Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kâinatın Gülü (sallallâhü aleyhi ve sellem)




Kâinatın Gülü (sallallâhü aleyhi ve sellem)

Sevgili Resûlümüz’ün doğumu gibi vefatı da Pazartesiye denk gelir. Hayatının bir dönüm noktası olan Hicret de Pazartesi günü gerçekleşti. O’nun hayatında başka mühim Pazartesiler de var…


Hikmeti, Peygamberimiz’in ikinci, Pazartesinin de ikinci gün olması,

Şöyle ki:

Arabî takvimde Pazara birinci gün mânâsına yevmü’l-ehad, Pazartesine de ikinci gün mânâsına yevmü’l-isneyn denir. Îmanımız odur ki, varlık âleminde bir ve tek yaratıcı olan Allah celle celâlühûdur. Yaratanımızdan sonra, ikinci ve yaratılanların zirvesi olan, Allah’ın en sevgili kulu Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellemdir. Onun için Kur’an’da O’na hitaben Rabbimiz, “Biz seni sadece âlemlere rahmet olarak gönderdik” buyuruyor. Hazreti Allah, başka hiçbir peygambere böyle hitab etmemiştir…


Dünyaya rahmet/yağmur yağmasaydı canlılar gıdasız kalır, hayat olmazdı. Enbiyâ sûresi 107. âyette bildirildiğine göre, kâinâtın yağmuru, rahmeti ve varlık sebebi de Peygamberimiz’dir. Rabbimiz, kâinâtın rahmeti olan Peygamberimiz’i yaratmamış olsaydı kâinatı da yaratmazdı.

Onun için, bizim, Rabbimizden sonra seveceğimiz ikinci varlık, ikinci gün yani Pazartesi, hayatında ehemmiyet arz eden Peygamberimiz’dir. Yani Rabbimiz bir Rasûlümüz iki… Nitekim kelime-i tevhid ve kelime-i şehâdette de “Lâ ilâhe illallah”tan Allah’ın isminden sonra ve Allah ismiyle beraber Peygamberimiz’in ismi geliyor.
Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem kendileri hakkında şöyle buyuruyorlar:


“Ben Abdülmuttalib oğlu Abdullah oğlu Muhammed’im. Allah (c.c.) beni, yarattıkları içinde en hayırlıları içinde yarattı. Sonra onları ikiye ayırdı ve beni en hayırlı olan kısımda yarattı. Sonra onları kabilelere ayırdı ve beni en hayırlı kabilede yarattı. Sonra kabileleri evlere ayırdı ve beni en hayırlı evde yarattı. Ben onların ev olarak da şahıs olarak da en hayırlısıyım.” (Tirmizî, Müsned-i Ahmed)


Onu Rabbimiz yükseltmiş ve yüceltmiş. Diller ve kalemler O’nun üstünlüğünü anlatmaktan âcizdir. Biz Peygamberimiz’den bahsederken O’nu övmüş olmuyor, O’ndan bahsederek O’nun ismiyle sadece kendi sözümüzü süslemiş oluyoruz. Ashab’ın şâirlerinden Hassan bin Sâbit radıyallâhü anh de öyle söylüyor:

Ben sözlerimle Muhammed Aleyhisselam’ı övmüyorum.
Ondan bahsederek ancak kendi sözlerimi süslüyorum.


En doğrusu O’nu kendinden dinlemek. Hadislerinde, kendisiyle ilgili verdiği bilgileri aktarmak. Onun verdiği bilgilere bakınca gördüğümüz gerçek şu: Âdemoğlunun efendisi Muhammed Aleyhisselam. Kıyamet günü ümmeti en çok olan peygamber, kabri ilk açılacak olan, ilk şefaat edecek olan ve şefaati ilk kabul edilecek olan O. Cennetin kapısını ilk çalacak olan ve cennetin kapısının kendisine ilk açılacağı kimse de O..


Buyuruyorlar ki, “Biz dünyada sonuncularız. Ama kıyamet günü en öne geçenler biz olacağız.”

“Ben peygamberlerin önderiyim. Ben son peygamberim. Bunu övünmek için söylemiyorum.”

“İnsanlar tekrar diriltildiklerinde ilk dirilecek olan benim. Allah’ın huzuruna geldiklerinde insanların öncüsü, sustuklarında sözcüsü, mahrum kaldıklarında şefaatçisi, ümitlerini kestiklerinde onları müjdeleyecek olan benim. Kerem sancağı ve cennetin anahtarları o gün bende olacak. Hamd sancağı da o gün benim elimde olacak. Allah (c.c.) indinde âdemoğlunun en üstünü benim. Etrafımda, saklı inciler/yumurtalar gibi bin tane hizmetçi dolaşır. Kıyâmet günü peygamberlerin imamı, hatibi ve onların şefaatçıları ben olacağım… Bunu övünmek için söylemiyorum…”


Âl-i İmran sûresi 110. âyette, O’nun ümmetleri hakkında, “Siz insanlar için (insanların iyilik ve hayrına) çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz” buyurulması, sebepsiz değil. Bu ümmetin üstünlüğü, tâbî oldukları peygamberin üstünlüğünden ileri gelmekte. Demek ki, en üstün ümmet, en üstün peygamberin ümmeti.


Bu ümmetin, bilhassa Peygamberimiz’in doğduğu bu mübârek Rebîulevvel ayında, Peygamberimiz’e daha çok selavât okuması, onun sünnetlerine daha çok dikkat etmesi ve çoluk çocuğuna Peygamberimiz’i daha çok anlatması icap ediyor. Ve tabii ki Mevlit Kandilini mümkün oldukça ibâdetle geçirmek…


Ali Eren-Vakit Gazetesi

Velâdet (Mevlid) Kandili





Bu gece, sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem efendimiz hazretlerinin, doğumlarıyla kâinâtı şereflendirdiği gece...

Bu akşam, güneş takvimine yani şemsî/mîlâdi takvime göre Peygamberimiz’in doğumunun 1439. ay takvimine yani kamerî/hicrî takvime göre ise 1483. senesine girmiş oluyoruz.

Yarın Hicrî aylardan Rebîulevvel ayının 12. günü bu gece de 12. gecesi. Peygamberimiz, kâinatı Rebîulevvel ayının işte bu 12. gecesinde şereflendirdi.

Rebîulevvel ayı, Muharrem ve Saferden sonra senenin üçüncü ayı, Mevlid Kandili de hicrî takvime göre senenin ilk kandili.

Biz Müslümanlara göre, dünyaya gelmelerine ilk sevinilecek olanlar peygamberlerdir. Diğer peygamberlerin doğumlarını pek bilmiyorsak da Peygamberimiz’in doğum gününü biliyoruz. Kutlanacak doğum günü O’nun doğum günüdür. Zamanımızda, İslâm’la alâkası olmayan “Doğum günü kutlaması” âdeti Müslüman âilelerde bile yaygınlaşmış bulunuyor. Eğer doğum günü kutlanacaksa, işte Peygamberimiz’in doğum günü olan Mevlid Kandili... Yapabildiğimiz kadar ibâdet yaparak onu kutlayalım...

Peygamberler içinde gelişi itibariyle en son, Allah indindeki derecesi itibariyle de en üstün olan, sevgili Peygamberimiz’dir. Allah celle celâlühû Peygamberimiz’i bütün âlemlere rahmet olarak göndermiştir. (Enbiyâ sûresi, âyet:107)

Allah (c.c.) Peygamberimiz’i göndermeseydi kâinatı da yaratmayacaktı. Gökten rahmet/yağmur göndermediği takdirde yeryüzünde hiçbir şey yetişmeyeceği gibi, Peygamberimiz’i göndermeseydi kâinat da olmayacaktı. Bir hadis-i kudsîde şöyle buyuruluyor:

“Ey habibim! Sen olmasaydın, sen olmasaydın (seni yaratmamış olsaydım) kâinatı yaratmazdım.”

Bazıları bu hadis-i kudsîyi kabul etmeseler de, atıf yaptığımız Enbiyâ sûresi 107. âyet bu mânâyı ifade etmektedir.

Peygamberimiz’in üstünlüğü babında başka bir âyette de, “Resûlüm biz seni bütün insanlara (cenneti) müjdeleyici (cehennemden) korkutucu (bir peygamber) olarak gönderdik” buyuruluyor. (Sebe sûresi, âyet: 28)

İslâm ehli sünnet inancına göre, kâinat yaratıldı yaratılalı Hazreti Allah (celle celâlühû) O’ndan daha sevgili bir varlık yaratmamıştır...

Bu gerçekleri dile getirmek, bazılarının dediği gibi –hâşâ- peygamber yarıştırmak değil, Allah’ın takdir ettiği bir gerçeği dile getirmektir. Çünkü “Peygamberlerin bazılarını bazılarından üstün kıldığını” bize Rabbimiz bildiriyor. (Bakara, 253)

Nitekim, Peygamberimiz’in hem “Âlemlere rahmet olarak” hem de “Bütün insanlara peygamber olarak” gönderildiği âyetle bildiriliyor. Kur’an-ı Kerim’de, Peygamberimiz’den başka hiçbir peygamber hakkında böyle sıfatlar kullanılmamış olup bu sıfatlar sadece Peygamberimiz’e aittir.

Bu ümmetin üstünlüğü de, ümmeti olduğu Peygamberinin üstünlüğünden ileri geliyor. Habîbullah/Allah’ın sevgilisi ve peygamberler peygamberi olan Pyegamberimiz, en üstün makamın sahibi bulunduğu için, şerefini O’ndan alan bu ümmet de ümmetlerin en hayırlısıdır. Kur’an-ı Kerim’de bu gerçek şöyle ifade buyuruluyor:

“Siz insanlığın hayrı için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.” (Âl-i İmran, 110)

Bu hayırlı ümmete yakışan, ümmeti oldukları Peygamberlerinin doğum gecesini Allah’a ibâdet ve O’na salât ü selamla geçirmektir. Bu gecede Peygamberimiz’e bol-bol selavât okumalı ve yapılabildiği kadar ibâdet etmelidir.

Kandil gecesi olması sebebiyle, günahların affına sebep olması bakımından hiç olmazsa bir tesbih namaz kılmalıdır.

Ayrıca çoluk-çocuğumuza Peygamberimiz’den bahsederek, hem O’nun ismini anarak yâd etmiş olur hem de Peygamberimiz hakkındaki bilgimizi tazelemiş oluruz.

Bu gece bilhassa câmilere gitmeli, çocuklarımızı da götürmeli; bu gecede yapılacak programlara hep beraber iştirak etmelidir.

Televizyonda mevlid programları da olsa hayâli şeyler seyretmektense, 2 rekat namaz kılmak çok daha sevap olur.

Ali Eren - Vakit

teşekkürler degerli kardeşim kandiliniz mübarek olsun

benteşekkür ederim değerli kardeşim sizinde mubarek olsun


Sevgili Peygamberimiz

MollaCami.Com