Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


genç osman dediğin...kimdir?

Osmanlılar, 17. Yüzyılın başlarında eski günlerini özler ve nispeten toparlanmaya başlarlar.
4. Murat gayretli bir sultandır, kanserleşmeye başlayan İran meselesine çekinmeden neşter atar. Tahta oturur oturmaz ardımızdan vuran, kuyumuzu kazan Safevîlerle hesaplaşmaya bakar. Tez günde orduyu derler toparlar yola çıkar. Sadece Revan’ı almakla kalmaz (1635), Ahıska’yı da Acemlerin elinden kurtarır, yörede sükuneti sağlar. Ancak Acemler yüz yüze çarpışmaz, hançerlerini sırtımıza saplarlar. Padişah İstanbul’a döner dönmez, Bağdat’a girer, halkı kırıp geçirir, mukaddes mekânlara saldırırlar. Âdeta Hülagu’nun yaptığını yapar, Moğolları aratmaz olurlar.
Sultan Murat, derhal Harp Divanı’nın toplar ve Bağdat Seferi için tedbir sorar. Vezirler “sadece yeniçeri ve sipahilerle kalmayalım” der, gönüllülerin de katılmasını arzularlar.
Sağa sola ulaklar koşar, tellallar davul vurur “duyduk duymadık demeyin” diye haykırırlar: “Bu sefere gönüllüler dahi katılaaa!”
Bu çağrı büyük bir yankı bulur, mücahitler adlarını yazdırabilmek için kuyruk olurlar ancaaak...
Ancak talep ekseri gençlerden gelir, daha yüzünde ustura dolanmamış tüysüzler ocaklara doluşurlar.

Bıyık tarak
Vaziyet Asitaneye bildirilince tellallar sultanın ikinci emrini duyururlar. “Cengaver dediğin bıyık burmalı, bıyığının üstünde tarak durmalı!”
Öyle ya savaş ciddi bir iştir ve Murat Han en doğrusunu yapar.
O günlerde Genç Osman henüz 15-16 yaşındadır, Bağdat’ta yapılan katliamları duyunca yemekten içmekten kesilir, uykuları dağıtır. Din kardeşleri kırılırken bana ne diyemez ki, Türk olmak kolay mıdır? Henüz üç aylık evlidir, hanım hanımcık bir hatuncağızı, nur yüzlü bir anası vardır. Evet onların maişetini temin için çalışır ama kendisi olmasa da çorbanın kaynayacağına inanır. Rızık elbette ve muhakkak Allah-ü teâlâdandır.
Gel gelelim bu tarak bıyık işine fena takılır. Aynanın karşısında ayva tüylerini andıran bıyıklarını bakınca yüreği daralır, doğrusu bıyıkları omuzlarına uzanan yeniçerilerin yanında siması çocuk gibi kalır. İyi ama cengaverlik kılla tüyle olmaz ki o da bir hamlede sadak boşaltır, kılıcını saçı sakalı ağarmış zabitlerden daha hızlı kullanır. Nitekim ağzını yüzünü poşularla örtüp karargaha girer ve adını yazdırır.

Kimdir bre!
Sultan Murat bu, uçan kuştan haberi olur, bebek yüzlü bir yeni yetmenin gönüllü yazıldığını duyunca felaket kızar. “Çağırın bre o söz dinlemezi” deyince zülüflü baltacılar delikanlıyı önlerine katar, huzura çıkarırlar.
Otağ-ı Hümayun derin bir sessizliğe gömülür, ak kavuklu vezirler “yazık olacak delikanlıya” der, gözlerini yumarlar.
Murat Han gök gürültüsü gibi bir sesle “duymadın mı bre” diye sorar, “ben bu orduya sakalı meydanda ağarmış dilaverleri çağırdım. Sen cengi oyun mu sanırsın? Yiğit dediğin güçlü kuvvetli, boylu boslu olmalı, bıyığında tarak durmalı elinin tersiyle vurdu mu kalkan kırmalı!”
Osman, kaşla göz arasında kuşağından kemik tarağını çıkarır ve tereddütsüz dudağına saplar. Sonra yanı başındaki sipahinin kalkanına öyle bir şamar vurur ki kalkan kalkanlıktan çıkar. Ve derhal esas duruşa geçer, göğüs ilerde, baş dik, eller arkada... Yüzünde masum bir ifade “N’olur sultanım beni cihaddan ayırma!”


Gel de ağlama
Tarağın dişlerinden sızan kan çenesinde toplanır ve tıpır tıpır zemine damlar. Nasıl derin bir sükut, koca otağda tek ses çınlar...
Şıp... Şıp... Şıp!
Kan... Kan.. Kan!
Sultan Murat ve hazirun donar kalırlar. Sert çehreli komutanlar ağlamaklı olurlar.
Şimdi Murat Han nasıl dayana. Koca Sultan ayağa kalkar, genç yiğidin sırtını sıvazlar. İkramlarda ihsanlarda bulunur, ellerini açıp dua buyururlar.


Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak
Askerin içinde birinci uşak
Allah Allah deyip geçer Genç Osman


Genç Osman, Bağdat önlerinde ölümüne çarpışır. Nihayet kırkıncı gün seher vakti ortalık karışır, delikanlı nasıl yaparsa yapar, kaleye sızar. Vurur vurulur, yaralanır yaralar, canını dişine katar ve kapıyı aralar.


Of ooof!
Bağdat’ın kapısını Genç Osman açtı
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı.
Kelle koltuğunda üç gün savaştı
Allah Allah deyip geçti Genç Osman oy oyyy.


Nice tecrübeli asker kale önünde kalırken Bağdatın kapısını bir tıfıl açar. Şehidlere serdar olan Genç Osman, halen şirin Bağdat’ta (Türk şehidliğinde) yatar.


alıntı




H.z.Allah gani gani rahmet etsin...

Padişah efendilerimizin tanıtımının devamını getirmen dileğiyle,teşekkürler lale...

rica ederim katkın için ben teşekkür ederim :)bu tablodan gözlerimi alamıyorum gerçekten..

Su ana kadar genc Osman marsinin, padisah olan genc osman icin yazildigini sanarak dinliyodum.
Anladigim kadariyla padisah degil halktan biri
Bu guzel bilgileri bizimle paylastiginiz icin tesekkurler


Su ana kadar genc Osman marsinin, padisah olan genc osman icin yazildigini sanarak dinliyodum.
Anladigim kadariyla padisah degil halktan biri
Bu guzel bilgileri bizimle paylastiginiz icin tesekkurler


ben de öyle zannediyordum. çok güzeldi gerçekten teşekkürler.

evet haklısınız arkadaşlar karıştırılan bi mevzu

ama zaten genç osman 4 sene gibi kısa bi süre padişahlık yapmıştır.aslında çok yenilikçi,dirayetli,ve fevkalade yetiştirilmiş bir şeyhulislamdır.
amcası sultan birinci murat tahttan indirilince 14 yaşında tahta geçmiştir
ve 4 yıllık saltanatında sadece lehistan seferine katılmıştır
sonuç olarakta yeniçeri ayaklanması sonucu yedikule zindanlarına gönderilip yerine tekrar amcası tahta geçmiştir.
sultan genç osman yedikulede sekiz tane cellatla mücadele etmiş ama sonunda boğularak şehid edilmiştir.

ilgilendiğiniz için teşekkür ederim kardeşlerim..

Yavuz Bahadıroğlu' nun 4.Murad isimli 2 ciltlik romanının ilk cildinin başında Padişah Genç Osmanın şehadeti, 2. ciltte ise Civan Genç Osman dan bahseder.

Okumanızı şiddetle tavsiye ederim, çok akıcı bir kitap.

Paylaşım çok çok güzeldi, Ecdadımıza layık olmaya çalışmalı ve bu destanları unutmamalı, unutturmamalıyız.

Hz Allah razı ve memnun olsun kardeşim...

rabbim sizdende razı olsun sevgili anise kardeşim..
tavsiye ettiğiniz kitabı okumayı düşünüyorum ne zamandır
en kısa zamanda inşallah :)


Yavuz Bahadıroğlu' nun 4.Murad isimli 2 ciltlik romanının ilk cildinin başında Padişah Genç Osmanın şehadeti, 2. ciltte ise Civan Genç Osman dan bahseder.

Okumanızı şiddetle tavsiye ederim, çok akıcı bir kitap.

Paylaşım çok çok güzeldi, Ecdadımıza layık olmaya çalışmalı ve bu destanları unutmamalı, unutturmamalıyız.

Hz Allah razı ve memnun olsun kardeşim...


Tarihi, Ibretli Hikayeler

MollaCami.Com