Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


soru ve cevaplar ( okumadan geçmeyin menun kalacaksınız)

• Mevlana, müritlerinden biriyle giderken, birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görür.
Müridi: “Güzel bir kardeşlik örneği” der. “Keşke insanlar da bunlardan ibret alsa.”
Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir.
“Aralarına bir kemik atıver de gör kardeşliklerini....”
• Camiide vaaz vermekte olan bir hocaya :
- Hocam diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
Hoca:
- Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var amma, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar...
• Portekizi 15 yıl idare eden Salazar’a sordular:
Bunca yıl bu halkı nasıl güdebildiniz?
Salazar cevap verdi:
- Üç şey ile... MÜZİK, EĞLENCE, FUTBOL....
• Amerikalı iş adamı, Çinliyle alay ederek sormuş:
- Mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
- Sizin ölüleriniz koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman...
• İngiliz garson Türk müşteriye:
- Çanakkale de çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz, deyince.
Bizimkinden gayet soğuk kanlı şu cevabı almış:
- Orada ne işiniz vardı?
• Mevlana Cami hazretlerine gelen bir adam:
- Şuna şöyle dedim, buna şu cevabı verdim diye gururlanınca, Mevlana hazretleri:
- O cevaplarla değil, diye gürlemiş. Yarın Allah'a vereceğin cevaplarla meşgul ol.
• İran'a ne maksatla akın ettiniz? Sorusuyla karşılaşan İslam öncüsü, Büyük bir vakar içinde şu cevabı vermişti:
- Gayemiz, insanların Allah'a ibadet etmesini sağlamaktır. Allah'ın yarattıklarına değil.
• Lafı uzatanlara ne yapmak lazım diye Farabi'ye sormuşlar, şöyle demiş:
- Uzun konuşanı kısa dinlemeli.
• İnsanlara zulmeden birisi, bir İslam büyüğüne sormuş:
- İbadetlerden hangisi efdaldir? Şu cevabı almış:
- Senin için öğleye kadar uyumak efdaldir. Çünkü uyuduğun müddetçe halkı incitmezsin...
• Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirlerini incelemesi için Şekspir'e gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:
- Dostum, siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın.
• Adamın biri Hz Ali'yi gıyabında kötülediği halde, yüzüne karşı övmeye başlayınca, şu karşılığı almıştır:
- Söylediklerinden daha aşağı, fakat içinden geçirdiklerinden daha üstünüm.
• Adamın biri Muhammed bin Vasi'nin bacağındaki yarayı görüp, "sana acıyorum" dediğinde, ondan şu cevabı almıştır:
- Ben aynı yaranın gözümde çıkmadığına şükrediyorum.
• Falih Rıfkı Atay, "İslamiyet denince burnuma ayak kokusu gelir" dediğinde, yanındaki bir adamdan şu cevabı almış:
- Senin burnuna gelen ayak kokusu değil, ciğerindeki ufunetin kokusudur
• Hz Ali'ye:
- Allah bu kadar insanı nasıl hesaba çeker? diye sorduklarında:
- Nasıl rızıklandırıyorsa öyle cevabını vermiştir.
• Materyalist öğretmen öğrencisine:
- Söyle bakalım Allah nerede? Eğer bilirsen bir portakal vereceğim.
Öğrenci:
- Siz bana O'nun olmadığı yeri gösterin, ben size bir bahçe dolusu portakal vereyim
• Öğrenci:
- Hocam, demiş. "İnsan maymunun gelişmiş şeklidir diyorlar, ne dersiniz?”
Hoca
- O mantığa göre, çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir, demiş.
• Bir ihtiyar zâta “Neye bakıyorsun? diye sordum.
Gözlerini akan sudan ayırmadan cevap verdi:
- Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma.
• Behlül Dane hazretleri, Harun Reşid'in tahtını boş görüp oturduğunda, nöbetçiler tarafından tartaklanıp aşağıya indirilmişti. Hadiseden habersiz bulunan Harun Reşid, kıymetli vezirini ağlar vaziyette bulunca sebebini sordu. Behlül:
- Tahttaki bir dakikalık saltanatım için bir ton dayak yedim, dedi. Siz yıllardan beri oturduğunuz için, başınıza geleceklere ağlıyorum.
• Hz Lokman'a:
- Edebi kimden öğrendin, diye sormuşlar.
- Edepsizlerden öğrendim, cevabını vermiş
• Yolculardan biri namaz vakti geçmeden otobüs şoförüne birkaç dakika mola vermesini rica etmiş. Şoför:
- Kaza edersiniz efendim, diyerek durmak istemeyince adam cevabını vermiş:
- Ben kaza etmeden ya sen kaza edersen?
• Ayhan Songar, bir hastasına:
-Soyadın nedir? diye sorduğunda
-" Kavgalı" cevabını alır.
Songar:
- Peki kiminle kavgalısın? deyince, köylü bir iç çekip:
- Kiminle kavgalı olacağız beyim? der. Nefsimizle elbette.
• Meşhur hainlerden Abdullah Cevdet'in yazdığı makalenin bir satırı, "Ben bu vatanın öksüzüyüm" yerine
yanlışlıkla "Ben bu vatanın öküzüyüm" diye basılmış.
Durumu Süleyman Nazife açarak "Bir mürettip hatası oldu" dediklerinde, Nazif:
- Mürettip hatası da ne demek kardeşim, diye cevap vermiş. “Buna düpedüz mürettip savabı (düzeltmesi) derler.”

Tesekkürler,
Gülümsettiniz.

cevaplar harika :D teşekkürler yavuz43 kardeşim

asıl ben o gözlere teşekkür ederim sağolun


cevaplar harika :D teşekkürler yavuz43 kardeşim

ellern dert görmesn kardsm :)


cevaplar harika :D teşekkürler yavuz43 kardeşim

Çok güzeldi teşekkürler. :)

Emeginize saglık :D :D


Hazir Cevaplar

MollaCami.Com