Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


DERVİŞLER, YÜRÜYELİM

Hâfız Paşa Mısır hâkimiyken, Nil Nehrinin suyu azalmıştı. Mısır'a kâfi gelmiyordu. Kıtlık başladı. Defâlarca yağmur duâsına çıkıldı. Vezirler ve paşalar da bu duâda bulundular. Fakat bir türlü yağmur yağmadı, halk pek ziyâde üzüldü. Bu sırada Hâfız Paşa, Şeyh Safvetî hazretlerini hatırladı. Onu dâvet etti. Dâveti kabûl edip gelince, Hâfız Paşa; "Efendim, Mısır halkı perişan bir haldedir. Yağmur yağması için bir duâ etseniz. Büyük küçük herkesin gönlü kırık. Zât-ı âlinizin duâsını beklemektedirler. Umulur ki duânız kabûl olunur, insanlar mahzûn halden kurtulur." dedi. Bu teklif üzerine; "O hizmeti yapacak olanlar duâ erbâbıdır. Bizim hizmetimiz talebe yetiştirmektir. Bizi mâzur görünüz. O işle memur değiliz." dedi. Hâfız Paşa; "Hey Sultanım! Lutfedip bizi ümitsiz bırakmayın. Ümitle duânızı beklemekteyiz." diye çok ısrar etti. Bunun üzerine; "İnşâallahü teâlâ hayırlısı olur." buyurup oradan ayrıldı. Dergâhına talebelerinin yanına dönerken atı üzerinde yanındaki talebelerine; "Dervişler! Artık yürüyelim. Sarıklarımız, hırkalarımız, şallarımız ıslanmasın." dedi. Evinin kapısına vardığı sırada yağmur yağmaya başladı. Öyle çok yağdı ki, Nil Nehri dolup taştı. Her taraf suya kandı. Bolluk başladı. Halk uzun zaman çektiği kıtlıktan kurtulup rahata kavuştu.

Bizim buradada yağsa.Dünden beri suyumuz kesik.Bu gidişle daha sık kesmeye başlıcaklar.Bütün işim kaldıya. :'(
Rabbim sen rahmetinden esirgeme bizleri.(Amin)


kıssadan hisse

MollaCami.Com