Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Gurbet Gülünün Dikenleri

Gurbet Gülünün Dikenleri




DERTLER RENK renk, acılar çeşit çeşit… İçinden çıkılmaz çileler, solduran sancılar, inleten elemler, imbik imbik süzüle üzüntüler, üzerinden silindir gibi geçen gamlar… Yük ağır, yalnızlık daha ağır…

Yalnızlık ağırlığıyla yürümek yoruyor, keder kelimeler kalbi kanatıyor… Kanatlar kırık, rüzgâr esmiyor, neşe yağmıyor… Umut bulutlar uzakta, eller boş, yürek sızı dolu… Çağlayan acılar ağlatıyor…

Yalın ayak koşturuyor; yetişemediği serap sevgilerin peşinde… Ayağı kanıyor, yüreği yanıyor… Yağmurlar nerdesin?


Buzdan canlar, camdan evlerde yaşıyor ruhunun üşümüşlüğünde… Toprak cana, canın toprağına sığınmak, sancılarını dindirmek diliyor; dil suskun, gönül suskun, gül solgun…

Sokaklar sıkıyor, caddeler cezp etmiyor, şehir neşe vermiyor… Dertlerin daralttığı, kederlerin kapattığı dar geçitler geçit vermiyor… Yüzü yırtık, yüreği yırtık, yürüyor yine de…

Kabuk bağlamış kederler, düğüm olmuş dertler, dönmeyen çare çarklar, açılmayı bekleyen kapılar, akmayı bekleyen bereket nehirler… Bekletip de gelmeyen vefa, yanından ayrılmayan cefa, “canım” diyen cansız sözler, canım; bu kafes dar mı geldi sana?
Dertlerden dertlere sığınmak, cefalardan cefalara bürünmek, çaresizliği çare diye içmek, kurumuş umutları dişlemek, düşleri gerçek gerçekleri düşmek görmek, düşmeye göresin; elinden tutan kim?

Kimsesizlikte kendine konuşmak, kar etmeyen kalabalıklardan kendine koşmak, suskunlukla söylemek; teli kopuk saz başka ne yapsın ki?

Gece suskun, ay renk vermiyor, yıldızlar yar değil, yollar kıvrım kıvrım, yalnızlık yanı başında; yürü yürü yürü, yol bitmiyor… İstersen bir türkü tuttur: “ uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece” “ bilmiyorum ne haldeyim, gidiyorum gündüz gece” ne çare… Duran ve dinleyen olmadıktan sonra… Dur ve dinle öyleyse; sessizliğin sesini, kederin kalbini, elemlerin inlettiğini, gecenin dillendirdiğini, rüzgârın söylediğini, yıldızların yaldızlı sözlerini; diyecekler ki : “ benim sadık dostum kara topraktır”…

Dinleyemiyorsan, ömür perdeleri kapanırken; “biz dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun” diyemez, sonsuzluk sabahında selamla dirilemezsin… Dileklerin dirildiği, duaların cevap verildiği diyarda, melek kanatlarla uçamazsın… Saf sevgiyi, sınırsız şefkati, perdesiz güzellikleri, gecesiz gündüzleri, güneşin sönük kaldığı aydınlığı, sevincin çağlayışını, coşkunun parlayışını, yalnızlığın uzaklaşması yârin yakınlığını, elemsiz lezzetleri, kedersiz kavuşmaları, gönlün gönüllü gülüşünü hissedemezsin…

Hislerin perişanlığını, zihninin karanlığını, düşüncelerinin donukluğunu yırt; altından ümit filizlerin çıkışını seyret… Sonsuz süruru düşün; düşlerinin derinliğinde, hislerinin enginliğinde… Karanlığın kara toprakta kayboluşu doğsun zihninde, fikrin fezaların üstünü seyretsin…

Anla ki her şey seyirlik ve geçici… Geçtiğin dikenli yolları, aldığın elemli nefesleri boş sanma; bir sabah doğduğunda, her şeyin dili çözülecek, şifreler açılacak, kapılar kalkacak, duvarlar yıkılacak, her şeyin anlamını anlayacaksın…

Can evinden, canlar cananına kirli kanatlarla uçamazsın… Anla ki kader, kederi, kirli kanatları temizleyesin diye veriyor; bana çabuk, bana rahat gelesin diye…

Ey kaderin sahibi… Kolaylaştır, güç ver güçsüzlüğüme… Elimden tut yalnızlığımın…

Şefkatinle okşa kalbimi, rahmetinle sar yaralarımı… Sevginle sık ruhumu, sana sevgim çıksın… Çıkılmazlıklardan çıkaracak, düşkünlükten yüceltecek, perişaniyetimi giderecek yalnız sensin… Kanatlarımı kuvvetli kıl ki kolay kavuşayım sana… Gurbet gülünün dikenleri kalbimi kanatıyor, kalbim sana emanet, ey kalbimin sahibi.


Hüseyin Eren

Çok beğendiğim bir yazıydı, ben de dün ekledim başka bir yere tevafuk olmuş :) :) :) Emeğine sağlık...


Çok beğendiğim bir yazıydı, ben de dün ekledim başka bir yere tevafuk olmuş :) :) :) Emeğine sağlık...

:)

Ben de dün okuduğumda çok beğenmiştim... ::)
Gözlerine sağlık Sevdam12...

Bekletip de gelmeyen vefa, yanından ayrılmayan cefa, “canım” diyen cansız sözler, canım; bu kafes dar mı geldi sana?...................güzel bir paylaşım,acizane günümüz yazarlarının bu kadar kırılgan,ümitsiz,ve yakaran yazıları ,artık birazda ,şeklini değişse ne our yani...islam gibi büyük bir nimetin içinde,bulunmak kadar güzel daha ne olabilir,bırak cadeler ,sokaklar,hiissizlerin olsun...bize İHVAN ımız yeter.

çok güzeldi.elinize saglık...

GURBET YOLCUSU...

Memleket`ten öte yol gider.. Serindir suları , kana, kana içer.


Gurbet yolcusu...


`Kim bilir bir daha göremem.` der, Bir derin nefes alır.


Sevdiydim demezde, eğilir al yanaktan öper.. Zülüfleri uzamış, gül yüzün örter.


Avucunun içine almışta, `tez elden ör` der... Kapanınca yorgun gözler,


Ecel gelir, can gider.






Memleket`ten öte deniz var , deniz.. Biz Türk oğlu Türk, Türkiyeliyiz..


Gurbet yolcusu...


Kim bilir bir daha görüşemeyiz... Dalar gözleri,


Sen bana gardaş` demezde, gülümser bir solgun beniz.
Ben sana yoldaş` der, a benim bahtsız.


Bilmez misin bizler ezelden kardeşiz.. Yorgun dizler, hepten dermansız,


Ecel gelir, kapanır gözler zamansız.. Memleket`ten öte, daha ne var ki çok bilmez..


Ağlar kim bilir nerede, kimseler görmez.


Gurbet yolcusu...


Gezer dünyanın bir ucunu, sesi çıkmaz. Bu limanların` der, `gemileri kaptansız olmaz.`


Aç gözlerini bir bak, düşmana kul vatansız,
Aşarız dev dalgaları, yararız da yine bu gemi batmaz.


Yiğit olan, her gemide kaptan olur, boynun bükmez. Ağlayarak geldiği dünyadan,


Biliyordu ki gülerek gitmek olmaz.. Memleket`ten öte dağlar, sıra sıralar..


Mektup yazmış, başında uçuşurken turnalar..


Gurbet yolcusu...


Bilmez kimseler, içinde hangi duyguları saklar. Ne ana kalmış dünyada, ne baba.Yetim yolcular,


Dünya bir handır, göçer elbet konanlar. Hasta yatağında açıldı yorganlar.


Bir pijaması vardı, bir de atleti. Elde son kalanlar.




Memleket`ten öte daha çok yol var, gidemeyiz..


Yorgun mu düştük? Bizler neden kadir kıymet bilemeyiz?


Gurbet yolcusu...


Bu günkü sevmeleri, yarınlara miras bırakamayız.. Nedendir bilinmez. Genç yaşta bükülür hep belimiz?


Çıktığı yerde kalır, öte varmaz neden kısılır sesimiz? Hüzün ile kaplandı, kapanırken gözlerimiz


Hasret kaldıklarıyla dünyada bir yanımız..

alinti. :'( :'( :'(


Edebiyat

MollaCami.Com