılı misafir ağırlamak Müslüman geleneğimizin misafirperverliğini yansıtır. Bu güzel geleneği yaşatmaya çalışmak gerek kültürümüzün korunmasında, gerekse yabancılaşma karşısında direnç göstermede önemli bir destek noktasıdır.

Modern hayata geçişte, “misafir odası” gibi bir kavram kalmadıysa da, salonlarımıza 80’li yıllarda arzı endam eden çek-yatlar (şimdiki yeni görüntüleriyle oturma grupları) çok güzel bir çözüm olarak takdir edilmelidir.
Evin salonunu hem salon, hem misafir odası haline getirebilir bir çek-yat.
Artık yüklüklerinde serilecek yatak olan evler çok azdır, ama her evde birkaç tane çek-yat veya yatak olabilen oturma gurubu bulunmaktadır. Bu da evlerimize yatılı misafir kabul edebilme rahatlığı veriyor.


FİZİKSEL ÇEVRE OLARAK EVİMİZ

Evin fiziksel ortamı rahat ve huzur verici olmalıdır ki modern hayatın getirdiği sorunlardan uzaklaştığımız bir psikolojik korunak haline gelebilsin.
Lüksü ve kalitesi elbette farklı olacaktır, fakat her evin fiziksel ortamı, insan psikolojisine olumlu etkiler bırakabilmesi için şunlara dikkat edilmelidir.
1- Mimari plan yapılırken kullanışlılığa dikkat edilmelidir.
2- Evde bulunan bütün malzemelerin özellikle seçilmiş olması, aile bireylerinin evi sahiplenmeleri, “evimiz” demelerini sağlar. Bu sebeple yeni ev döşeyeceklerin her şeyi birlikte seçmeleri, çocuklu aileler eve bir demirbaş alırken çocukları da götürmeleri önemlidir.
3- Duvarın boyası sağlığa zararlı maddeler içermemelidir.
4- Boyaların ve mefruşatın renkleri aile bireylerinin zevkine uygun olmakla beraber renklerin evrensel etkileri de düşünülerek seçilmelidir.
5- Sadelik her zaman huzur verir, renklerde uyum rahatlatır, karmaşa ve kaos depresyon oluşturur.
6- Aile bireylerine ayrılan odaların çok keskin hatlarla ayrılmaması bireylerde “ben” yerine “biz” duygusunun oluşmasını ve toplumsal paylaşmaya evden başlamalarını sağlar.


KÜLTÜREL ÇEVRE OLARAK EVİMİZ

Kültürün nesillere aktarılmasında ilk görev aileye düşüyor ve bu aktarma işi çoğunlukla evde gerçekleşir. Kültürel unsurların nostaljik bir köşe olarak kalması ve müzelik olmasında söz etmiyorum. Evin her tarafının kendi kültürünüze uygun olması aile bireylerinin hem kendi geçmişleri ile bağlantı kurmalarına hem de oluşacak “burası bize ait” duygusu ile psikolojik korunak işlevinin daha da pekişmesine sebep olur.
“Bizim evimizde…” diye başlayarak “…. yapılırdı” diye devam eden iç çekmeleri duymuşsunuzdur. Bu duygu aslında mevcut halden memnun olmamanın sonucudur.


Aile ve Çocuk

MollaCami.Com