Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Peygamber Efendimizin İltifatlarına Mazhar Olan Eser: İhyau ulumi'd-din

Bağdat’ta bulunduğu sırada ilim öğretip, talebe yetiştirmekle meşgul olan İmam-ı Gazalî hazretleri, kardeşi Ahmed Gazalî’yi yerine vekil bırakarak Bağdat’tan ayrıldı. Şam’a giderek velîlerle görüştü ve sohbet etti.
Bir ara insanlardan tamamen uzaklaşıp, yalnız kalarak, mücahede ederek, nefsin istemediklerini yaptı. Ve riyazet, yani nefsin istediklerini yapmamak suretiyle nefsinin tezkiyesi ve ahlâkının mükemmelleşmesiyle meşgul oldu. Bu inziva esnasında, “İhya-ül-ulûm” adlı meşhur eserini yazdı.
Ebül-Hasan adında bir imam vardı. İmam-ı Gazalî hazretlerinin “İhya” kitabını okuyunca, beğenmeyip, onu yakmayı emretti. Halkın elinde bulunanları da toplayıp, bir cuma günü yakılmasını kararlaştırdılar.
O cuma gecesinde, Ebül-Hasan, şöyle bir rüya görür: “Kendi ders okuttuğu caminin kapısından içeri girdiğinde, bir de ne görsün? Caminin içinde Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem ve yanında Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer oturuyor. İmam-ı Gazalî de orada ayakta durmaktadır ve elinde ‘İhya’ kitabını tutup der ki: ‘Ey Allahın Resulü! Şu kimse benim kitabımı yakmak istiyor. Şu kitaba bakınız, eğer bu kimsenin dediği gibi bunda sünnete uymayan, esasa muhalif bir yanlışlık varsa, ben Allahü teâlâya tevbe ettim. Eğer sizin bildirdiğiniz dine uygunsa, bu adamdan hakkımı alıp, beni sevindirin!’
Resulullah efendimiz şöyle buyurur: Bu elbette güzel bir kitaptır. Adı geçen Ebül-Hasan’a, iftira edenlere vurulduğu gibi had vurun!”
Bu kimse, rüyasında yediği sopaların acısından rahatsız olup, canı yanar ve kan ter içinde uyanır. Hemen tevbe eder. Gördüklerini talebelerine anlatır. Ölünceye kadar sopaların izi sırtında görülür...
İmam-ı Gazalî hazretleri, bir ara Bağdat’tan ayrılıp insanlardan uzak kalmıştı. Bağdat’ta, pek çok ilim talebesi varken, orada ilim neşretmekten, öğretmekten niçin vazgeçtiğini soranlara, şunları anlatmıştır: “İlim öğretmemdeki niyetimi inceledim. Kalbimi dinledim. Hâlis, Allah rızası için olmayıp, belki makam sevdası ve şöhretle beraber karışık buldum. Böylece yakinen helak sahilinde olduğumu anladım. Bir müddet, ‘Eğer hâllerimi düzeltmekle uğraşmazsam helak olur, kendime kötülük ederim’ diye düşündüm durdum...”


Mehmet Oruç

Yazarımızın kalemine paylaşan kardeşimizin de emeğine sağlık. Rabbim razı olsun sizden fatihan kardeşim. Rabbim şefaatlerine nail olmayı nasib etsin.

Rasulullah efendimiz tarafından medhedildiğini bilmiyorduk sayenizde öğrenmiş olduk, teşekkürler...

selam aleykum arkadaşlar
bir sorum olacak cemel ve sıffin vakalarında ashab birbiri ile karşı karşıya gelmiş ve bu savaşlardan birinde onbinlerle ifade edilen sahabi ölmüştü.
her iki tarafta da ashabın büyüklerinden onlarca sahabi vardı.
Rasulullah bu sahabilerin rüyalarına girerek onları uyarmadı da bir kitabın bir tek karyedeki birkaç nüshasının yakılmasını önelemek için mi rüyalara giriyor?
sizce bu makul müdür?


Menkıbeler

MollaCami.Com