Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


AKŞEMSEDDİN HZ. DUASI

**********************************************************************************************
ÇAkşemseddîn hazretleri sohbetlerinde ve vâzlarında
buyururdu ki:
Her işe Besmele ile başla. Temiz ol, dâim iyiliği âdet
edin. Tembel olma, namaza önem ver. Nîmete şükr, belâya sabr et. Dünyânın
mutluluğuna mağrûr olma. Kimseye kızma, eziyet ve cefâ etme. Ömrün uzun olsun
istersen, kimsenin nîmetine hased etme. Kimseyi kötüleyip, atıp tutma. Senden
üstün kimsenin önünden yürüme. Dişin ile tırnağını kesme. Ayakta pantolon
giymekten sakın. Misvâkı başkasıyla berâber kullanmak uygun olmaz. Çok uyumak
kazancın azalmasına sebeb olur. Akıllı isen yalnız yolculuğa çıkma. Gece uyanık
ol, seher vakti tilâvet kıl, Kur'ân-ı kerîm oku. Dâimâ Allahü teâlâyı zikret.
Kendini başkalarına medhetme. Nâmahreme bakma, harama bakmak gaflet verir.
Kimsenin kalbini kırıp, virân eyleme. Düşen şeyi alıp temizleyerek yersen,
fakirlikten kurtulursun. Edebli, mütevâzî ve cömerd ol. Tırnağınla dişini
kurcalama. Elbiseni, üzerinde dikmekten sakın. Cünüp kimse ile yemek yemek gam
verir. Yalnız bir evde yatmaktan sakın. Çıplak yatmak fakirliğe sebeb olur.
Velî, insanlardan gelen sıkıntılara katlanıp, tahammül
eden kimsedir. Sıkıntıları göğüsler, belâlar yüzünden şikâyetçi olmaz ve adâvet
beslemez, düşmanlık tavrı takınmaz. O, toprak gibidir. Toprağa her türlü kötü
şey atılır. Fakat topraktan hep güzel şeyler biter.
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: O
insanlar sandılar mı ki, (sâdece) îmân ettik demeleriyle bırakılacaklar da
imtihâna çekilmeyecekler. (Ankebût sûresi:2)
Îmân, taklîd ile, babadan ve dededen görerek, sırf îmân
ettim demekle olmaz. Böyle taklid ile inanan kimseler, imtihân olunması
bakımından belâ ve musîbetlere düçâr olmazlar. Belâ ve musîbetler, Allah
dostlarının muhabbet ve sevgisini artırır. Nitekim altın için ateş ne kadar
kızgın olursa, altını o derece saf ve hâlis yapar. Bu sebeble kişi mânevî
mertebesinin yüksekliğine göre büyük veya küçük belâ ve musîbetlere uğrar.
Nitekim Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki:
Kişi, dînindeki sebâtına göre belâya (imtihâna) mübtelâ
olur. Âfiyet, kıymetini bilmeyen kimse için derd gibidir. Belâ, kadrini bilen
için devâ gibidir. Belânın, insanın Rabbine dönmesini sağlayan sıkıntıların
kadrini bilen, Hakkı gerçekden sevenlerdendir. Taklid ile sevenler değillerdir.
Çünkü taklid ile sevmek, belanın, imtihânın faydasını giderir. Sevilenin
hareketi, gerçek muhabbeti bozmaz. Nitekim Mûsâ aleyhisselâm, Fir'avn'ın
sarayında Âsiye Hâtun tarafından büyütülürken, Âsiye Hâtun onu gerçekten
seviyordu. Fir'avn ise, Âsiye Hâtunu taklid ederek seviyordu. Âsiye Hâtun
gerçekten sevdiği için, onun hareketlerinden incinmiyordu. Mûsâ aleyhisselâm
Fir'avn'ın sakalını tutup çekince, Fir'avn'ın sevgisi gerçek sevgi olmadığı
için, hemen rahatsız oldu.
Kişinin kadrinin ve kıymetinin varlığı, mihnetlere, belâ
ve musîbetlere sıkıntılara sabretmesiyle ortaya çıkar. Bu mihnet, dünyâlığın
olmaması veya eksilmesi, elden çıkması ile olur. Sabredenlerin, sabırdaki
sebatları sebebiyle iyilikleri; yâni sabır, tevekkül, kanâat ve hilm, yumuşaklık
gibi güzel hasletleri artar. Böylece olgunlaşan insanın kalb aynasındaki kirler,
cevherin hâlis hâle getirilmesi gibi temizlenir. Belâ günlerinde, belâ
geldiğinde Eyyûb aleyhisselâmın kulluğu iyi bir kulluktur.
Kulluk beş kısımdır:
Birincisi ten kulluğudur. Bu,
Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasak ettiği şeylerden sakınmaktır.
İkincisi;
nefs kulluğudur. Bu kulluk, nefsi terbiye etmek, ıslâh etmek, mücâhede ve nefsin
istemediği şeyleri yapmak, riyâzet çekip nefsin istediği şeyleri yapmamaktır.
Üçüncüsü; Gönül kulluğudur. Bu ise, dünyâdan ve dünyâda bulunan şeylerden yüz
çevirip, âhirete yönelmektir. Âhirete yarar iş yapmaktır.
Dördüncüsü; sır
kulluğudur. Bu, her şeyi bırakıp, tamâmen Allahü teâlâya dönüp, O'nun rızâsını
kazanmaktır.
Beşincisi; can kulluğu. Bu kulluk, müşâhedeye ermek için kendini
Allah yoluna vermekle olur...
Mânevî huzûra ermek ve bu yolda ilerlemek için dört şey
lâzımdır.
1. Az yemek,
2. Az uyumak,
3. Halka az karışmak,
4. Allahü teâlâyı çok
zikretmek.
ünkü SEVGİ nin olduğu yerde , ZENGİNLİK ve BAŞARI da vardır “ derler

ALINTI

teşekkürler degerli kardeşim

çok güzeldi Allah razı olsun...

Kulluk beş kısımdır:
Birincisi ten kulluğudur. Bu,
Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasak ettiği şeylerden sakınmaktır.
İkincisi;
nefs kulluğudur. Bu kulluk, nefsi terbiye etmek, ıslâh etmek, mücâhede ve nefsin
istemediği şeyleri yapmak, riyâzet çekip nefsin istediği şeyleri yapmamaktır.
Üçüncüsü; Gönül kulluğudur. Bu ise, dünyâdan ve dünyâda bulunan şeylerden yüz
çevirip, âhirete yönelmektir. Âhirete yarar iş yapmaktır.
Dördüncüsü; sır
kulluğudur. Bu, her şeyi bırakıp, tamâmen Allahü teâlâya dönüp, O'nun rızâsını
kazanmaktır.
Beşincisi; can kulluğu. Bu kulluk, müşâhedeye ermek için kendini
Allah yoluna vermekle olur...
Mânevî huzûra ermek ve bu yolda ilerlemek için dört şey
lâzımdır.
1. Az yemek,
2. Az uyumak,
3. Halka az karışmak,
4. Allahü teâlâyı çok
zikretmek.
çünkü SEVGİ nin olduğu yerde , ZENGİNLİK ve BAŞARI da vardır “ derler

Herşeyin bir sebebi var, hikmet arayanlarda var!
Güzelmiş, teşekkürler.


İslam Tarihi

MollaCami.Com