Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ah alma!

[b]

Sen âh deyip de geçme öyle,
Bir âh'dadır Celâl-i Zâtı
Bir âh semâyı, arşı sarsar
Bir âh yıkar bu kâinâtı


Ne yaparsan yap ah alma, can yakma, gönül kırma… Hayvana (bile) eziyet etme, nur içinde haşrolursun. Canını yakmak istediğin hayvan veya insan bazen o anda kendinde olmaz, o zaman işe asıl sahibi karışır, gücüne gider, derhal tepelenirsin…

Çirkin yüzün aynaya zarar vermediğini bil…

Şefkat ve merhamet sahibi insanlar, Allah’ın –c.c.- sevgili kullarıdır.

Allah razı olsun.
Yeri gelmişken şu kıssayı burda paylaşsam, bence güzel olur.:

Vaktiyle Kalenderîyye yoluna mensup bir derviş, nefisle mücahade makamının sonuna gelir.
Meşrebin usulünce bundan sonraki makam, Kalenderîlik makamıdır. Yani her türlü süsten, gösterişten arınacak, varlıktan vazgeçecektir. Fakat içi yamalı bir hırka giymekten ibaret değildir. Her türlü görünür süsten arınması gereklidir.. . Saç, sakal, bıyık, kaş ne varsa hepsinden. Derviş, usule uygun hareket eder, soluğu berberde alır.
— Vur usturayı berber efendi, der.
Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar. Derviş aynada kendini takip etmektedir. Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak:
- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye kükrer.
Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek. Kaideyi bozmaz derviş. Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden. Berber mahcup, fakat korkmuştur. Ses çıkaramaz.

Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa başar. Fakat küstah kabadayı tıraş esnasında da sürekli aşağılar dervişi, alay eder:
Kabak aşağı, kabak yukarı…

Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkândan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir. Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında kalakalır. Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir karnına dalıverir. Kabadayı oracığa yığılır, kalır. Ölmüştür. Görenler çığlığı basar.
Berber ise şaşkın, bir manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyarî sorar:
- Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?
Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:
- Vallahi, gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki, kabağın bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!

Cenab-ı Allah -c.c.-razı olsun.
Çok güzel bir katkı olmuş.Teşekkürler.



- Vallahi, gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki, kabağın bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!


çok güzel
rabbim razi olsun



Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:
- Vallahi, gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki, kabağın bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!




Allah razı olsun kardesım guzel bır nasihat oldu dersımızı almamız dılegıyle


İz Bırakanlar (İslâm Büyükleri)

MollaCami.Com