Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Aklı olmayanın dini yoktur

AKLIN KORUNMASI

Kainatın Efendisi s.a.v. “Aklı olmayanın dini yoktur.” diyerek, aklın dindeki ehemmiyetini beyan buyurmuşlardır. Bu bakımdan, iki cihan saadetinin kazanılması için, elbette aklın zarar görmemesi, mükemmel halde tutulması ve muhafaza edilmesi gerekir.

Aklı tehdit eden sebeplerin başında; insanî duygu-düşünce ve dengelerinin bozularak tahrip edilmesi gelir.

Sevgilerin, övgülerin, ihtirasların, öfkelerin, kinlerin, hasetlerin belli ölçüleri aşarak taşmaları, insanlarda davranış bozuklukları meydana getirmekte; muhakeme gücünü bozmaktadır. Mesela; biriyle evlenmek isteyen bir genç, karşı taraftan müspet cevap alamayınca, hemen intihar etmeyi düşünerek, hayatını mahvedecek yollara sapabilmekte... Veya herhangi bir müsabakada kaybeden taraf ve taraflar, rahatlıkla cinayet işleyebilmektedir.

İlk bakışta bu hareketler, cezai ehliyeti kaldıran şeyler olarak görülmemekle (yani kişinin akli muvazenesinin tamamen kaybolduğu kabul edilmemekle) birlikte, bu davranışların normal olduğu da söylenemez. Her işte, itidali (orta yolu) esas alan İslam dini, hangi mesele olursa olsun, hal-hareket ve amellere kıstaslar getirmiş, ölçüler koymuştur. Böylece, kişinin itidalini kaybetmesinin önüne geçilmiştir.

Aklın en büyük düşmanlarından bir kısmı da; aklı örten, muhakemesini bozan, onu davranışlarında dengesizliğe iten; başarısızlıkların, kazaların, cinayetlerin, aile facialarının, maddi-manevi çöküntülerin sebebi olan, alışkanlık yaparak pençesine aldığı insanları kolay kolay bırakmayan içkiler ve her çeşit uyuşturuculardır.

Resulullah s.a.v. Efendimiz’in mübarek lisanlarında, “ümmü’l-habais” (kötülüklerin anası) olarak yaftalanan bu zehirlerin zararları bütün istatistiklerde, inkarı mümkün olmayacak derecede ispat edilmiştir.

Binaenaleyh, aklımızın ve de topyekün sağlığımızın muhafazası için, her türlü içki ve uyuşturucudan cemiyet olarak uzak kalmak elzemdir.


Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com