Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Nur Cumhuriyeti



Nur Cumhuriyeti | Halk Haber

Geçen hafta ziyaret ettiğimiz Barla, Çam Dağı ve o atmosferin bende oluşturduğu bir histen bahsetmek istiyorum. Üstad hazretlerinin yıllarca ikamet ettiği evi görmek, onun dokunduğu yerlere dokunmak, teneffüs ettiği havayı solumak, su içtiği çeşmeden su içmek, anlatılamayacak kadar manevi bir haz veriyor insana. Barla da ve o bölgede en yüksek dağ olan Çam Dağına çıkmanın zevki ise bambaşka.

…/ Üstad hazretlerinin çam dağına çıkarken uğrak yeri olan ve su içtiği çeşmenin olduğu yere doğru giderken, arabalarla geldiğimiz yere daha yakın olan çeşmeden, çocuklarıyla birlikte su dolduran bir vatandaşın arkamızdan, “üstadın çeşmesi daha ileride mi?” sorusu ile arkamıza döndük ve evet daha ileride dedik ve yolumuza devam ettik. Ve arkadan soruyu soran kişinin çocuğunun “baba hayırdır Üstad falan” dediğini işittik uzaklaşırken konuşmanın ancak bu kadarını duya bildik. O an, içinde bulunulan atmosferin insan psikolojisinde ne kadar büyük bir etki yaptığını daha iyi anladım. Zira çocuğun söyleminden babanın Üstad hazretlerine belki sadece ismi olan Said Nursi dediğini çıkardım ve o atmosferin etkisi ile olumlu yönde etkilenen kişinin Üstad diye ağzından çıkıvermesi bunun kanıtıdır. Bu hadise ve ziyaretçilerin ortak paydasının Üstad hazretleri olması zihnimde Nur cumhuriyeti kavramını doğurdu.

İnsanın kokladığı kokuya göre dahi şekillenebilen davranışları varken, bu davranışların insanın içinde bulunduğu ortama göre nasıl şekillenebildiğini siz düşünün. Yine geçenlerde okuduğum bir makalede, bu koku olayı enine boyuna incelenmiş ve kokunun insan yaşamında çok belirleyici olduğu tesbit edilmiş. Çalışma verimini yükseltmek, anlama kapasitesini artırmaktan tutunda bir çok konuda kokunun kullanılan bir materyal olduğu tespitler arasında. Sadece koku değil, müzik de insan psikolojisinde etkili. Alış veriş mağazalarında müzikli ortamın daha fazla harcama yaptırması meselesini önceden beri duyardık.

Tüm bu veriler ışığında ne kadar dikkatli olmamız gerektiği gerçeği bir kez daha ortaya çıkıyor.

Aslında hayatımızda buna benzer küçük cumhuriyetler kurmalıyız. Ailemizle, yakınlarımızla; dünyanın, nefsin, şeytanın ve hakim düzenin çekici hale getirdiği günahlardan ve olumsuz ortamlardan uzaklaşarak yaşayabileceğimiz bir dünya kurmalıyız kendimize. Toplumdan soyutlanalım, ayrı bir coğrafyada yaşayalım demiyorum; sadece zihnen ve kalben uzaklaşmak ve bazı ortamlardan direk fiziksel bir ayrılık niyetim. İnsanların mahremiyetlere dikkat etmeyerek dolaştıkları ve çılgınca alışveriş yaptıkları süper marketler mesela… Ve aynı marketlerin hemen yanlarına kurulu bir bardak çayın nerede ise yarım kilo çay parası olduğu kafeler mesela… Hemen hemen her hafta sonunu bu tür yerlerde çocukları ile geçiren bir tanıdığımın “ya bu çocuklar neden başlarını örtmüyor, ne olacak sonumuz” tarzında söylenmesi, tezimizi kuvvetlendirici tarzda değil mi? Ailece İslami hassasiyetlere dikkat etmeyen insanlarla mümkünse oturup kalkmamak, en azından ailece ziyaretleri belli bir düzelme olana kadar ertelemek çok faydalı olacaktır. Buna mukabil hem kendi yaşantımızın islamiliği, hem çocuklarımızın yaşantılarının düzgünlüğü için, küçük Nur Cumhuriyetleri kurmalıyız. Çocuklarımızı ve kendimizi dış dünyanın tehlikelerinden korumalıyız. Kurduğumuz bu Nur Cumhuriyetlerinin kurulacak olan büyük İslam Devletine giden yolda küçük adımlar olması temennisi ile…


Alıntıdır. Kaynak: Nur Cumhuriyeti | Halk Haber


Islami Düşünceler

MollaCami.Com