Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Hidâyeti dileyenlere hidâyeti, dalâleti dileyenlere de dalâleti halkeder

[color=purple]Rabbimiz En'am süresinde mealen buyurmaktadır ki:
Allah kimi hidayete erdirmek isterse, onun gönlünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse,
sanki göğe yükseliyormuş gibi, göğsünü dar ve sıkıntılı yapar. Allah, inanmayanları
işte böyle pislik içinde bırakır.

Şimdi de bu âyet-i celilenin tefsirine göz atalım...
Allah her kime hidayet diler, doğruca kendine erdirmek isterse İslâm için gönlünü açar.
Hakkı ve hak teklifleri kabul için nefsine öyle bir yetenek verir ki, iman ve itaatle göğsü genişler, kalbi ferahlanır, neşeli olur. Bilinmektedir ki göğüs genişliği kuvvete, teneffüs ve tahammüle delalet eder. Göğsün açılması, geniş geniş nefes alması da kalbin ferahlanmasını gerektirir.
Ve bu şekilde göğsün ferahlanması, hem kuvvet ve tahammülden,
hem de sevinme ve ferahlanmadan kinaye olur.
Burada İslâm için göğsün açılması da, nefse hakkı seve seve kabul etmeye hazır, engel ve zıtlıktan arınmış bir yetenek bahş etmekten kinayedir.

Nitekim Peygamber (s.a.v)'e bu göğsün açılması hakkında soru sorulduğu zaman buyurmuştur ki, Bir nurdur ki, Allah onu müminin kalbine atar, o da onunla ferahlanır, açılır.
Bunun üzerine Ashab: Ey Allah'ın Resulü, onun tanınacak bir emaresi var mıdır? demişler,
Resulullah da: Evet, ebedilik evine yönelme, aldanma evi (dünya evi)nden uzaklaşma ve ölüme, gelmeden önce, hazırlanmaktır" buyurmuştur.

Tabi Rabbimiz böyle buyurken bunları yani Hidayet ve dalaleti kişinin hal ve hareketine göre vermektedir.
Eğer kişi aklını, iradesini, mantığını, fikrini RAbbimizin istediği yolda kullanırsa, çalıştırırsa, RAbbimiz ona hidayeti nasip eder. Allah muhafaza tam tersinde çalıştırırsa, RAbbimizin nehyettiği yerlerde kullanırsa o zamanda dalaleti verir.
Bu menamda Hasan Arikan Muhtasar Ilmihal'de güzel bir yazı geçmektedir...
Yine bâzı yanlış düşünenler diyorlar ki:Sen ne yaparsan yap, Allâh dilediğine hidâyeti dilediğine dalâleti halkeder. u düşünce de aslâ doğru değildir. Bu husustaki Âyet-i Kerîmeyi çokları yanlış tefsir ve izah ediyor. Üstâzım, Hocam Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretleri bu husustaki Âyet-i Kerîmeyi: Allâh, hidâyeti isteyip, hidâyeti dileyenlere hidâyeti; dalâleti isteyip, dalâleti dileyenlere de dalâleti halkeder diye tefsir ve izah ederlerdi.


İşte Allah, hidayetini istediği kimsenin kalbine böyle bir nur verir, o kimse de iman ve İslâm ile
son derece sevinir ve genişler. Hakkı kabul ve hak teklifleri yerine getirmekten canı sıkılmaz,
zahmet ve ıstırap duymaz, tersine neşe ve sevinç duyar.
Allah kimi de yolundan şaşırtmak ve saptırmak dilerse, göğsünü daraltır, sıkar,
son derece tıkar bunaltır. Hem öyle normal ve kısaca bir yokuşa değil,
sanki dik yukarı göğe tırmanıyormuş gibi olur. Göğe tırmanmak kendisine nasıl yapılması mümkün olmayan bir yük ve zahmet ise, iman ve İslâm, hakkı kabul ve itaat etmek de ona o derece güç gelir.
İslâm ve doğruluk deyince canı sıkılır, daralır, bunalır. "Of" der, dayanır, tıkanır, yan büker, yoldan çıkar, içinden çıkılmaz bataklara batar gider.
O artık genişlemeyi, doğrulukta ve selamette değil, eğrilikte ve felakette arar. İşte Allah, iman etmeyenlerin üzerine pisliği, o son derece nefret ve tiksinmekle karşılanması lazım gelen küfür, azab ve ıstırabını böyle göğsün daralması ve kalb tıkanmasıyla yükler ve tahsis eder.
Böyle yardımsız bırakmakladır ki, Allah onları küfür pisliğinin, küfür azabının istilası altında bırakır. Ve bu (yani islâm) göğsün genişlemesi ile hakka itaat ve uymak Rabbinin dosdoğru, eğilmez, bükülmez yoludur, artık tefekkür edecek, düşünüp anlayacak olanlar için bu yolun bütün alametlerini, nişanlarını, belliklerini Kur'ân'da şüphesiz açıkladık ve beyan ettik...
Rabbim hidayette olan kulları arasıda haşreylesin...
(Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır // mollacami.net // ücharfbeşnokta )

Rabbim hidayette olan kulları arasında haşreylesin...


Amin amin...

Hz Allah razı ve memnun olsun kardeşim ::)




Hz Allah razı ve memnun olsun kardeşim ::)


Hutbe ve Vaazlar

MollaCami.Com