Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Seninde Bir Güncelin Olsun

Mesela; Kendini bir ameliyat masasının üzerine yatırıp baştan aşağı Kur’an ve sünnet ışığı altında güzel bir inceleme gibi. Kendinden başka her şeyi unutup, artılarını ve eksilerini yan yana koyup “Ben nasıl bir Müslümanım?” diye kendine bir soru sorarak başlayabilirsin.

Tabi bunu yaparken evvela kimliğini bulman gerekiyor. “Ben kimim?” Sen “eşrefi mahluk” olan insansın. Tanışalım. Sen “nefis ve ruh gibi” iki zıt kutupun bir arada yaşadığı bir varlıksın. Ve sende sevginin ve diğer duyguların membaı olan kalp var. Her iki tarafta bir “eğitimciye” muhtaç.

Sıfır bir telefon gibi bazı ayarların yüklenmesi fazlalıkların silinmesi gerekiyor. “Yalnız kalma.” Kime karşı yalnız kalma? Şunlara karşı. “Nefis ve şeytan.” Bak ikiye birsin. Hatta bir nefsin yetmiş şeytan kuvvetinde olduğunu düşünürsek 71’e karşı birsin. Bu senin için galip gelmeyeceğin bir savaş. Ondan dolayı yalnız kalmamalısın. Peki ne yapmalısın? Çok kolay. “Gerçekten nefsi terbiye edilmiş Kur’an ve sünnetten zerre kadar taviz vermeyen bir yol gösterici bulmalısın.” Bu senin galip gelmen için “ilk adımın.” Ben bunlarla baş ederim deme. Eğer insanoğluna öyle bir kabiliyet verilseydi kimsenin peygambere ihtiyacı olmazdı. Tek tük kişiler hariç. Onlarda zaten çoğu kere peygamber olarak gönderilmişlerdir. “Sen şeytan kadar alim değilsin ki. Nefis kadar da inatçı olamazsın.” O zaman ne yapacaksın. Tribünde bir seyirci mi yoksa bir oyuncu mu? İstediğini ol. Ama unutma ki bunlar seni “uykudan bile” rahat bırakmayacaklar. Neden? Çünkü sen Müslümansın! Yani nefis ve şeytanın “en büyük düşmanısın.”

Bunları göz önünde bulundurarak güncel köşende sana ait bir güzelliğin olsun. Bir ilmihal kitabından nasıl helaya gireceğinden tutup, nasıl abdest alıp namaz kılacağına kadar bütün bu meseleleri öğrenebileceğine bak. Biliyorsan devamını getirmeye çalış. Hepsinden önce imanı nasıl “gölge ve taklit” olmaktan kurtarabileceğine bakmalısın. Allah’ın ne gibi özellikleri var. Rabbimle ne kadar alakam var diye bütün bu güzellikleri öğrenmelisin. Allah kolaylık versin.

Evet. Dünya da o kadar çok hadiseler o kadar dalavereler var ki. Bizi bize unutturmak için planlanmış. Hiç uğraşma. Bütün haberler sende. Yeter ki kendine iyi bak. “Kimim? Nerdeyim? Ne yapıyorum? Nerde olmam lazım? Ne yapmam lazım? Nereye gidiyorum?” Bu soruların hepsini fırsat buldukça kendine soramaya çalış. Kendini zinde tutarsan, başkalarını da zinde tutarsın. Mevla yardımcımız olsun.

Eğer kendimizi “adam gibi bir Müslüman” olmak için gerekli çalışmaların içine sokmazsak, hem kendimize hem de sahibimize gerçekten çok ayıp etmiş oluruz. “Eğer hak ve batıl mücadelesi için cihat edecek bir meydan arıyorsan kendine bakman yeterli.” Bunun için öyle “Çaldıran ovası” gibi geniş meydanlara gerek yok. İsrail ve Amerika’ya gerek yok. “Sana dert olarak ta, zevk olarak ta sen yetersin.” “Aman ha sakın yalnız kalma.”

esela; Kendini bir ameliyat masasının üzerine yatırıp baştan aşağı Kur’an ve sünnet ışığı altında güzel bir inceleme gibi. Kendinden başka her şeyi unutup, artılarını ve eksilerini yan yana koyup “Ben nasıl bir Müslümanım?” diye kendine bir soru sorarak başlayabilirsin.

Tabi bunu yaparken evvela kimliğini bulman gerekiyor. “Ben kimim?” Sen “eşrefi mahluk” olan insansın. Tanışalım. Sen “nefis ve ruh gibi” iki zıt kutupun bir arada yaşadığı bir varlıksın. Ve sende sevginin ve diğer duyguların membaı olan kalp var. Her iki tarafta bir “eğitimciye” muhtaç.

Sıfır bir telefon gibi bazı ayarların yüklenmesi fazlalıkların silinmesi gerekiyor. “Yalnız kalma.” Kime karşı yalnız kalma? Şunlara karşı. “Nefis ve şeytan.” Bak ikiye birsin. Hatta bir nefsin yetmiş şeytan kuvvetinde olduğunu düşünürsek 71’e karşı birsin. Bu senin için galip gelmeyeceğin bir savaş. Ondan dolayı yalnız kalmamalısın. Peki ne yapmalısın? Çok kolay. “Gerçekten nefsi terbiye edilmiş Kur’an ve sünnetten zerre kadar taviz vermeyen bir yol gösterici bulmalısın.” Bu senin galip gelmen için “ilk adımın.” Ben bunlarla baş ederim deme. Eğer insanoğluna öyle bir kabiliyet verilseydi kimsenin peygambere ihtiyacı olmazdı. Tek tük kişiler hariç. Onlarda zaten çoğu kere peygamber olarak gönderilmişlerdir. “Sen şeytan kadar alim değilsin ki. Nefis kadar da inatçı olamazsın.” O zaman ne yapacaksın. Tribünde bir seyirci mi yoksa bir oyuncu mu? İstediğini ol. Ama unutma ki bunlar seni “uykudan bile” rahat bırakmayacaklar. Neden? Çünkü sen Müslümansın! Yani nefis ve şeytanın “en büyük düşmanısın.”

Bunları göz önünde bulundurarak güncel köşende sana ait bir güzelliğin olsun. Bir ilmihal kitabından nasıl helaya gireceğinden tutup, nasıl abdest alıp namaz kılacağına kadar bütün bu meseleleri öğrenebileceğine bak. Biliyorsan devamını getirmeye çalış. Hepsinden önce imanı nasıl “gölge ve taklit” olmaktan kurtarabileceğine bakmalısın. Allah’ın ne gibi özellikleri var. Rabbimle ne kadar alakam var diye bütün bu güzellikleri öğrenmelisin. Allah kolaylık versin.

Evet. Dünya da o kadar çok hadiseler o kadar dalavereler var ki. Bizi bize unutturmak için planlanmış. Hiç uğraşma. Bütün haberler sende. Yeter ki kendine iyi bak. “Kimim? Nerdeyim? Ne yapıyorum? Nerde olmam lazım? Ne yapmam lazım? Nereye gidiyorum?” Bu soruların hepsini fırsat buldukça kendine soramaya çalış. Kendini zinde tutarsan, başkalarını da zinde tutarsın. Mevla yardımcımız olsun.

Eğer kendimizi “adam gibi bir Müslüman” olmak için gerekli çalışmaların içine sokmazsak, hem kendimize hem de sahibimize gerçekten çok ayıp etmiş oluruz. “Eğer hak ve batıl mücadelesi için cihat edecek bir meydan arıyorsan kendine bakman yeterli.” Bunun için öyle “Çaldıran ovası” gibi geniş meydanlara gerek yok. İsrail ve Amerika’ya gerek yok. “Sana dert olarak ta, zevk olarak ta sen yetersin.” “Aman ha sakın yalnız kalma.”

Mehmet EYVAZ

Sagolasın degerli kardeşim

güzel bir anlatım olmuş teşekürler kardeşim


Makale Köşemiz

MollaCami.Com